- 490 Okunma
- 8 Yorum
- 5 Beğeni
NEDEN BÖYLEYİZ?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
NEDEN BÖYLEYİZ?
Onca başımıza gelenlere rağmen akıllanamadık nedense. Daha düne kadar Corono denen sinsi virüs bütün dünyayı dolaşarak binlerce insanın ölümüne neden olurken bazıları da hayatta kaldı. Deprem de de öyle olmadı mı? Değişik şehirlerde can kaybı miktarı gerçekten çok korkunç sayıda. Bunun yanında kurtulanlar biraz olsun içimizi ısıtıyor. Allah’tan kış olması bir yerde bana göre sevindirici. Ağustosun sıcağında tuvalet sorunundan, çöplerden gelen kokulardan daha bir vahim olurdu.
Peki neden bunları yaşıyoruz diye aklıma bir soru geliyor. Neden binalar yapılırken depreme dayanıklı bir şekilde yapılmıyor. O binaları yapan inşaat firmaları iki kuruş fazla para kazanmak uğruna başkalarına zarar vermeye hakkı var mı? Sebep olduğu her kötülükten insanoğlu sorumludur. Bunu bilmiyorlar mı?
Onca insan öldü. Bir kısmı kurtuldu. Ya çocuklar? Ailesini kaybetmiş çocuklar ne olacak? Koruyucu aile, çocuk bakım evleri… Peki onların iç dünyası, annesizliği babasızlığı. İçinde yara olmayacak mı?
Her şeyi kadere mi bağlayalım. Allah demiş ki; Sen tedbirini al. Alıyor muyuz ? Alsaydık koskoca Hatay yerle bir olur muydu? Tabi diğer şehirlerimizde. Kendimizi düzeltmediğimiz sürece başımızdan belalar eksik olmaz. Nasıl ki muz kabuğunun üstüne bastığımız zaman kayacağımızı bilirsek dış cepheleri süslü püslü ama alt yapıları sağlam olmayan binalar yapmaya devam ettiğimiz sürece önce kendimize sonrada başkalarına zarar vermeye devam etmiş oluruz.
Dayanışma ve yardımlar büyük. Türkiye’de yaşanan büyük felakete kucak açarak bir çok ülke yardıma koştu. Ama arama kurtarma ekibi göndererek ama maddi destek olarak. “ Komşu komşunun külüne muhtaçtır “ atasözünün doğruluğu bir kez daha kanıtlandı. Hep derim ki “HERKESİN YOLU BİRBİRİNDEN GEÇER “ Nerede olursan ol, nerde yaşarsan yaşa hep birbirimize muhtacız.
Söylenecek çok şey olmasına rağmen uzun lafın kısası hayat çok kısa çalmaya çırpmaya değmez. Ne kimsenin göz yaşına sebep ol nede göz yaşın aksın. Ölüm mutlak her cana değecektir. Sen başkasından beş on sene fazla yaşasan ne çıkar her şeyini bırakıp gitmeyecek misin? Hırslarını makamını ihtiraslarını zenginliğini.
Arkanda bırakacağın bıraktığın intibadır. Öldü de kurtulduk mu deseler iyi, ne kadar iyi bir insandı kimseyi incitmez herkesin yardımına koşardı mı deseler iyi. Bu konuda seçim insanın kendi kararıdır. Kararlarımızı verirken yarın ahirette vereceğimiz hesaplardan önce kendimizi burada hesaba çekersek bence doğrusunu yapmış olmaz mıyız. Tabi yine karar herkesin kendi bileceği iştir.
FATMA ÇİÇEK
YORUMLAR
Ansiklopedilere geçen bilgilere göre:
Yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine yaklaşık 2100 dava açılmış. Bu davalardan 1800''ü hukuki boşluklardan dolayı cezasız sonuçlanmış. Geriye kalan 300 davanın 110 kadarında ceza verilse de çoğu ertelenmiş. Bunun dışında kalan davalar ise 16 Şubat 2007 tarihinde 7,5 yıllık zaman aşımı süreleri dolduğu için düşmüş".
Diyeceksiniz ki, ceza alsalar gidenler geri mi gelecekti?
Hayır, gidenler geri gelmeyecekti ama, bundan sonra gidenler azalacaktı!
-Ya Resulellah, devemi salıp da mı Allaha revekkül edeyim, bağlayıp da mı?
-Deveni bağla ve Allah''a tevekkül et!
Tedbirimi aldıktan sonra tevekkül etmenin manası ve faydası nedir ki?
Birinci faydası Allah-kul ilişkisi, kulluk bilinci, Allah''ın sonsuz gücü ve rahmeti karşısında –ne yaparsa yapsın- kulunkinin sınırlı ve tek başına yeterli olduğu bilgi ve inancının uygulamaya geçirilişidir.
Birininin uzantısı olan diğer faydası, "kulun tedbirinin de korunmaya muhtaç olması" sebebiyle yetersiz kaldığımız noktada Allah''a sığınmamızdır.
Tevekkül, her şeye –bütün tedbirlere rağmen- o şeylere değil, Allah''a güvendiğimizin ikrarıdır.
Birçok deprem felaketi yaşadık, anlaşılan daha da yaşayacağız. Can ve mal kaybının en büyük sebebinin tedbiriszlik olduğu apaçık ortaya çıkmıştır. Bazıları çıkıp neredeyse ülkenin bütün evlerini devletin/hükümetin yıkıp yenisini sağlam olarak yapmasını teklif ediyor ve bunu yapmadığı için devleti suçluyorlar. Bu haksızlıktır. Doğru olanı şudur: Yapmaktan aciz olanlarınkini devlet, imkanı olanlarınkini de kendileri -depreme dayanıklı olmayan- yapılarını hemen yıkıp yenirlerini yapmaya koyulmalıdırlar.
Acımız büyük, ama kusurumuz ondan da büyük!
Bilgilendiren yazınızı tebrik ediyor duyarlılığınızı kutluyorum...
VaTaN25 tarafından 27.2.2023 21:51:35 zamanında düzenlenmiştir.
Fatma Çiçek
İnsan düşünen , hisseden bir varlıksa erdeme, bilgiye , bilime açılan; üretkenlik, yardımlaşma, başkasının halini anlama ve ona el verme yollarının dönemeçlerini iradesiyle aklıyla, duyumsamalarıyla seçecektir.
Miskin, bedavacı, menfaatçı olmayı seçenlere de toplumsal dirençle denge sağlanabilmeli ama sayıları arttıkça bu çaba da sönümlenmeye mahkum kalacaktır.
Konuyu ne güzel irdelemişsiniz.
Dikkat çeken yazınızı tebrik ederim.
Sevgiler, esenlikler.
Fatma Çiçek
"Allah’tan kış olması bir yerde bana göre sevindirici. Ağustosun sıcağında tuvalet sorunundan, çöplerden gelen kokulardan daha bir vahim olurdu."
Donarak can veren onca kayıp varken neyi sevindirici Allah aşkına? Kış olması tuvalet sorununu çözdü mü sanki?
Evet aynı şeyi ben de soruyorum "neden böyleyiz?"
Eminim ki iyi niyetinizle yazdınız ama bu cümleleri hiç kullanmasaydınız daha yerinde olacaktı.
Fatma Çiçek
Sanırım bir yanlış anlaşılma var. Şöyle ki; Ben ölenlere sevinmedim, sağ kurtulanların yaz mevsimine denk gelseydi sıcaktan kokuların şiddetinden insanların daha zor duruma düşeceğini ifade etmek istemiştim.
Yazıma fikirlerinizi söyleyerek onur kattınız. Çok teşekkür ederim. Sağlıcakla.
Fatma Çiçek
Renk kattınız yazıma . Teşekkürlerimi gönderiyorum.
Ne desem yerden göğe kadar haklı bir çıkış kutluyorum saygılar sunuyorum
Fatma Çiçek
Fatma Çiçek
Teşekkür ederim yorumunuz için.