- 236 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI/ Kısım 2 Bölüm 6-b
‘’ Ya bunlar bizi fark etti mi anlamadım gitti? Dolaştırıp duruyorlar bizi. Ben yoruldum birazda sen kullan arabayı.’’
‘’ Dikkat et gözden kaybetme. Sanırım geldik. Bizi fark etmeden müsait bir yere park et.’’
‘’ Olur canım.’’
Biraz sonra Hatice ile yanındaki adam, araçtan inip binalardan biriden içeri girdiler. Eda,
‘’ Adresi kaydettin mi?’’
‘’ Acele etme kızım Tabi kaydettim. Şimdi Büşra Amire konum atacağım.’’
‘’ Ukala.’’
‘’ Sen bana ukala mı dedin? Bekle Büşra Amire konum atayım, ben sana yapacağımı bilirim.’’
‘’ Amirim, ben Serra. Üsküdar’dayız. Bulunduğumuz yerin konumunu atıyorum. Hatice, şu anda binadan içeri giriyor.’’
‘’ Bir ekip gönderiyorum, ekip gelinceye kadar sakın müdahale etmeyin.’’
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
‘’ Ne söyledi Büşra Amir?’’
‘’ Ne diyecek, elinizden kaçırmayın geliyoruz dedi.’’
‘’ Eh Büşra Amirden bir aferin alırız artık.’’
‘’ Fırça yemeyelim, başka bir şey istemem.
****
Tülün arkasından sokağa bakan Hatice, gülerek Vahit’e döndü ve
‘’ Bizim salaklar oltaya geldiklerini ne zaman anlayacaklar?’’
‘’ Siz benden daha iyi bilirsiniz Hanımım.’’
‘’ Toparlan, çıkıyoruz. Arka bahçeden öbür sokağa oradan da parka gideriz. Biraz hava almaya ihtiyacım var.’’
‘’ Baş üstüne Hanımım.’’
‘’ Farkında mısın? Bilmiyorum ama Asayiş şube, tahminimden daha güçlü çıktı. Kaçmaktan yoruldum. Vera ve Hafsanur elini kolunu sallayarak gezerken ben kaçmaktan başka bir şey yapmıyorum. Onların keyfi tıkırında, günlerini gün ediyorlar.’’
‘’ Öyle demeyin Hanımım. İkisini de tek tek yakalayıp intikamımızı alacağız.’’
‘’ Bırak şimdi yalakalık yapmayı Vahit. Böyle bir şeyin olmayacağını sen de biliyorsun. Bende biliyorum. Hadi toparlan çıkalım.’’
Eda, birazda sızlanarak,
‘’ Burada daha fazla saklanmaya hiç niyetim yok. Ben harekete geçiyorum.’’
‘’ Otur oturduğun yerde.’’
‘’ Daha ne kadar bekleyeceğiz? Her zaman olduğu gibi yine elimizden kaçacaklar.’’
Serra,
‘’ Yanılmıyorsun arkadaşım anladığım kadarı ile kaçtılar bile.’’
Yanlarına gelen Ekip aracından ilk olarak Büşra Amir çıktı. Serra’ya,
‘’ Durumumuz nedir kızlar?’’
‘’ Yine elimizden kaçırdık galiba Amirim.’’
‘’ Fazla uzağa gidememişlerdir. Dağılıyoruz arkadaşlar, Üsküdar’ı didik didik edeceğiz. Fare deliğine sığınsalar, çekip çıkaracağız. Kirli yanına üç kişi al ve sahile in. Ruşen sende yanına üç arkadaşını al parkı kontrol et. Geri kalanlarınız dağılıp her deliğe girip çıkacağız hadi arkadaşlar göreyim sizi.
****
Parkta bir müddet koştuktan sonra, beden hareketleri yaparken, hala söylenip duruyordu. Zavallı Vahit Hanımıyla beraber koşmaktan canı çıkmış, iki büklüm olmuş öksürüp dururken, Hatice’nin parkın karşı girişine gözü takılıp kaldı. O sakallı genç ve üç arkadaşı yanlarına doğru hızlı adımlarla geliyorlardı. Ve bu hiç hayra alamet değildi.
‘’ Yürü Vahit ortadan kaybolalım yoksa güneşi son görüşümüz olur.’’
‘’ İki dakika daha izin ver Hanımım.’’
‘’ Kaybedecek zamanımız yok Vahit. Yoksa yakalanacağız. Hay Allah saklanacak yerimiz de yok.
Hanımının çaresizce konuştuğunu gören Vahit,
‘’ Var Hanımım var. Doğru Zeytinburnu’na gidiyoruz. Evden bir şeyler almam lazım. Oradan da Haznedar’a geçeceğiz.’’
‘’ Orada ne işimiz var?’’
‘’ Bir zamanlar bir arkadaşıma ufak bir iyilik yapmıştım. Şimdi ödeşme zamanı. Beni takip edin Hanımın bunlardan kurtulalım. Daha sonra anlatırım. Şuradan sahile inen merdivenler olacaktı.
On dakika sonra, Sahilden Kabataş’a kalkan motorların yanaştığı iskeleye doğru yürüyorlardı.
‘’ Onları atlattık mı?’’
‘’ İçiniz rahat olsun Hanımım. Bu saatten sonra bizi yakalayamazlar.’’
Biraz sonra motorla Kabataş’a doğru yolculuk başladı. Hatice birazda olsa rahatlamıştı. Kabataş’ta taksi çevirmeleri zor olmadı. Arkasına yaslanırken,
‘’ Sağ ol Vahit, açıkçası senden bu kadarını beklemiyordum.’’
‘’ Şimdi kalbimi kırdınız Hanımım. Beni üzmeye hiç hakkınız yok.’’
Parkta bir araya geldiklerinde, Büşra Amir adeta ateş püskürüyordu.
‘’ Yine elimizden kaçırdık. Toplanın Asayişe dönüyoruz.
Asayişte odasına girerken, telefonu çalmaya başladı. Ekranda beliren numarayı tanımıyordu. Konuş butonuna bastı.
‘’ Nasılsınız Amirim? Bu gün sizi üzdüğüm için çok üzgünüm. İnşallah koşturmaktan yorulmadınız?’’
‘’ Bana bak Hatice, Aldığın nefesin tadını bil. Seni eninde sonunda yakalayıp parmaklıkların arkasına atacağım. Bu söylediklerimi hiç aklından çıkarma.’’
Hatice, ‘’ Tabi tabi’’ diye cevap verdikten sonra telefonu kapattı.
‘’ Bu kadın en sonunda beni delirtecek. Ne yapıp ediyor elimden kurtuluyor.’’ Kirli,
‘’ Az kaldı Amirim, yakında avucumuza düşecek.’’
‘’ Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?’’
‘’ Altıncı his diyebilirsiniz. Çok az kaldı.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.