Ağlayan nehir / Yolların hüznü
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İman ve Teyakkuz üzerine,
Kalbinin sesini vaktinde dinle. Kalbin seslenirse ağlayarak seslenir. Kalbin seslenirse, yükümlüdür acıyı damıtan… Kalem, hal diliyle Rahman ve Rahim olan Allah der. Ona yakarır, dua eder.
Vakit
Dağların vaktidir. Ağlamayınız.
Maralların hikâyesini dinleyiniz.
…
"İman edip güzel amel işleyenlere gelince, onlar için Me`vâ Cennetleri vardır. " (Secde, 32/19 ve En-Necm, 53/15).
Cennetü`l-Me`vâ: Salih amelleri olan kişileri, Allah yolunda iken şehit olan kişilerin ve mümin olan kulların barınağı olan bir cennet olarak bilinir. Meva cenneti anlam olarak bakıldığı zaman huzur ve mutluluk temsil etmektedir.
.
"Doğrusu biz sizi, gelmesi yakın bir azaba karşı uyardık. O gün insan bizzat kendi elleriyle ne hazırlayıp gönderdiğine bakacak; kâfir ise tamamen ümidini yitirip: “Âh ne olurdu, keşke toprak olsaydım” diyecektir." (Nebe, 78/ 40).
"yâ leytenî küntü turâbâ" mana itibari ile " keşke toprak olsaydım " demektir. kuran’da (nebe 40) dünya hayatında iman etmeyen insanların, ahireti gördükleri zaman bu ifadeyi kullanacakları söylenir.
.
…
Gözleri şimdi uzakta ve toprağın altında…
Oysa yaşadı. Gözlerinde yedi çekirdek âlemin varlığına dair işaretleri ve delilleri saklıdır.
Yatmış. Uyuyor. Belki rüyasında onu görüyor. Düşmekte olan kanatlarını görüyor. Uyuyor. O rüyasında belki bir kuş. Düşüşü görkemli değil. Oldukça sade. Toprağı incitmiyor uzuvları. Yine de keşke toprak olsaydım diyor.
İnsan, hem ne kadar aciz hem de ne kadar kuvvetli bir yaratılışa sahip. Ve insan vasfının farkında değil. Fakat dönüş yine ona.
…
Kalabalığı seyretmekten kedimi alamıyorum. Bir insan da ben ediyorum kalabalığın içinde. Onlar da beni seyrediyor. Yürüyoruz. Az sonra elimi attığım yüksek taş, bir kürsüye benziyor. Taş yüklü bu topraklar diyorum. Bu topraklarda görmemek imkânsız... Bu toprakların aynalı göllere, coşkun akan nehirlere ihtiyacı var. Bu topraklar suya susamış. Derken bir kahve içimi oturuyoruz bahçeye. Elimi şakaklarımda buluyorum. Hava ılık. Rüzgâr esmiyor. Hiç maral gördün mü diye soruyor ikinci benliğim. Hayır diyorum. Görmedim. Fakat onun dişi bir geyik olduğunu biliyorum. Tekrar kürsüye benzeyen taşa gidiyor aklım. Kürsü diyorum artık ona. Kürsü… Tam o sırada dişi geyiğin hikâyesi başlıyor.
Günlerden bir gün… Güneşin kavurduğu sıcakta marallar ormana yayılmış. İçlerinden bir tanesi geride kalmış. Sebebi aksayan ayağıymış. Üstelik küçükmüş de. Marallar önde; yavru dişi geyik arkada bir süre öyle gitmişler. Yavru dişi geyik o yolu yürümek için canını dişine takmış. Gide gide suları coşkun akan bir nehrin kenarına varmışlar marallar. Berrak sudan kana kana içmişler. Yavru dişi geyiği kimsecikler fark etmemiş. Kimsecikler görmemiş onun gayretle sekmeye çalıştığını.
Yavru dişi geyik ümit etmiş yetmeye, yetişmeye. Bir ara başı dönmüş. Başını döndüren kavurucu güneşin ta kendisiymiş. Üç beş adım sektikten sonra sağına bakmış kimse yok. Soluna bakmış kimse yok. Ardına bakmış uçsuz bucaksız bozkır örtüsü ile göz göze gelmiş. Takati kesilmiş. Yavru dişi geyik sonunda kaybolmuş.
Akşam olup karanlık bastırınca yavru geyiği aramaya çıkmışlar. Ama bulamamışlar. Marallar dağdan inmişler inmesine de tam üç gece dağlarda yırtıcı kuşların çığlıkları ve kurtların ulumaları yankılanmış.
Marallar nehrin kenarında acı içinde kıvranarak gözyaşı dökmüşler. Bazen gizli bazen de apaçık şekilde haykırarak ağlamışlar. Nehrin sularının sesi maralların ağlama seslerine karışmış. Çıplak dağlarda ilk kez dikenli yapraklı çayırların bittiği görülmüş. O günden sonra insanlar oraya ağlayan nehir ismini vermişler.
Fakat ortada ne marallar kalmış ne de gürül gürül akan o nehir.
İşte, dişi geyiğin hikâyesi burada bitiyor. Gözlerimi kuruluyorum. Bir an için hayalime gelen hikâye için ağlamak geliyor içimden. Gözlerim doluyor doluyor... Gözyaşları akmıyor bir türlü. Çünkü yanımda kalabalık var. Çünkü ben de o kalabalığın bir parçası hissediyorum kendimi. Fakat kalbim hüngür hüngür ağlıyor.
Yavru geyiğin yolu yürümek için gösterdiği gayret onun azametini gösteriyor.
Her şeye rağmen yavru geyik yolda… Yürümeye devam ediyor. Bu ne büyük bir yaratılıştır.
Subhan’Allāh..!
Vakit
Dağların vaktidir. Ağlamayınız.
Dağların eteğine varınız. Orada bir şehir var. Kadınlar sandık altında tutuyor hediyelik çiçekleri ve erkekler hiç konuşmuyor.
Konuşamıyor hüznü.
16.2.23
-Mahvash- / Munise Senem UÇAR
YORUMLAR
Derin acı, kurumayan gözyaşları, beynin ve yüreğin ezilip ayaklandığı özel duygu durumundan; yüksek enerji ve güç yaratmayı başararak yardımlaşma, önlem alma, birliktelikle destek olma haline bilinçlenerek topyekûn uygulamaya geçmeliyiz.
Yazınız mükemmeldi.
Aşırı duygulandım.
Saygılarımla.
Mahvash
Selamlarımla.
Ìnsanoğlu çiğ süt emmiş derler ya,İnsanlar iyi değil birbirine karşı. Kimi zaman sütsüzlük damarı tutar, soysuzca davranışlarda bulunur; iyiliğini gördüğü kimseye kötülük yapar.
Bazı özelliklerimiz daha insanca olsaydı keşke.
Keşke bir felaket olmadan birbirimize yardım elimizi uzatabilsek.Schow Dünyasında fakirin cebinden alıp zenginin cebini doldurup sonra fakire minnet lütufla sunmasak mesela,onuda bir kısmını yine cebine atarak,böbürlenip,övünmesek kendimizle.
O insanlara tepeden bakmasak.
Ìnsanlar, çevrelerindeki ortamın şartlarına göre ahlak geliştiriyorlar.
Daha çok maddiyat ağır basıyor,manevi değerler yok oluyor maalesef.
Günümüzün taplosu,çok acıklı,çok yaralayıcı.
Ağlıyor insanlar,çaresiz,yoksul,kimsesiz.Yaraları derin,acıları büyük,.
Kaç gün sarılır yaraları,kaç gün doyar karınları.
Üç beş gün sonra unutulur herşey merak etmeyin.
Dizi yayınları başladı bile,geriside gelir çabucak.
Bu kadarız işte.
Düşündürücü güzeldi yazınız,keşke ders alabilsek bu yaşanılanlardan,acılardan.
Bir olsak,tek olsak,sevsek,sarılsak,parçalanmadan,bölünmeden,sen,ben demeden biz olabilsek,tüm olabilsek,keşke..
Ah bir de bize ecelimizle ölme fırsatı verseler..
*
Tıpkı dinlerin ve siyasetin henüz varolmadığı o ilk zamanlar gibi.
Afrika'da yanından petrol boruları geçtigi halde susuzluktan ölmese mesela çocuklar..
Üç milyon yahudinin üç milyar müslümanın gözü önünde Filistinli bir çocuğu öldürdüğünü görmesek..
Bir Pakistanlının Türkiye'ye 30 milyon euro bağış yaparken aynı anda kendi memleketinde kendi iç savaşları yüzünden o dakika içerisinde açlık ve yokluktan ölen çocukları bilmesek..
Afganistan'da dini gerekçelerle kadınların çalışması yasak edildikten sonra annelerin bebeklerine bakamaması sebebiyle altı ayda altı bin bebeğin öldüğünü söylemeseler bize..
vs..
-yazınız bu tarafa o kadar narin gelirdi ki..
*
Yas bitti.
Trabzonspor bu gece galip.
İddia TJK ile devlet elinden kumar oynatılmaya devam ediliyor.
Genelevler açık -vergileriyle imam maaşı ödeniyor.
-o anda enkazdan iki can daha sağ çıkartılıyor..
Biri de çıkıp demiyor ki "biz insan eti yiyoruz galiba"..
HAYIRLI CUMALAR
KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN
bigüzeladam tarafından 17.2.2023 01:53:18 zamanında düzenlenmiştir.
bigüzeladam tarafından 17.2.2023 01:57:01 zamanında düzenlenmiştir.
bigüzeladam tarafından 17.2.2023 02:10:29 zamanında düzenlenmiştir.
Mahvash
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Hayırlı günler dilerim.