- 417 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Rahmetli Süleyman DEMİREL' in Hoşgörüsü
“-BAŞBAKANA KÜFRETTİ DİYE VATANDAŞ HAPSE ATILIR MI YAHU..”
“-Bu savcılar da kantarın topuzunu iyice kaçırdılar..”
“-Hadi atla git.. Vatandaşı kurtar. Sevaba girersin..” S. Demirel
*
14 Ekim 1979 ara seçiminden sonra Ecevit/CHP Hükûmeti istifa etmiş. Süleyman Demirel azınlık hükûmeti kurmuştu.
Antalya’nın Manavgat ilçesinde vatandaşın biri, kahvehanede Süleyman Demirel’e sövüp saymış. Demirel Başbakan olduğu için savcı resen soruşturma başlatmış, adamı içeri attırmış.
Rutin görüşmelerden birinde Demirel, Yaşar Topçu’ya "Önemli bir şey var mı?" diye soruyor. Topçu da "Önemli bir şey değil ama sadece bilgi arz etmek istiyorum. Antalya’nın Manavgat ilçesinde vatandaşın biri kahvehanede size hakarette bulunmuş, galiz sözler söylemiş. Vatandaşı tutuklamışlar. Mahkeme şikâyetçi misiniz diye soruyor." diyor.
Demirel de "Bu hâkim ve savcı arkadaşlar bazen kantarın topuzunu kaçırıyorlar. Başbakana hakaret etti diye bir vatandaş tutuklanır mı yahu?.. Biz burada oturuyoruz haberimiz olmuyor.. Yaptığımız uygulamalarla kim bilir adamı nasıl bunalttık ki, canını sıkmışız bize galiz küfürler etmiş. Hemen Antalya’ya o ilçeye git ve o vatandaşı hapisten çıkar. Tahliye et gel. Sevaba girersin." diyor.
Yaşar Topçu Manavgat’a gidiyor. Demirel’in avukatı olarak Asliye Ceza Hâkim’ine davaya müdahale kabulünü söylüyor. "-Sanığın tahliyesini talep ediyoruz. Müvekkilim Başbakan Demirel bana, bir ülkenin vatandaşı Başbakanına sövmez. Biz kim bilir adamı nasıl bunalttık ki küfretti.." diyor.
Hâkim şaşırıp duruşmaya ara veriyor. Savcı ile birlikte Topçu’yu görüşmeye davet ediyor.
Hâkim, "-Kusura bakmayın, bu Demirel nasıl bir adam?.. Gazeteler tam tersini yazıyor. Bu kadar hoşgörülü, geniş gönüllü insanı biz ne kadar yanlış tanımışız.." diyor.
Yeniden duruşmaya giriyorlar. Hâkim sanığın tahliyesine karar veriyor. Sanığa da"-Demirel yok ama avukatı var, Seni tahliye ettirmek için ta Ankara’dan gelmiş.. ellerini öp…" diyor.
Sanık "-Hâkim Bey, bu bana hayatımın en ağır cezası. Beni tahliye için avukatını gönderen bir Başbakan’a dilim kopsaydı da böylesi hakaret etmeseydim. Elini ne kelime, ayağını öpeceğim.." diyerek pişmanlığını ifade ediyor.
(Hikayeyi o tarihlerde Demirel’in Avukatı olan Yaşar Topçu kaleme almış)
…
Ah be Çoban Sülo..
Senin kıymetini bilememişiz..
Bugünleri yaşayınca anladık senin kıymetini..
Nasıl da ağır eleştirirdik.. Buna rağmen ne polis, ne savcı çağırdı ifadeye..
O günlerde GIRGIR ve ÇARŞAF Dergileri vardı.. Nasıl karikatürler çizerlerdi.. Demirel’e giydirilen kadın mayoları hala aklımdadır..
1970’li yılların başıydı.. Demirel “Biz cumhuriyet çocuğuz” sözü gündemdeydi.. Bir gün Demirel, Karaca Tiyatrosu’nun en ön sırasında oyunu seyretmektedir.. Muammer Karaca oyun esnasında Demirel’e iyice yanaşıp, “-Sen cumhuriyet çocuğusun da.. Biz orospu çocuğu muyuz?..” demesin mi.. Demirel başta herkes gülmekten kırılmıştı..
O gün tiyatrolarında politik oyunlar çok gözdeydi.. Özellikle Muammer Karaca ve Nejat Uygur’un oynadığı tiyatrolar dolup taşardı.. Özellikle “Demirel’e söylerim” ve “Aman Özal duymasın” oyunları kışın İstanbul’da oynar, yaz aylarında Anadolu’da turneye çıkardı..
En az 40-50 yıl öncesinin Türkiye’sinden söz ediyorum.. O günün Türkiye’si , bugünden çok daha özgürlükçü ve siyasi liderleri de çok daha hoşgörülüymüş...
Alıntı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.