- 358 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
GELECEKTE SU SORUNU?!
GELECEKTE SU SORUNU?!
Derin düşlere dalmışken giderek azalan su kaynakları ve gelecekte su sorunu üzerine çözüm aray⁸sına yönelik şair aklıyla düşlerimi yazmakta yarar var diye düşündüm. Daha önceleri de yazmış olabilirim diye düďündüm. Keza bu güne değin bir çok web sitesinde çok sayıda şiir, makale, öykü deneme yazmış olmama karşın bu sitelerin bir çoğu kapandı ve yazdıklarım böylece kayboldu gitti..
Asıl konuya gelelim, su; yaşam kaynağımız olmaz ise olmazımız..
Ülkemiz üç yanı denizler ile kaplı bir büyük yarımada ve büyük olasılıkla bir çok ülke gelecekte tuzlu suyu tuzundan arındırarak tatlı su elde etmeye, yaşamı böyle sürdürmeye çalışacak. Yeryüzünün üçte ikisi sularla kaplıdır ve dünyadaki varolan su kaybolmaz.
Şimdi, güneş enerjisi ile seralarda sebze meyve nasıl yetiştiriyor isek benzeri bir yöntemle de gelecekte deniz üstünde kurulacak seralar aracılığı ile yine güneş enerjisinden yararlanarak yaşayan yeni nesiller için tatlı su üretmek olanağı vardır ve ülkemiz bu bağlamda 8000 km lik kıyı şeridi ile su potansiyel açısından şanslı ülkelerden birisidir.
.
Konunun esas temeli, gece gündüz arasındaki sıcaklık farkı, ısınan suyun buharlaşması, buharlaşan suyun( buğu, buhar, bulut, sis) aldığı enerjiyi kaybettiği zaman yine suya dönüşmesinden kaynaklı bir doğa fizik yasasıdır. O halde Denizlerin kıyİsında uzun vadede deniz suyunu arıtarak içme suyu elde etmeye yönelik AR- GE projeleri geliştirip, teşvik etmekte yarar var.
Günümüzde bir litre pet şişe suyunun ederi kantinlerde 3- 4 TL, 19 litrelik bir damacana suyun fiyatı 20- 30- 40 .- TL gibi rakamlara ulaşmıştır. Oysa daha neredeyse düne kadar kaynak sularını içtiğimiz pınarların gözeleri kurumuş, su düzeyi giderek derinlere çekilmiş ve ulaşılması zor hale gelmiştir kaybolmuştur. Su kullanım hakkı yani yaşam hakkı herkesindir oysa..
Hal böyle iken uzun vadeli düsünmelsizin aynı alarsü ustünde çok sayıda HES projelendirilmesiyle su kaynaklarının ve göllerin kuruduğunu dikkate alırsak, yakın gelecekte kaotik gelişmeler yaşanacağını görmezden gelemeyiz.. Atalarımızın Orta Asyadan göç nedenlerini düşünecek olursak kuraklıktan dolayı, su ve otlak gereksinimi başta gelen nedenlerdir.
Bu bağlamda giderek artan dünya nüfusu karşısında akıllı davranmak ve eli kolu sıvayıp işe atılım projeleriyle soyunmak gereklidir. Uzun vadeli enine boyuna kurulacak bilimsel kurullar yarar zarar ergonomik ve ekonomik açıdan konuyu masaya yatırıp görüş ve düşünceler belirlenmeli gerekli yatırım kaynaklarının finansmanı sağlanmalıdır.
Burada gereksinim duyulan projelerde gerekli mühendislik ve fizik bilgisinin yanısıra üretilmesi gerekli maddelerin başında cam, su borusu ve demir çelik aksamı, musluk vanası ve montaj aklıma gelen ilk sıradaki üretilmesi gerekli modelleme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sonuçta deniz sutünde kürülacak üçgen çatılı cam seraların içinde güneş enerjisinin etkisiyle yükselen su buharı soğuyunca çatının kendi meyili üstünde içten akarak oluk oluk yağmur suyu gibi tuzlu deniz suyundan tatlı su elde edilirken sudaki tuz ne olacak sorusu üstüne de kimyacılar ve fizikçiler biraz kafa yorsalar iyi olur..
Bir şair ancak bu kadar düşünebilir dersem yanlış anlaşılmasın daha fazlasını da düşünürüz ve yapabiliriz elbette ama konunun ortaya serilmiş olmasıyla sorunun önemi kavranmış ise benim için bu kadarı yeterli..
Nuhun gemisi varsa, şairin de hayâlleri vardır..
Düşlerimiz iş ola, işlerimiz hayrola.. Düş, gerçeğin doğumu, gerçek, düşün ölümüdür..
Şaban AKTAŞ
04.02.2023 - 06.50
Görsel; Şaban AKTAŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.