- 389 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİ: FİKİR, ZİKİR ,ŞÜKÜRDÜR.
‘’Seni sevgimden yarattım’’, Sevdim seni ey şahı hoban hayır ve şerde, ‘’İman edenler ve Salih amellerde bulunanlar ise rahman olan Allah onlar için bir sevgi kılacaktır’’. Sevmek insan için var olma unsurudur. Daha birçok ayette sevgi konusu işlenmektedir. Sanat, din ve felsefede üzerinde çokça durulan sevgi, ailede eğitimle başlar. Kişiyi iyiye götüren, doğruya ve güzele meylettiren en hakikî mabet, yumak yumak sevgiyle örülen, iyi güzel çirkin kötü ne varsa aileye mahsus sır saklandığı evleridir.
Sevgi deyince bütün akarsular durur berraklaşır. Japon bilim adamı bir bardaktaki suya sevgi sözcükleri söyler, diğer bardakta ki suya hakaret sözcükleri söyler. Bir hafta sonra çok farklı iki bardakla karşılaşır. Birisi bulanmış su özelliğini kaybetmiş diğeri ise daha berraklaşan ve cazip haz veren şekillerle dolmuştur.
Bu çağın kargaşasında insanlar birbirleriyle diyalog halinde olabiliyorlarsa, o sevgi sayesindedir. Bu yazıyı yazarken her zaman selamlaştığımız avukatlık stajı yapan bir kızım geldi. biraz muhabbetle üç ayları tuttuğunu söyledi. Ben ona zor değil mi? dediğim zaman. Hocam çok seviyorum. O sevgi beni doyuruyor dedi. Kendimden utandım. Biz sevgiden sevmekten ne anlamalıyız? Nedir bu sihirli sözcüğün tesiri. Daha iki satır tutuşturmaktan mustarip is kokusuna düşen, yüreği yakmadan dumanında tüten insan, ne anlamalıydı yollara serilmekten? Mecnun gibi aklı zayi edip dağlara çıkmaktan, Şirin gibi dağları delmekten. Ne vardı ki bu sihirli kelimenin içinde kimini dağlara salıyor, kimini çöllerde gezdirip kendini kaybettiriyor. Gri bulutları merhamet sevgi damlacıkları sarmış, düşmek, dökülmek istiyor, kurak topraklara.
Dökülüp toprakla kucaklaşmak istiyor sevgi kollarıyla. Kalbinden merhamet sökülmüş, düşünme melekeleri yok edilmiş mankurtlar bu çağlarda maharet sayılıyor. Taş kesilmiş kesif mermerlerin yalazında titreyen silik bakışlı can pare çocuklarımız hayatın acımasız bir köşesine sindirilmiş korku çadırında yaşıyorlar. Her kesim kendine göre sevgiyi ya da kaybettiğini aramaya koyulmuş bulamamanın acısıyla parçalanıyor. Istıraplı şuursuz lokmalarını yutarken, duyarsızca gelip geçen kalabalık yolların duraklarında üşüyen o çocuk, ikincilerin en çokta merhametsiz bakışları, duyarsızca umursamaz bakışları yaralıyor. Küçüğün ciğerlerini yırtıyor, boğuyor boğazlarını. Bu acı içinde bizi yeniden kardeş olmayı, yeniden birbirimizi sevmeyi öğret Allah’ım.
Tek başına kaldığında hayat: Seni değil gidenleri yargılar. Sevgisizlik yırtıyor boğazını, parçalıyor ciğerlerini insanın. Kan ağlatan bir yalnızlık, salaş kollarda absürt bir çanta. Ve günahın en kesif izleri gülmeyen yüzlerde kara bir tahta. Sevgisizlik, soğuk bir rüzgâr gibi çarpıyor hayat okulunun uçsuz bucaksız sınıflarında.
Dünyanın küçüldüğü küçük bir köy haline geldiği bu dünya kıyametler koparırcasına cinayetler, intiharlar, kin, nefret ve ihtiraslar hepsi de bulunuyor bu alemde, hepsi de hücum etmişler, çökmüşler insanların göğüslerine. Toplamış kıyamet alametlerini sevgiden yoksun ne varsa oluk oluk dolmuş, köhne karanlık gönüllere. Sevgi sözcüklerden uzak kurulan cümleler bir anlam ifade etmiyor. Hayatın içinde sevgi depolamak şöyle bir yana dursun, bal şerbeti sandığı kâselerden bilmeden zehri yudumlayan insan, hicran zede. âb-ı Kevser, düşlere ışık tutamaz buzdan evler. Bir yıldız şerh etmeli sevgi dolu gözlerden, tatlı bir söz inşa etmeli. Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insandan biri olabilmeli.
Oturmuş pencere önüne geçen kuşların uçuşlarını seyreden beyhude düş yığınları, güneş ışıkları arasında süzülen sevgi okları senide mi vurdu. Gamda değil yeter ki sevgi okları vursun. Sukutu ahvale uğrama duvara çivileme çaresizliği. Kalpten yitip giden ne varsa fersude, aşınmış, eskimiş, yıpranmış. Her halde seni terk eden ne varsa bırak gitsinler. Yitip gidenler fersude ise, sevgisiz ne yapılmış hepsi de beyhude. Zira kaskatı bir kalp kasavet yüklü bir kalp sevmek kelimesini anlamaz. Dört yanı tüm kötülüklerle çevrili bir kalp hapistir. O kargaşalı, doluşmuş duyguları içinde sevgi ne tarafa atılmış ya da kaybedilmiş olabilir ki. Hangi köşeye sinmiş sevgi yumağı gel de çık işin içinden.
Üç bin derecelik aleve atılan demir cevherinin ortaya çıkması gibi sevgi cevheri de öyledir üç bin derecelik bir kor gibi kiri pası yakar ve esas cevheri meydana çıkarır. Bir işaret beklemeden merhamet, şefkat ve sevgi sarmalı ihata etmeli tüm gönülleri, Narsist ve faşist düşüncelerden sıyrılmalı bencillik para hırs ve kin putlarını kırıp harabeye çevirip çöplüğe savurmalı.
İbadet sevgisini, mümin bilincini, ilim ve irfan gayretini sımsıkı kuşanmalı. Zülcenahey kanatlarını takıp uçmalı bir yanı uçarken diğer yanı yaya bırakılmamalı Zamana çağa ayak uyduracakmış. Sormazlar mı hangi çağa hangi zamana böyle bir safsata bizi oyalamamalı Böyle bir tanım ne zamanda var ne mekânda var nede dinimizde. Asra yemin olsun ki insanlar hüsrandadır. Bu tür hastalıkların kaynağı bizi sevgiden adaletten doğruluktan ayırmak için kurulmuş tuzaklardır.
Temel dinamiklerimizi, ahlâkî erdemlerimizi ve ailemizi hedef alan yazılı, görsel veyahut sözel her ne var ise hepsine “Dur!” diyecek imanî bir sevgi ile donanmanın vakti gelmedi mi? Her şey vermekle ya da sevmekle çoğalır. Öyleyse verelim sevelim ve çoğalalım ve yeryüzünde kötülükler yer bulup kök salmasınlar. Sevgi çiçekleri açsın baharlarımızda sevgi yağmurları yağsın tarlalarımıza Beyaz gelinliklerini sevgiyle giysin dağlarımız. Şefkatle sevsin gönüller. Sabırla örülsün gönül yumağımız. Her hâlükârda sevmek öz veri ister sabır ister. Vermeyi bekler. İşte o zaman vermek ve sevmek bir olur gönülleri fetheder. Hakiki sevgiler gönüllere şifadır Birlikte gülelim. Gerekiyorsa birlikte ağlayalım. Yoksa sevmeden sevilmeyi beklemek boş bir kazana kepçe daldırmak gibidir. Daldıranı her yönüyle aç ve açıkta bırakır. Sevmekle iyileşiyor onulmaz yaralar. Sevmekle büyüyor iyilik tohumları. Sevmekle şaşmıyor kıble gâh. Allah’ı ve Peygamberlerini sevmekle başlıyor ahde vefa.
İnananlar kadir kıymet bilen demektir, Allah’ın güzelliğini kavrayan, lütfunu bilen ve nimetlerine şükreden demektir. Bu idrakle sev rabbini sev insanları, sev yaratılanları. Gönüller Allah’ı zikretmekle mutmain olur. Sevgi: Fikir, şükür, zikirdir.
=======================================AR====================================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.