Boşluğa yazılanlar.
İsmi zeid..
Daha on oniki yaşlarında
Zayıf ,ürkek, üstü başı,eli yüzü kir içinde..
Kendisi kadar kirli bir çuvalı sürükleyerek çöp kutularında bizim atıklarımız olan pet şişeleri topluyor..
Onu seyrediyorum uzaktan, ifade edilemez hislerin içinde
Tam yanımdan geçti ,yaşamın tüm acısını ve adaletsizliğini sığdırdığı kendi bedeninden daha büyük kirli bir çuvalı sürükleyerek..
Kolundan tuttum,irkildi
-aç mısın?
Hiç yüzüme bakmadan ürkek bir halle yere dikti gözlerini
Bilirim o ürkekliği,dışlanmışlığı ,yanlızlığı ve yorgunluğu,daha çocuk yaşda büyük işlerin altında kalmayı..
Soruyu tekrarladım
-aç mısın?
Yine cevap yok!
Nerelisin oğlum,konuştuğumu anlayabiliyor musun?
Ürkek bir kafa sallaması ve kısa bir cevap’’Iraklıyım’
Birilerinin bitmez tükenmez kahpe arzularından doğmuş savaşın sebebinden veya başka bir kahpeliğin sonucu olarak tıpkı doğduğu vatanının ismi gibi ,minik ayaklarıyla oyun oynadığı topraklardan ıraklarda bizim çöplerimizi toplayıp yaşama tutunmaya çalışıyor
- bir şeyler yemek ister misin !?
Aynı hali ve ürkekliği devem edince sıkıca tuttuğum kolunun bırakıp ,aynı seviyede olmak için dizlerimi kırıp eğildim ve kirli yanaklarını iki elimle kavrayıp kafasını bana doğru cevirip tam gözlerinin içine baktım
-seni dilenci olarak asla görmedim ,sadece sana bir pasta vermek istiyorum,lütfen kabül eder misin
Ürkekliği yumuşadı ,gözlerinde güveni ve eveti gördüm.Fakat ondan uzaklaşınca gidip gitmeyeceğinden emin olamadığım için yanından uzaklaşmadan işyerindeki çalışanıma seslenip bir tane pasta vermelerini istedim.
Zorla ve bin ricayla pastayı o minicik ve kirli ellerine tutuşturdum.
-benim ismim de Varol,eğer buralardan bir daha geçersen ve karnın açsa,canın birşey isterse bu camın önünde dur ve içeri bak! Tamam mı!
Cevap vermedi ,teklifimi onaylayacak hiçbir mimik göremedim yaşamın kirinin arkasına saklı masum ve tertermiz o yüzde .
Gözlerini benden kaçırdı ve kendi dünyasına doğru adım attı, sonra elindekinin farkına vardı,hemen ısırmadı hakkı olan pastayı,bir kaç adım atıp bir ısırık aldı..
Bende bir zamanlar çocuktum, o an mutlu olduğunu ve yalnızlığını birazda olsa giderdiğini biliyorum.
Sonra o ahmakça düşünce çıkıp geldi zihnimin içine
"Yüzü çok pisti,git ellerini yıka"
Bir anlığına etkisinde kaldım bu yersiz düşüncenin ama sonra irkildim ve ellerimi yanaklarıma,ağzıma yüzüme sürdüm ..Öyle bir hışımla sürdüm ki en derinden hissetmek istedim o minik yüreğin acısını, yalnızlığını,yorgunluğunu ,çaresizliğini ve tüm bu olumsuzluklara rağmen azmini ve masum bir şekilde atan yüreğini..
Arkasından seyrettim umursamaz şehir kalabalıklarının arasında yürüyüp gözden kaybolmasını..
Ah insan..
Varım deyip kendinden bi haber insan!!