- 396 Okunma
- 5 Yorum
- 2 Beğeni
CEBİR HESABI KABİR HESABI
Yozgat’ın Sorgun ilçesinin Ahmetfakılı Kasabasında dünyaya gelen Durak Arıkan bir gönül insanıdır. Çevresince çok sevilir, muhabbeti geniş bir dünyası vardır. Tanıdığı, tanımadığı insanlara maddi manevi çok faydası dokunmuştur. O, kiminin Durak abisi, kiminin başkanı, kiminin de dert babasıdır. Çok değerli, beyefendi bir babası vardı. Çevresince Aslan Efendi diye tanınırdı. Durak Arıkan’ın babasının ormancı olması hasebiyle Evliya Çelebi çok yer gezip görmüştür. Bu yüzden başından çok olaylar geçmiştir.
Durak Arıkan lise yıllarında başından geçen bir hatırasını şöyle anlatır:
“1978 Yozgat Akdağmadeni Lisesi mezunuyum. Öğrenim zamanımın zor dersi Cebir dersiydi. Sınıf arkadaşlarım da zorlanırdı Cebir dersinden. Neredeyse iyi not alamazdık bu dersten. Bütün sınıf arkadaşlarımız bu ders için bir slogan bulmuştu: “Cebir Hesabı, Kabir Hesabı” Evet Cebir dersi zordu fakat bizim en zor dersimiz hangi dersti biliyor musunuz?
Bizim en zor dersimiz müzik dersiydi. Müzik dersimizin en zor ders olma sebebini kısaca söyleyeyim. Müzik dersi öğretmenimiz Niyazi Dursun’du. Uzatmayalım, ders öğretmenimiz Niyazi Dursun, Müzik Dersinde İstiklal Marşı’mızı nota ve el hareketi ile hatasız okutup sözlü yapacaktı. Aman Allah’ım! Sınıf kan ağlıyordu. Hiç unutamam, çarşamba günü son dersti. Niyazi hocamız derse geldi ve ‘Sizi sözlü yapacağım’ dedi. Kalbimiz korkudan küt küt atıyordu. Not defterini açtı ve ‘937 Durak Arıkan, hadi bakalım çık tahtaya!’ Alaylı bir ‘Durak Efendi’ deyişi vardı deme gitsin. Buyur hocam dedim. Niyazi Hocam: ‘İstiklal Marşını nota ve el hareketiyle hatasız söylemeye başla’ dedi. Hocamızın istediği gibi söylememe imkân yoktu. Zaten sınıfta hiçbir kimse bu şekilde okuyamıyordu. ‘Hocam mümkünü yok, yok’ dedim. Hoca ‘Hadi’ dedi. Ben ‘Yok’ dedim. Hoca ‘Hadi’ dedi. Ben ‘Yok’ dedim. Bu esnada beni aralıksız tokatlıyordu. Yediğim tokatların sayısını beşe kadar saydım. Yediğim tokat sayısının gerisini bilmiyordum. Tokadın acısından suratım yanıyor, gözlerimin önü kararıyordu. Hoca Efendi benim sözlü notuma üç tane bir yazdı.
Yıllar geçti, sağlık müdürlüğünde göreve başladım. Müzik hocam Niyazi Dursun’un torunu sınava girmiş ve sınavı kazanmıştı. Niyazi hocam torununun sınav evrakını almak için benim odaya geldi. Tabi bu arada beni tanımadı. Konuyu bana anlattı. Ben: ‘Hocam evrakları veremem’ dedim. Bir iki kere ısrar etti, ben de bir iki kez ‘olmaz hocam’ dedim. Hoca ısrara devam edince ‘Yok olmaz hocam’ dedim.
Niyazi Hoca: ‘Neden olmaz’ dedi. Ben de lise Müzik Öğretmenimiz Niyazi Dursun hocama: ‘Hocam! İstiklal Marşını nota ve el hareketi ile hatasız okursanız sınav evrakını veririm’ dedim. Niyazi hocam şöyle gözümün içine baktı baktı ve: ‘Vay Durak! 937 Durak sen misin?’ dedi. Hoş beşten sonra elini öptüm. Kucaklaştık ve ağladı. Yılların hasretini giderdik. Çok memnun oldu ve benimle gurur duyarak bana hayır duada bulundu. Kendisine sınav evrakını verdim ve yolcu ettim…”
07.01.2023
Yozgat
YORUMLAR
İDRİS ÇETİN
selam ve sevgiler...
İDRİS ÇETİN
Selam ve sevgiler...