Hemi de Merinos
Dün ne dediysem şapur şupur yedirdin Allah’ım. Ne kadar dinsiz imansız varsa akıllarına mantıklarına şaşarken beni de onlara kattın ya Allah’ım. Elhamdülillah, öğrendim artık eskinin ne melem bir şey olduğunu lakin yeni pek mi iyi sanki.. Gülsem gülerim, ağlasam ağlarım lakin elbet bir gün seninle karşılaşırsak yüzüne tükürürüm. Ya hu gocca Tanrı yaptığın iş mi, ortaçağda yaşasaydım ya çevremde bir tekke medrese olur idi, topu topu ne bilgi var ise onlar verir idi ben de öyle düşünür ve yaşar idim. Bok mu vardı da interneti çıkardın benim ömrümde, hangi bilgiyi ararsam var, ya hu zihnimi genişlet artık sığmıyor mübarek..
Dedi..
Dedim ki;
Uyma sen eskiye takılma artık
Yeni bir dünya kur boş ver çölleri
Haraç kes din için topla ganimet
Birkaç da cariye... Sür git sefanı
Cennet derler tomurcuk göğüslü huri dolu imiş, ya hu burda da var onlardan, onlarla mı kandıracan Tanrım.. Derler ki Tanrı, Koca Rab, Allah’u Teala ona inanlara bir güneş gibi uzaktan görülecekmiş ve o görülme görene en büyük zevki tattıracakmış, bu zevk dünyada ve ukbada hiçbir zevkin ulaşamayacağı bir sevk imiş, Tanrım ne olursun istemiyom seni görmeyi, beni kendini güneş gibi seyrettirmekle mi kandıracan. Pışşşııkkk kanmam artık.. Var git yalnızlığını seyret yarattığın aynalarda, ne işim olur benim seni seyretmekle mübarek..Çek artık elini dilini zihnimden, çık git aklımdan zihnimdem, la yete gari.. Günaha mı sokacan beni…
Dedi iç ses…
Dedim ki;
Ne Tanrı rızası, cennet isterim
Ne de namertlere minnet duyayım
Büyük namert imiş Tanrı denilen
Ben büyük zihnime neyi koyayım
Bir la havle çav bella çektirme bana… Koca gökler bir karabela… Uçsuz bucaksız karanlığın içini süslemiş yıldızlar.. Ne gökleri isterem ne yıldızları.. Verin onları Tanrıya, ben Tanrıyı da istemem. Kimin malını kime vereyon kuzum, kuduz kurt gibi kıyameti koparırsa Tanrı, görürsün gününü. Ya hu gün mü gördük dur hele.. Gördüğümüz gün sonsuzluğun yanında ne ki, ha görmüşsün ha görmemişsin, ahan da geçti gitti ömrün yarısı, kalan yarısında daha yaşayacak, görecek ne kaldı.
Tamam anlaşıldı tükendi dinler
Ben avaz veririm küfür etti der
Tanrıya el açmak en büyük küfür
Tanrı belki bir gün bana yetti der
Yine yandı ekmek, çok yanınca ekmek kömür oluyor, kömür de yenmez ki artık, biraz daha yansa demek ki elmas olacak ekmek. Elmas sataram yeni ekmek alaram, al sana geri dönüşüm. Lakin gaz parası vermemiş ki hiç Tanrı, birde faturalandırır. Gaz parası bulduk mu ekmeği tavada yakabiliriz, az yanarsa kömür çok yanarsa elmas olur, elması sataruk, nasıl mantık amma.. Lakin o elması Tanrıya satmamız lazım, karşılığında ne verecek hangi ülkenin para birimiyle ödeme yapacak... Derler ki eskiler altın iste Tanrıdan altın... Tanrı tüm hesaplarını Altın gümüş üzerine yapmış, ne tl ne dolar ne de avro, ne Btc ne de altcoin..Ne koyin? Altkoyin, hemi de merinos...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.