Faziletli olmak, keskin bir kılıca oturmak kadar güçtür.-- bhartrıharı
Mithat Baş
Mithat Baş
@mithatbas
VİP ÜYE

SÖMÜRGECİ AYDINLAR

31 Aralık 2022 Cumartesi
Yorum

SÖMÜRGECİ AYDINLAR

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

287

Okunma

SÖMÜRGECİ AYDINLAR

Adı konulmamış bir pazarlığın herkes farkında. Ulusal bağımsızlık mücadelesi ve Cumhuriyetin devrimci özelliği ile şekillenmiş değerlere yönelik her saldırı, büyük kampanyalarla, desteklerle toplumun önüne sunuluyor. Birçok kavram, sömürgeci aydınlar tarafından kendilerine açılan görsel ve yazılı medyada artık açık açık eleştirilmeye ve sözüm ona küçük düşürülmeye çalışılıyor.

Son yıllardaki söylemlere bir bakınız. “Kemalist ideoloji” denilerek cumhuriyetin aydınlık yüzü, Ortadoğu’daki Baas rejimlerine benzetiliyor. “Milli şef dönemi faşizmi”nden bahsedilerek Atatürk’ün kurduğu mecliste Atatürk bile suçlanabiliyor. “Milliyetçilik” kimilerince zaten ilkel sayılmakta, milliyetçi söylemler neredeyse yargılanmaktadır. “Türküm” demek, sömürgeci aydınlar tarafından şovenlikle eşdeğer tutulmakta, kitleler, uluslar arası sermeyenin piyonu olan sömürgeci aydınlar tarafından kimliksizliğe sürüklenmektedirler.

Kendilerini “ileri demokrat” olarak adlandıran aydın tipine hiç dikkat ettiniz mi? Sakın aklınıza Uğur Mumcu, Nazım Hikmet gibi aydın tipleri gelmesin. Yahya Kemal veya Mehmet Akif’i de hatırınıza getirmeyin. Onlar, birbirlerinden farklı düşünseler bile bu topraklarda yaşayan, ya da geçmişte yaşamış olan insanların kültürlerine, tarihlerine saygılı olmuşlar, “kimliklerine” sahip çıkmışlardır. Kimi zaman “Hoca Nasrettin gibi ağlayıp, Bayburtlu Zihni gibi gülmüşler”, kimi zaman da emperyal güçlere karşı halkı uyarmışlar, “Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın!” diye haykırmışlardır.

Sömürgeci aydınlardan bu tür cümleler bekleyemezsiniz. Onlar, kendi halklarına suçlamalar getirdiklerinde kendilerini “entelektüel” sanmaya alışmışlardır. Onlara göre entelektüel olmanın koşulu, Türk Milleti’ni yok saymaktan, yok saymaktan da öte suçlamaktan geçmektedir.Türkiye’de her türlü kumpasın içinde onlar oldu. Kendilerine liberal demokrat dediler, her melanetin önünün açılmasına hizmet ettiler.

Onlar, Nazım Hikmet’in “Kuva-yı Milliye Destanı”nı sevemezler. “Toprakta karınca, suda balık kadar çok” olan Anadolu insanı umurlarında değildir. Birinci Dünya Savaşı başında Anadolu’dan 20-45 yaş arasında insanın seferberlik diye askere alındığını ve bir daha asla dönemediklerini görmezden gelirler. Savaş nedeniyle 1,9 milyona yakın Hıristiyan’ın zorunlu göçünü dillendirirler de, aynı yıllarda 5 milyon Müslüman’ın yarısı ölümle sonuçlanan Balkanlardan Anadolu’ya göçünü dillendirmezler.

Bereket versin meydan tamamen onlara kalmış değildir. Yabancılar bile bizdeki “sömürgeci aydınlardan” daha namusludur. Amerika’da Louisville Üniversitesi’nde tarih profesörü olarak görev yapan Justin McCarthy, 1864-1922 yılları arasında yaşanan savaş ve iç çatışmalar sırasında hayatını kaybeden Müslümanların sayısının Hıristiyanlarınkine göre 4 kat fazla olduğunu belirtmektedir. Adı geçen tarihçi bu konuda bir harita da yayınlamıştır. Şu sözler Justin McCarthy’a aittir: “Harita, Osmanlı’nın dağılış sürecinde Müslüman halkların kayıplarını göz ardı ya da inkâr eden, geçmiş çağların ırkçı ve bağnaz yaklaşımlarının izlerini taşıyan zihniyete bilimsel bir cevaptır.”

Bizdeki sömürgeci aydınlar böyle bilimsel verilerle pek ilgilenmezler. Onlar, beslendikleri fonlardan harbi başlatan emperyal güçlerin amaçlarını anlatamaz, yargılayamazlar. Müsaade edildiği kadarıyla “sahiplerinin sesi” olurlar. Çünkü onlardan ve onların fonlarından beslenirler. Savaş nedeniyle tehcire uğramış veya mübadeleyle gitmiş insanların acıları onlar için daha önemlidir. Bunu da “tarih” diye yutturmaya çalışırlar. Bu tür sömürgeci aydınların beslendikleri çevreler, kendilerine en büyük ödülleri bile verebilirler.

Bunlar, batının vasıfsız yazıcı köleleridir. Ne Afrika’daki açlık ilgilendirir bunları, ne de Irak’ta kurşunlanan kadın ve çocuklar. Özendikleri batılı entellerdir. Onlar da utanmadan Afrika’daki akbabalara yem olan çocuğun resmini çekip Avrupa’daki salonlarda sergileyerek akıllarınca yoksul dostu olurlar. Çocuğu kurtarmak akıllarından bile geçmez bunların.

Son yıllarda Ortadoğu’da akan kanın sebebi de ilgilendirmez sömürgeci aydınları, ölümü fazlasıyla hak edenlerin linç sonucu haklı duruma gelmelerini sağlayan iğrenç görüntüler de.

Sömürgeci aydınlardan bu konularda anlamlı bir tepki duydunuz mu? Ben duymadım. Duyacağımı da sanmıyorum.



Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sömürgeci aydınlar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sömürgeci aydınlar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SÖMÜRGECİ AYDINLAR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.