- 145 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ZAMANLAR
Hikayenin başında ‘’Bir zamanlar’’ diyerek giriş yapılır ya hani… işte öyle ‘’bir zamanlar.’’
Herhangi bir dilimi, tarifi, yönü olmayan bir zamandır mesut olduğumuz. Mesela bazen arayıp dururuz o anı. Kimi zaman elinden tutup kuyusundan çıkarabilmeyi arzularız. Kimi zaman içimizden gelmez hareket etmek. ‘’Bir Zamanlar’’ değil deriz, içinde bulunduğumuz şu an için. Oysa beyaz betonun içinde, içimize havayı solurken onun gelişini tahayyül ederiz. ‘’Bir zamanlar’’… Yolu, tarifi, yönü olmayan belirsiz fakat ilgimizi çeken o an. Hayat serüveninde hep o ana iskan etmeyi arzular, hep ona sürgün yemeyi dileriz. Çünkü o ulaşabileceğimiz yegane şeydir. Ulaşabileceğimiz yegane şey derken o, öyle her şey değildir. Tektir, diridir, şanlıdır, umuttur. Anne gibi her an bize kucak açmış şekilde beklemez. Bazen fırsattır onu yakalamak. Kimi kavuşur ve içinde kıymet bilmeden kaybolur gider. Kimi elinde silahıyla savaşmayı göze alır onun için. Fakat ne ölür ne de hakkınca yaşar. Sesi titreyerek fakat çırpınmadan sadece bekler. Çünkü çok kayıp verilmiştir. Kazandım ve kaybettim demek için ölümü beklemek gerekir ki kimin haklı çıktığına ‘’zaman’’ karar verecektir. Ölüm ise, beklenmesine rağmen herhangi bir ödül sunmayacaktır insana. Çünkü o gün belirsizlik, onunla beraber çıkacaktır ortaya ve insan her şeyin karşılığını nefesi tükenmeden elde etmek isteyecektir.
Varılabilecek bir şey midir ‘’Bir zamanlar’’ yoksa insanın ona ulaşma ümidi içinde kendini tüketmesi midir? Mutluluk isminde bir varlık bir gün karşımıza çıkar mı veya o ahir zamanın ufak sevinçleri olarak kısa sürede kaybolmaya devam mı edecektir? Bilmiyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.