- 581 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Hızlı Öğrenme
HIZLI ÖĞRENME
Sevgili dostum,
Son Zamanlarda “öğrenme” üzerine sohbetler yaptım çok kişi ile. Öğrenme acaba hızlı mı? yavaş mı olmalı? Sorusuna cevaplar aradım ve bu cevaplarımı, düşüncelerimi seninle paylaşayım dedim. Dostluk da öğrenmenin temeli değil mi? Dostlarda birbirinden güzel şeyler öğrenmiyor mu ?
Sevgili dostum,
“Öğrenme” nin bireysel bir şey olduğunu gördüm. Yani insanın istek ve hevesinin öğrenme olayında çok önemli bir etken olduğunu gözlemledim.
Sevgili dostum,
“Öğrenmenin yaşı yoktur” sözünün de ne kadar “gerçeğin gerçeği” olduğunu da anladım.
Sevgili dostum,
Hazırlık sınıfında okuyan ama öğrendiği, diliilk yıl öğrenen insana da rastladım, son sınıfta olduğu halde öğrendiği yabancı dili konuşamayan, hatta akamedik ünvanı olduğu halde dili tam öğrenememiş insanlara da rastladım. Bu da gösteriyor ki, öğrenme devamlı ve tekrarlanarak olmalı. Dil öğreniliyorsa o dil ana dili olan ve güzel konuşan yazan insanlar ile gerçek manada kurulan dostluklar öğrenmeyi hem pekiştiriyor, hem hızlandırıyor.
Sevgili dostum,
Kitap okumanın öğrenme hızını artırdığına şahit oldum. Okul kitabı dışında kitap okumayan birisinin, ortalama bir kitabı okuduğu zaman anlamadığını görünce ona “tekrar okuması” konusunda tavsiyede bulunurken, ebeveynlerinin onu yanlış bilgilendirdiğine ve bunun da gençlerin kafalarını karıştırdığını ve öğrenmeyi yavaşlattığını fark ettim.
Böyle insanlara ebeveynlerinin mantıklı olmayan konuşmalarını dikkate almamasını, ama manttıklı gördüğü düşüncelerini dikkate alarak süzgeçten geçirerek kabul etmeye bakmasını tavsiye ettim.
Sevgili dostum,
Kendisine yol gösterecek bir arkadaşı olmayan gençlerin öğrenmede yavaş kaldığını, güzel mantıklı arkadaşlıkların öğrenmeyi artırdığını ve çoğalttığını gördüm. Bu yüzden ben de hayatımda arkadaşlarıma her zmana dikkat ettim. Kötü alışkanlıkları olan, boş konuşan insanları yaşım ne kadar olursa olsun hayatımdan çıkardığım, iletişimi azalttığımda bunun bana fayda sağladığını anladım.
Sevgili dostum,
Çok insan anne ve babasından gördüğü alışkanlıkları bırakamıyor. Mesela anne etkin bir ailede çocuk ister istemez anne tarafının akrabaları ile iletişimde oluyor. Baba etkisiz kalırsa çocuklarda baba tarafının insanlarını ne kadar bilgili olursa olsun, faydalı sözler söylerse söylesin kaale almıyorlar ve “ babam yaparsa bir bildiği vardır” diye düşünüyorlar. “ben babamın hatasını yapmayayım, kim bana faydalı bakayım da ondan öyle faydalanayım” diye düşüneni pek görmedim. Tahsil durumu ne olursa olsun anne etkinse okuma yazması yoksa bile etkili oluyor. Yüksek diplomalı ama “mantıklı” konuşmayan o kadar insana rastlıyorum ki hayret ediyorum. Bu insanların anneye mi babaya mı daha çok dikkat ettiğine baktığımda konuyu anlamak kolay oluyor. Bu tabii benim gözlemim.
Sevgili dostum,
Öğrenme üzerine çok kitap okudum. 500 kitaplık bir kitaplığı olan ailede baba yoksa babanın kültürel yokluğu hissedilmiyormuş. Baba ve annesi olmadığı halde güzel okullarda yatılı okuyan ve güzel kitaplığı olan yatılı okulların etkisini insan daha iyi anlıyor. Bunu anlayan yetkililerimiz de her okula güzel kütüphaneler kurma gayretini artırdılar. Bunu görmek beni sevindiriyor. Bunun için çok çaba harcayan Milli Eğitim Bakanımız değerli Hocam Mahmut Özer’i bir kere daha kutluyorum. Okullarda kurulan kütüphanelerde değerli yazarlarımızın kütüphanelere isimlerinin verilmesi ve bu kütüphane açılış törenlerine Bakanın bizzat katılması da çok manidar ve güzel bir çaba. O değer vermeyi gören çocuklar tabii ki okumaya ve öğrenmeye daha gayret edeceklerdir.
Sevgili dostum,
Evinde kitaplığı olan dostlar bence gerçek dostlardır. Çocukların evinde kitaplığı olan akraba ve dostları anne ve babalarının sık sık ziyaret ettiğini gören çocuklar zamanla bence okumayı da seveceklerdir. Hele kitaplık süs olarak değil, okunan ve uygulanan kitaplardan oluşuyorsa.
Sevgili dostum,
“öğreten kitaplar” okumaya her zaman dikkat ettim senin gibi. Çok insan beni eğitimci zanneder ama ben okuyarak elde ettim bilgilerimi. O yüzden insanlar öyle tanımaya başladılar. Buna çok zaman eşimiz ve çocuklarımız da hayret eder “hocam” diye hitap edenlere. Varsın nasıl bilirse bilsin insanlar biz “beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” diyen ve sonrada “ kadın erkek her müslümana ilim öğrenmek farzdır” diyen peygambere uyalım. Varsın bu öğrenmeyi sadece dini konu ile sınırlı görsün bazıları. “Hayatı kolaylaştıran, öğreten ve faydalı olan her şeyi öğrenmek lazım “derm ben. Bu öğrenmeyi de ne kadar hızlı ve sürekli yaparsak iyi olur. 60 yaş insanlarına özel bölümler açan Üniversiteleri bu arada tebrik etmek lazım.
Sevgili dostum,
Bize öğreten, dedikodu etmeyen, bizi üzmeyen, insanlar ile sohbet eder”öğrenme amacı “ ile insanların özeline karışmadan “gelişmek amacı” ile sorular soran insanlara ile iletişim de en güzel öğrenme yöntemidir.
Sevgili dostum,
Dostlukların sağlam olması için sohbetler, öğrenme üzerine olmalı. Dostlarımızı da bizi öğrenme ortamı oluşturaak yeni dostlar ile tanıştıran insanlardan seçersek daha iy olur. Böyle dostlar bulamazsak ne olacak ? Tabii ki dostlarımız kitaplar ve mekanlarımızda kütüphaneler olacak. Bize öğreten insanlar ve makanlar dostlarımız olacak.
Sevgili dostum,
Öğrenmede “niyet önemli” niyetimiz iyi olursa güzellikleri de hızlı ve verimli öğreniriz. Amaç sadece diploma olursa insan diploma alır. Öğrenmek ve öğretmek amacı ile öğrenen de öğretmen olmasa da zamanla öğretmek isteyene böyle mektuplar yazarak da öğretebilir. Okumaktan sonra yazmak da hem öğretici hem insanı mutlu edici bir hayat mutluluğu. Sevgiler saygılarla...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.