- 468 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
CUMHURİYET İÇİN CUMHURİYET
Atatürk, Yunus Nadi’yi yanına çağırır. ’’Yeni Gün’ün adını değiştireceksin. ’’Cumhuriyet olacak’’der.Yunus Nadi’nin İstanbul’un işgalinden sonra gizlice Ankara’ya götürdüğü Yeni Gün gazetesinin Karaoğlu Caddesi’ndeki kerpiç binası boşaltılır, ve Cağaloğlu’ndaki Pembe Konak’a taşınır. Pembe Konak uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinin merkezi olarak kullanılır.
Cumhuriyet gazetesinin sahibi Yunus Nadi, Osmanlı Mebusanı’nda milletvekilidir. Selanik yıllarından beri Mustafa Kemal’in arkadaşıdır. İttihat Terakki içinde tanışmışlar. Kurtuluş Savaşı başladıktan sonra Yeni Gün gazetesi yayımlanırken 16 Mart olayından sonra saklanıp kaçan milletvekilleri arasında Yunus Nadi’de var. Anadolu’ya kaçıyor ve matbaayı’da oraya taşıyor. Böylece Yeni Gün Anadolu’da yayımlanmaya başlıyor.
Yunus Nadi, Atatürk’ün gazetenin adının değiştirilmesini istemesi üzerine önce şaşırır, ’’Neden Paşam, Cumhuriyeti kurduk ya, ne gerek var? ’’ diye sorar. Gerisini Ali Sirmen anlatsın...
’’Mustafa Kemal’in cevabı ilginçtir.’’Bu Cumhuriyetin savunulmaya daha çok ihtiyacı var. Ve bu gazetenin adı Cumhuriyet olacaktır’’, der. Zannediyorum ki Cumhuriyet gazetesinin Türkiye Cumhuriyeti içindeki işlevlerini en iyi anlatan öykü budur’’
7 Mayıs 1924 günü, Cumhuriyet gazetesi eski harflerle yayın hayatına başlar. Cumhuriyetin o ilk sayısına Yunus Nadi şunları yazar:’’Acaba dört-beş yıl süren baştan başa rüyalarla dolu bir uykudan
mı uyandım? Yoksa gerçekleşmiş rüyalar karşısında mı bulunuyorum? Şu Cumhuriyet’e yönetim merkezi yaptığım bina bile daha dün İngiliz ve Fransız zabıtasının İstanbul’a zulüm yağdırdığı yer değil mi?
Yunus Nadi’nin Cumhuriyet’i Atatürk devrimlerinin, Cumhuriyet ilkelerine, aydınlanmanın, çağdaş yaşamın toplumda yaygınlaşmasının bir aracı olarak kurulmuştur. Şükran Soner, gazetenin amacını şöyle açıklıyor:
’’Cumhuriyet, Atatürk ve devrimlerinin topluma ulaştırılabilmesi için bir araç olarak düşünülüyor. Hem Yunus Nadi böyle düşünüyor hem de Mustafa Kemal. Gerçekten de Cumhuriyet o zamanlar çok büyük kitlelere ulaşabilen bir yayın organı olarak görevi olabildiğince yerine getiriyor.
Devrimler başka bir şey, devrimlerin toplumda geçerlilik kazanması evrimleşmesi başka bir şey. Türkiye’de Cumhuriyet devrimlerinin evrimleşmesi diye bir süreç varsa, bunda Cumhuriyet’in çok katkısı olduğunu gözlemleyebiliriz.
Cumhuriyet gazetesinin o yıllardaki sayıları incelendiğinde, her yeni devrimin yansımaları da göze çarpıyor. 2 Eylül 1925 günlü Cumhuriyet, Atatürk’ün yurdu demiryolu ağıyla örme hedefini manşetten duyurur:
’’Türkiye’yi çelik ağlarla örülmüş görmek isteriz!.’’
Medeni kanun’un kabulü yine Cumhuriyet’in 18 Şubat 1928 günlü sayısından ’’halka haber edilir.’’
Cumhuriyet yeni harflerin öğrenilmesinde öğretmenlik görevi de üstlenir. 5 Eylül 1928’den ne eski ne yeni harflerimizi tanımayan, hiç okuyup yazma bilmeyenler için levhalar hazırlanıp dağıtılır. Bu levhaları izleyenler yeni harflerimizi 30 günde öğrenecektir.
Cumhuriyet ulusal bağımsızlık savaşı sonunda kuruldu;gazetesi de öyle. Ulusal bağımsızlık savaşları 20. yüzyılda mazlum ülkelerin sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı en etkin silahıdır. Bu silahı başarıyla kullanan Atatürk, olmuştur. Ne var ki, bu ulusal bağımsızlık savaşının askeri süreci bittikten sonra, siyasal ve toplumsal süreci başlar. Emperyalizmin ve sömürgeciliğin kalıntıları direnişe geçerler. Türkiye de bu süreç doğal olarak yaşanacaktı yaşandı da. İşte Cumhuriyet gazetesi de bu bilinçle kurulmuştu. Mustafa Kemal’in dediği gibi...
’’Bu Cumhuriyet’in daha çok savunulmaya ihtiyacı var.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.