- 283 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Sevginin Dili
Günaydınlar, sevginin dilini konuşmaya çalışan yüreği güzel, önce insan, sonra hoşgörüyü gönlüne yük eden dostlar, canlar, çocuk kalpli arkadaşlar, öğretmenler, öğrenciler, işçiler, köylüler, ablalar, halalar, teyzeler, amcalar, dayılar, siyasi mahkumlar, … ve dünyanın en ücra köşesinde kendi halinde, karınca kararı yaşmaya çalışan emekçiler, …
Sevgi, her şeyi ümit eder ve bekler. Yine de hiç bir zaman ve hiç bir koşulda utanca düşmez. O imgeler, metaforlar, nosyonlar ve düşler eşliğinde ve yine farklı duygularla hiçte fani olmayan hayata/ hayatımıza mütevazi bir gönül ihtişamı, yüreğe asalet, bilincimize dinçlik ve içinde yaşadığımız Dünyayla olan ilişkilerimizde hareket alanı sağlayarak ümit kapısı açmaya çalışır.
Sevgi, mecburiyeti olmayan, dünyeviliğin kendinden hoşnutluk duyguları içinde gelişen doğal bir özelliğidir insan olan insanlar için. Buna her türlü canlıyı dahil etmiş olsakta fauna alanında biyolojik çeşitlilik gösteren şekilleri kesinlikle gözlemlenecek kadar geniş bir çerçeveyi de kapsar. O metruk bir şekilde içeride kalarak ve içine kapatılarak sıkışıp kalan bir hava gibi süreç içerisinde kendiliğinden zehirli bir gaz üreten maddeye dönüşür. Ve zamana yayılan bir anlamda gölgeler gibi ağır ağır ve yine insanın, tüm pür dikkatini toplamış olsa bile uçup gittiğini farkedemeyeceği, bir sel gibi hızla akıp gittiğinde; veya an olduğu yere saplanıp kalan ve durağan hale geldiğinde de kayıp olup giden bir duygudur.
Hayatımızın farklı devirlerinde, ferahlatıcı, canlandırıcı bir saba esintisiyle yüreklere birikmiş kasvetli havayı temizleyebilecek, içeride birikmiş zehirli metan gazları dağıtarak nötralize edebilecek güçü bir rüzgara, büyük bir olayı durağanlığından itme gücüyle harekete geçirerek kurtaracak, kurtarıcı coşkusuyla büyük bir beklentinin cana can veren beklentisine o kadar ihtiyaç duyulması bu yüzdendir – insan günlük yaşamın yükü altında ezilirken; bu dünyalığın içinde boğulup kalmasın veya engelleyici bir anın telef olmasın diye sevgi duygusu doğmştur insan yüreğine.
Sevgi, iyiliğin dinidir. Başka din ve inanç tanımaz, buna ihtiyaç da duymaz. O kendi çıkış yolunu kendi simetrik güzergahında telaşsız, tantanadan ve fırtınadan uzak bir şekilde şömüne önünde oturan ve birbririni 50 yıl incitmemiş bir eş gibi sakin sakin oturup şarabını içme şerefine nail olmuş somut bir eylemdir gönlün. O, yürekte koşulsuz ebedi olanın yardımı sayesinde kendine has bir hareket alanı sağlar ve ümidin kapısını da bir gülümseme kudretiyle açar. O, sessizliği, sükuneti, iç huzuru, telaşsız bir şekilde aralıksız uzayıp giden bir yoldur. Herkes yürüyebildiği kadar bu yolda gider. O, insanlığın tükenmeyen bir silo ambarıdır. Herkesin yüreğinde tepeleme doldurmanın kazancının rahatlığıdır. Zaafı, kaprisi, kendini beğenmişliği, üsten bakışı, küçümsenmeyi, egoistliği ve koşulu sevmez. Sevginin koşulu sevgidir der hep bu yüzden. Arıdır, durudur, gönül zeginliğinin en fakir haline bürünmüş halidir. O, gönülün kamerasıdır, gözetler seni, sen farkında olmadan! Küçük kapasiteleri sevmez, genişlik ve sınırsız bir özgürlük ister, hor görmeye gelmez ve hor görüldüğü yerde asla taht kuramaz. İyiyi, güzeli ve sadakati asla unutmaz ve her koşulda ödüllendirir. Kitabı, yüzdeki gülümseme, gönülde ki zenginlik, içteki huzur, gelecekteki ferahlık, deryaya zamansı bir yolculuktur. O, kendi hareket alanını sağlayan ve ümit kapısını açan , kimin başında onur tacını taşıyacağını, kimin utanca düşeceğini sonsuza dek bu onuru taşıyacağına atıfta bulunarak hayata asaletli bir anlam yükleyen gönülün vekilli bir ihtişamıdır.
Ne güzel böyle bir gönüle, ne güzel böyle ciddiyet dolu yaşama. Ama gerçeğe, onur ve sıkılma/ utanç nedir ki, onlara sonsuz bir içerik ve anlam yükleyen, önem kazandıran ortam olmadıktan sonra. Biz insancıklar bireyselleştirildiğimiz şu yaşam evresinde onur kazanmayı hak etmiş dahi olsak, ona uygun bir ortam sağlamadıktan sonra sevgi hüzünü bestelemekten başka ne işe yarayabilir ki? İşte bu yüzden; inançtan ve ümitten daha ulu bir çınar olan sevgi, ümidin işlevini de üzerine alarak, ötekiler için ümit etmeyi, asil bir görev olarak üstlenir. Kendisi de sonsuzluğun bu ümidiyle imar olur, beslenir, büyür, ve sonra bu ümit içinde başkalarına karşı da sevgiyle davranır.
Saygı dayanağınız, sevgi ise yüreğinizin biricik imparatoru olması dileğiyle. Sevgi diliniz, sevgi yureginiz, sevgi saygınız olsun! Her acıyı yenmesede, ebedi bir bağlılığın tek garantisidir sevgi. Sevgiyle kalın, içinizden sevgiye giden yollar tükenmesin.
Saygılar yüreğinde sevgi taşıyan herkese!
Sosyolog Hasan Hüseyin Arslan - 03.12.2022