GÖZYAŞLARININ RENGİ
Adına hayat dediğimiz bu yolculukta bizi var eden hayallerimiz midir? Yoksa elimizden tutup götüren hedeflerimiz midir? Bugün klavyem ve kelimelerim bu iki sözcüğü odağına alacaktır.
Hayallerimiz... Burası Yalaz’ın -küçük kızın- mazisi olduğuna göre onun hayallerinden bahsedelim.
İnsan en çok ne zaman hayal kurar? Neyi hayal eder?
Intel, Türkiye’de inovasyon ve girişimcilik kültürünü geliştirmek, hayaller ile girişimcilik arasındaki bağlantıyı ortaya koymak amacıyla Türkiye Hayal Haritası Araştırmasını gerçekleştirdi. Türkiye’nin ne tür hayaller kurduğunu, hayallerin yok olma ya da girişimcilik fikrine dönüşme noktasında geçirdiği dönüşümü ortaya koymayı amaçlayan araştırmada, 10 şehirden 8-55 yaş arası yaklaşık 2 bin kişi ile görüşüldü.
Katılımcıların yüzde 32’si çocukluk ve ergenlikte sürekli hayal kurduğunu belirterek, yetişkin yaşlara doğru hayal kurmaktan neredeyse vazgeçiyor. Her 10 katılımcıdan 5’i en büyük hayalinin "Sadece bir meslek sahibi olmak" olduğunu söylüyor. Katılımcıların hayale meslek ve maddiyat odaklı yaklaşmalarının temel nedeni ise geleceği güvence altına alma kaygısı oldu. Hayalini meslek olarak tanımlayanların yüzde 16 ile en fazla tercih ettiği meslek öğretmenlik ve doktorluk olurken, bunları yüzde 9 ile futbolcu/sporcu/antrenör ve yüzde 7 ile sanatçı, pilot ve polis olmak izliyor.
Peki Yalaz?
Yalaz da en çok "çocukken" hayal kurdu. Kendini bir hemşire, polis, doktor, öğretmen, arkeolog olarak hayal etti.
Peki sonra?
Kendine bir soru sordu: Ben ne istiyorum?
Cevabını da buldu: Mutlu ve huzurlu olmak.
Yeni bir soru daha sordu: Peki ben nasıl mutlu, huzurlu olabilirim?
Yıllarca bu soruyu gülümseyerek geçiştirmişti çünkü. Cevabını hiç aramamıştı. Öyle basit şeylerden mutsuz olmayı bilmezdi Yalaz. Ne zaman dünyasına ayrılıklar girdi... Gidenlerin mutluluklar ülkesinde kalanların ise kazık sorularla dolu bir sınavda olduğunu fark etti işte o gün gözyaşlarının rengini de öğrendi. Bir nefesin koca bir cihana nasıl çok geldiğini öğrendi.
Neden sonra yeni soruya da cevap buldu: Hedeflerime ulaşarak!
Ama hayaller demiştik!? Hayallerimiz vardı... Nasıl oldu da hayallerimizin sonu hedeflerimize çıktı ki şimdi?
Çünkü Yalaz’ın da tıpkı sizler gibi hayalleri soyuttu. Belirsiz ve sınırsızdı... Ama isteği netti. Mutlu olmak... Huzuru yakalamak... Bunlar gerçekti. Bir zamana, mekana ve kişilere bağlanmıştı.
Başlangıçtaki duygu üstünlüğü yerini seve seve düşünce üstünlüğüne bırakmıştı. Hedef belliydi...
Ve şimdi hedeflerimizin elinden tutup sabır ve azimle yürüme zamanı hem de hiç bırakmadan.
Güzel yarınlar için...
Mutluluk ve huzur için...
Yalaz için...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.