- 620 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
''GİDİN'' ve ''DEYİN'' ki
Dünya evanjelistlerin tasallutundan kurtulursa rahat eder ve nefes alabilir diye düşünüyorum. Üç dört yıldır çektiğimiz Corona belası bu zenginlerin dünyaya musallat ettikleri belalardan birisidir.
Konuyla ilgisi ne alaka diyeceksiniz. Var elbet. Ölümleri artırıp yeryüzündeki insan sayısını azaltarak yönetmeyi kolaylaştırıp, ekonomik darlığa düşürüp, kendilerine bağımlı yapmak. Yani bir nevi kendilerine fikren ve fiziken köle yaratmak. Dolayısı ile de Evanjalist düşünceyi himayelerindeki kölelerinin üzerinde bir baskı unsuru olarak uygulamak. Dünya ne çekiyorsa güç sahibi olan ABD zenginlerinin(Evanjelistlerin) elinden çekiyor.
ABD’yi ve yönetimlerini etkileyen birkaç gurup vardır. Dünyayı yöneten ve yönlendiren yönetmeye kalkan zengin aileler vardır. Dünya milletleri dünyayı bunların etkilerinden kurtarırsa biraz rahat eder. En güçlü düşüncelerinden biri kölelerine isteklerini kolayca kabul ettirip dünyayı kıyamete yaklaştırmak.
Evanjalistlerin en büyük düşmanı İslam’dır. Hatta İslam dışı bazı akımlarda evenjelistlerin hedefidir. Tarihi referanslarına, amaçlarına ve yöntemlerine bakıldığında Evangelistlerin sadece Müslümanlar için değil, bütün dünyaya büyük bir tehdit oldukları anlaşılır. Evanjelistlerin dünya sistemleri ile evenjalist düşünceyi bir arada yürüterek ekonomik sistemlerle dünyayı sıkıştırmak ve kendilerine bağımlı kılmayı kolaylaştırmaktır. Evenjalistlerde dünya politikalarının dinlerden ve kültürlerden ayrı düşünülemeyeceğinin, uluslararası ilişkilerde en az ekonomi kadar önemli olduğunun düşüncesi hakimdir. Bunlar Dünya siyasetinde önemli bir yer tutarlar. Bazı dinamikler üzerinde yükselirler. ‘gidin’ ve ‘deyin ki’ ifadelerini referans alırlar ve Hıristiyanlığın misyonerist yüzünü temsil ederler.
Kendilerini İsa’nın ikinci kez dünyaya gelişini hazırlamak, hızlandırmak için görevlendirildiklerini düşünürler. Bundan dolayı da Corona da olduğu gibi hiçbir katılımdan kaçınmazlar. Bütün enerjilerini toplu kıyımlara harcalar. kendilerini Tanrı’nın askerleri, olarak görürler. Dolayısıyla en büyük düşmanları İslam akaididir. ABD ki evanjalistler bütün gelirlerini İslam ile savaşa ayırmışlardır. Sömürdükleri ülkeleri ‘’Dinini Kaybeden dilini, dilini kaybeden kültürünü, kültürünü kaybeden kimliğini kaybeder. Bu düstur üzerine çalışırlar. En çokta din ve dillerini yozlaştırırlar. Dinlerine zorlamak hem de dillerini değiştirmek gibi fiilleri gözlerini kırpmadan icra etmektedirler. Deşdüvanları çoktur. Onların maharetiyle dünyayı yönetirler.
ABD’nin kuruluşunun evenjelistlerle ilgi ve alakası çoktur. İnanç sistemlerinde ABD’yi tanrı tarafından çizilen sınırları olarak bilirler ve vatan kabul ederler. Bu vatan onlara göre kutsal şehir olarak bilinir. Sınırları çizilen bu ülke iyi ve kötü arasındaki savaşı temsil eder. Bu gurup kıyametin gelişini çabuklaştırmak dolayısı ile İsa Mesih’in gelişini kolaylaştırmak ve hızlandırmak ve tüm dünyanın Hristiyan olmasını sağlamak için olanca güçlerini ve maddi varlıklarını seferber ederler. Seçilmiş insanlar olduklarına inanırlar.
Evangelistler, ABD’nin ne koşulda olursa olsun İsrail’i desteklemesi gerektiğini savunurlar. Onlara göre “Tanrı’nın Krallığı” Yahudilerin Hıristiyan olması ve Mesih’in Kudüs’e inmesiyle olacaktır. Yahudiler ancak böylelikle arz-ı mev’ud’a kavuşabilecekler. Bu ise sıkı bir Evangelist olmakla yakından ilişkilidir. İsa Mesih’in dünya hakimiyetini eline geçirebilmesi için insanoğlunun bozulmayı ve yozlaşmayı gerçekleştirmesi bir başka deyişle yeryüzünü yaşanmaz hale getirmesi gerekir ki bu durum bir eskatolojik sonuç doğurabilsin.
Görüldüğü gibi evanjelizm siyasal bir ideoloji haline gelmiştir. Dünya düzeninin bozulması ve kıyametin hızlanması için Kıyamet zorlanmaktadır. Evangelistlerce yıkıcı politikalar belirlemekte, yıkıcı ve bozguncu politik duruşlar desteklenmekte, İsrail-Hıristiyan dünya uzlaşısı sessizce sürmektedir, ABD-İsrail ilişkilerinden Büyük Ortadoğu Projesi şiddetle desteklendiği biliniyor ve söylentiler onların ABD’nin tüm seçimlerinde oldukça etkili olduğu yönünde. ABD’nin Ortadoğu politikalarına baktığımızda bu grubun etkinliği görülebilir. Bu ülkede başkan olan birçok isim, gözünü bile kırpmadan Ortadoğu başta olmak üzere çatışmaları politik bir tavır içinde yönlendirir. Bunların başında Bush gelmektedir. İlk konuşmasını da zaten bu yönde yapmıştır. Seçilmemde bu bana verilen bir emirdir diyerek evanjelistleri sevindirmiştir. ABD’nin bir önceki başkanı D. Trump’ın ise sıkı bir Evangelist olduğu hemen herkesin malumu. Kudüs’ün başkent ilanı projesinde tören öncesi Evangelist yemin töreni ve ritüellerinin yapılmış olması ve bu törende baş aktörün Trump olması açık göstergesidir. Buda bize ABD’nin Evangelist politikacıların elinde olduğunu gösteriyor.
Şu anda Irak neden talan ediliyor zannediyorsunuz. Acaba Irak bir şeye mi hazırlanıyor. Bu tam olarak bilinmese de evanjelistlerin başkenti mi olacak böyle bir düşünce mevcut. Zaten arzu mevut bu bölgeler değil mi? Armageddon, Arz-ı Mev’ud hayallerini gerçekleştirmek için insanlığın kadim topraklarını kan gölüne dönüştürdükleri malumdur. Amaç kıyameti çabuklaştırarak bütün bir dünyayı -Yahudiler dahil- Hıristiyanlaştırmak. Tamam bunlar saçma bir din tahrif edilmiş kitap üzerine olanca enerjilerini harcayıp Bütün siyasi kimliklerini kullanıp Bütün insanlığı yok sayıp Dünyanın kendilerine tahsis edildiği bir mekân olduğunu söyleyip dururken ya İslam alemi ne yapıyor.
İslam adına neyini harcadın. Hangi mücadeleyi verdin. Evet bazı şeyleri bilmek ve bildiklerinin arkasında durmak düşmüyor mu bize Bilmek, ancak bildirenin bir nimeti olabilirdi. Kuran bize bildirdi peygamber bize bildirdi. Bizim elimizde dünya ile kıyametle ilgili bütün bilgiler varken tembelliğimiz başımızdan aştı. Hiçbir geçerliliği olmayan evenjalistler ise kendi kurdukları teori ile dünyayı kıyamete zorluyorlar.
==============================AR===============================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.