- 281 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
ÖGRETMENİN GÜNLÜĞÜ 23.06.13 (PAZAR)
23.06.13 (PAZAR)
Bu akşam Berat Kandili. Hatun, ben, kızım oruçluyuz. Yunus "beni de kaldırsaydınız" diyor. Bu gece günahların affa mazhar olacağı gece. Adı üstünde Berat. Bir arkadaşın oğlu vardı adı Berat. Bu nereden geldi aklıma şimdi. Her halde böyle bir gecede dünyaya geldi
Akşam akraba yemeğindeydik. Tavuklar yarı pişmişti ama yine bu kalabalık, bu kaynaşma zevk veriyor. Bir de ev sahibi misafirlerle oturup sohbet etse, o iş, bu iş deyip bizi yalnız bırakmasa.
Mustafa abim çok konuşuyor. Elime aldığım gazeteyi okuyor ama anlayamıyorum. Bir de ev sahibini savunuyor; işi var diye. Ben de "işi bıraksa da seninle konuşsa, sen de beni rahat bıraksan, ben de gazetemi okusam" diye yanıtlıyorum.
Hava esiyor burada. Oysa dün ne bunaltıcı sıcak vardı İzmit’te. Acaba yine öyle midir? Burası köy de, onun için mi bu güzel hava.
Benim siteme bengisusanat.com’a en çok İsrail’den giriliyormuş. Her halde Filistin bölgesindendir. Editörüm Kamil Bey öyle söylüyor. ’Filistin’ ismi birkaç şiirde geçiyor; herhalde ondandır. ’Filistin’ isimli müstakil şiirim de var. Başka ne olabilir?
Dünya Türkiye’deki olayı ne kadar büyüttü. Bu suni olayı ayyuka çıkaranlar Myanmar’daki Müslüman katliamına, Filistin’deki Yahudi zulmüne seyirci. Taksim’deki olayları hala sürdürmekte kararlılar. Bu olaylarda Almanya’nın direkt ilgisi var. Doçebank’ın kasıtlı müdahalesi bunu gösteriyor. Ayrıca Başbakan Merkel’in açık düşmanca tavırları gözden kaçmıyor. Almanya güçlü bir Türkiye istemiyor.
"Onların tweeti varsa bizim besmelemiz var" diyor Başbakan. Milli iradeye saygı mitingleri yapıyor. Dünyanın her tarafından destek mitingleri yapılıyor.
Fen Lisesinden öğrencilerden bir kaçı facede üye oluyorlar bana. Resimlerine baktım. Yorum yazdım sitemli. Hemen aradılar. Konuştuk Erkul’daymışlar Yeniköy’de. "Gelin" diyorlar. "Bakalım" dedim "uğrayabilirsem".
Gece üşüdük köyde. Ben oğlanın kazağını giydim. Annem dışarı çıkmadı inatla. O çok sevdiği bahçeyi terk etti artık. "Üşüyorum" diyor. Sürekli yatıyor ve ayakta duramamaktan yakınıyor. Ekmek yemiyor. "Dişlerim yok" diyor birçok yemeği reddediyor. "Bir an önce gel buraya" diyor. "Dua et" diyorum. Her şey beni zorluyor taşınmam için ama bende anlayamadığım bir atalet var. Onun bana tüm umutlarını bağlamasından korkuyorum. Ankara’dan gelirken de böyle oldu. Düş kırıklığı yaşadı. Aynı travmanın tekrarlanması beni engelliyor her halde. Ne demişler’ duvara dayanma çöker, insana dayanma göçer". Ne demiş Akif ‘Allah’a dayan.
Kitaplarımın hepsini taşıdım, nerdeyse bir odaya yığdım. Eşyaları götürmeyi düşünmüyor eşim. Yeni eşya da alacak gücümüz, yok ne yapacağız. Bir koltuk takımı arkadaşından aldı. Yatak odasından da "sadece bazaları götüreceğim" diyor. "İyi" diyorum" ben de eşyalı kiraya veririm burayı.
Yalnız yaşayanların nüfusu artmış. Aile özendirilecek. Hükümet özendirmek için çalışmalar yapılıyor. Aile dostu logoları yer alacak bir çok şeyde. Toplu etkinliklerde indirimler yapılacak. Bu iyi. Evet, bir şeyler yapılması lazım.
Saati 1 yaptık. Dün gece de 3’ te yattım; ben, eşim ve kızım oturuyordu. Onlar hala uyuyor. Çocukları erken kalkmaya alıştırmak, ne güzel bir prensip. Yahudiler bunu hep yapıyormuş, İstanbul’da çalışan bir öğretmen arkadaşım söylemişti. Bu yüzden başarılı oluyorlar her halde. Hz Ali hiçbir gün güneşin doğmasından sonra uyanmamış.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 24.6.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.