Temizlik Odası.. bi'masal
1
Kapıyı araladı, çok sessiz olmalıydı, öyle olduğunu düşünüyordu
fakat karanlıktan gelen hapşırık sesiyle irkilmesine kalmadan
üzeri mavi bir sıvıyla kaplanmıştı;
bu karanlık odada tehlikeli bir şey vardı
kaçmak için hareket etti ve kendini zeminle öpüşürken buldu,
üzerini kaplayan sıvı ayaklarının altında oldukça kayganlaşmıştı,
oldukça da sert düşmüştü,
tüm vücudu sızlıyor beyni yerden asla kalmaması gerektiğini fısıldıyordu…
“Eyvah, yakayı ele verdim işte.” Diye düşündü kendi kendine…
Yattığı yerden doğrulmaya çabalarken biri odanın ışıklarını yakmıştı,
artık göz önündeydi, kalkıp kaçmak için çok geçti, her şey bitmek üzereydi,
yakalanmıştı bile…
2
Otuz dakika öncesi:
“Ne oldu neyin var senin?” dedi Fırça Çekpas arkadaşına…
O sırada üç samimi arakadaştan biri olan dostları da içeri girmekteydi;
demir kapıyı araladı ve gecenin altın ışıltısı ayın önünde durarak
bir süre ışığın içeri süzülmesini izledi,
bu Çekpas ve Fırçanın diğer arkadaşları dik kıllı Paspastı, konuşmalarını duymuştu.
Çekpas arkadaşına şöyle bir göz attı,
aşağıdan yukarı süzerken ters ‘T’ şeklindeki arkadaşında
başka bir gariplik dikkatini çekmişti;
oda ne öyle Çekpas’ın yukarıya doğru
düz olması gereken sopa kısmında bir bombe vardı;
göbek yapmıştı bu su çekicisi, Paspas bunu pek önemsemedi.
Fırçanın sorusuna cevap vermek istiyordu. Sahi ne demişti o? ‘Ne oldu neyin var senin?’
Paspas:
“Kanka onun kauçuğu düşmüş o yüzden konuşamaz ki!” Dedi.
Çekpas halinin dile getirilmesine oldukça memnun olmuştu; kendisi ancak
baloncukları yutuyor muşçasına kelimelere vurgu yapabiliyordu çünkü.
Fırça sarı ve parlak kıllarını okşadı, mavi sapını Paspasın kafasında tıngırdatarak:
“Afferim sana; ben de bu su çekicisi ne geveliyor diyordum”
Paspas:
“Kanka bunun ağzına bir kauçuk bulmamız lazım, yoksa sabah görevliler çöpe atarlar.”
Fırça:
“Bulmamız lazım, lazım da nereden bulacağız?”
Paspas:
“Binanın çatı katındaki temizlik odasında görmüştüm bir kere…”
Fırça:
“Hangi kere bu..? Kıllarını sağa sola sürterkene herhalde,
demek sen oralara girdi çıktı yapıyorsun ha, vay be…
peki tamam da akıllım biz en alt kattayız;
orası çatı kısmında ve orayla aramızda güvenlik görevlileri var…
söyle bakalım nasıl atlatacağız onları?”
Sorun sadece güvenlik görevlisi de değildi:
Çatı katına çıkmaları için aşmaları gereken üç kat daha vardı ve asansörü kullanamazlardı.
Bulundukları yer binanın dış kısmında ıvırzıvırların koyulduğu bir depoydu,
bina biri içeride ve diğeri dışarıda olmak üzere iki güvenlik görevlisi tarafından korunmaktaydı;
dışarıda ki bir tehlike arz etmiyordu ama çatıya çıkmak zorun dalardı.
Çekpas söze girmek istedi ama onun için dil sayılan siyah kauçuğu
bir yerlerde düşüp kaybolmuştu, yine mırın kırın havasında sesler çıkartmakla yetindi…
Fırça:
“Bizimki bir şeyler yumurtlamaya çalışıyor ama çıkartamıyor; delik çok dar analaşılan”
Paspas:
“Ya! Kanka biz bunun yumurtasını çatıya koyduk mu?”
Fırça, Paspasın bu garip cümlesine oldukça sinirlenir:
“Arkadaş yine başladın, yine gitti hatlar,
oğlum az önce ne güzel zeki fikirler üretiyordun ne oldu, ne yumurtası, ne koyması.?”
Paspas:
“Koymak değil kanka çekpas… kauçuk… yumurta…”
Fırça:
“Tamam sus bir sus, işimize bakalım güvenlikleri atlatıp çatıya çıkıp,
bu su çekicisinin kauçuğunu bulup ağzına geçireceğiz…”
Paspas:
“Heh..! Kanka ben de onu diyordum işte…”
Fırça:
“Biliyorum… biliyorum ben şifre çözücüyüm zaten.”
Paspas:
“Hayır kanka şifre çözücüsü değilki!”
Fırça:
“La bir sus başlıyacağım, şifrene de, çözücüne de, mikserine de…”
Paspas
“Kanka ne mikseri yav..?
Fırça:
“Kapa çeneni oğlum konsantremi bozuyorsun…”
Güvenlik görevlisinin tatlı uykusundan yararlanıp
sonunda çatı katına ulaşmayı başarmışlardı ama bu onlara bir asır gibi gelmişti…
Fırça:
“Burada o tip eşyaların koyulduğu iki oda var;
ben şu temizlik odasına bakacağım siz ikiniz diğerine bakın koridorun sonundaki”
3
Bir ses yerde yatan Fırçaya seslendi:
“Sen de nerden çıktın, ne işin var burada?”
Fırça yerden oflaya puflaya kalkıp ezik ve mazlum karakteriyle
kendini ayakta tutabilmek için yaslandığı duvar köşesinden sesin geldiği yöne konuştu:
“Şey ben geçiyordum kaydım”
Bir ses bu yabancıdan hoşlanmıştı güvenilir ve komik bir tipe benziyordu…
Bir ses:
“Çok tatlısın ama anlayamadım, sizin gibileri aşağıda yaşıyor sanıyordum…”
Fırça:
“Sen bir Camsilsin..! Bizim gibiler mi!? Ha şu aşağılık ve pis varlıklar mı demek istedin?
Arada bir temizlenmek iyi gelir diye düşündüm…”
Camsil:
“Üzgünüm öyle demek istemedim.
Ayrıca sana sıvı püskürtüğüm için özür dilerim, korkmuştum…”
Fırça:
“Şaka yaptım sadece ne demek istediğini anladım,
ben özür dilerim kimseyi korkutmak istememiştim… Adın ne?”
Camsil güzel bir kızdı; mavi gövdesinin üzerinde güvercin gibi duran beyaz başını köşedeki fırçaya yaklaştırarak:
“Adım Ellese, senin ki?” dedi.
Fırça:
“Benim ki de……..”
Aniden Temizlik odasının kapısı gürültüyle açıldı; içeriye hışımla girenler; Paspas ve Çekpastı…
Çekpas:
“Bulduk oğlum bak konuşabiliyorum…”
Paspas:
“Bulduk kanka…”
Fırça:
“Görüyorum, konuşmayı bırakmışsın kapıları tekmeliyorsun…”
Ellese(Camsil):
“Çok komiksiniz arkadaşlar, tanıştırsana…”
Fırça:
“Maga… benim adım ‘Maga’… Şu siyah kauçuklu olan
Çekpasın adı ‘Simi’ onun kauçuğu düşmüştü ona başka bir tane bulmak için buradaydık aslında…
Ellese:
“Harikasınız çocuklar, sıkı dostsunuz anlaşılan…”
Maga(Fırça):
“Evet evet…”
Paspas:
“Ben de ‘Haku’”
Maga:
“Çok pardon Hakucuğum, lafa daldım bir an. Evet bu ‘süpürge paspas’ da dediği gibi Haku…”
Haku(Paspas) sarı sopasına bağlı dikensi gri püsküllerini oğuşturarak kafa salladı…
Maga:
“Arkadaşlar; mavi güzellikte Ellese…”
Odanın içinden başka bir ses hırçınca gürledi, odada kasırga çıkmışçasına hepsi birden ürperdiler…
Hırçın:
“Ellese bu tipsiz, şekilsiz şeylerde ne?”
Hırçının yanında biri daha vardı, oda
Elleseye baktı bir şey söylemedi ama bakışlarından Hırçının sözlerini tekrar eder gibiydi..!
Odanın dışından başka gürültüler geliyordu…
Ellese, Magaya dönerek: “Bir arkadaşınız daha mı var..?” dedi
Maga: “Hayır..! Dedi bu güvenlik olmalı saklanmalıyız…”
Ellese:
“Çabuk şu dolaplara girin orada sizi fark etmez..”
Güvenlik Görevlisi, koridordan gelen gürültüleri duymuştu bir pencere açık olmalıydı,
etrafı elinde ki plastik fenerle süzerken Temizlik odasından sızan ışığı fark etti…
Bu sırada Ellese de ışığı açık bıraktığının farkına varmıştı. Işığı kapatmak için düğmeye
koştu aralarında bir hayli mesafe vardı…
Güvenlik kapıyı araladığında ışık aniden söndü...
Ellese başarmıştı ama ışığı kapatır kapatmaz
Güvenlik Görevlisi içeri girmişti ve Ellese’nin kaçacak vakti olmamıştı.
Güvenlik Görevlisinin ayağına bir şey çarptı ışığı tekrar yaktı,
Bir camsil’in yere düşmüş olduğunu gördü;
bu az önce kapıyı açmak üzereyken ses çıkartan şey olmalıydı
ama ışığı kim söndürmüştü?
Dikkatlice odayı süzdü ve camsili olması gereken rafa kaldırdı.
Saat sabahın dördüydü ve burada bir şeyler oluyordu;
dolapları tek tek kontrol etmeyi düşündü fakat odadan çıktı,
kapısını kilitledi;
eğer bir şeyler varsa önce binanın koridorlarını kontrol etmeliydi daha sonra buraya bakabilirdi,
böylesi daha güvenli olurdu..
YORUMLAR
işgal
O değilde senin şu roman tadında hikayelerin ne oldu yoğsam bana yazdırcan değerli araştırmacı şair yazar Den iz :)
Sevgiler zaatellerinize şahsımdadır efendim.
Den(iz)
:))