- 291 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SESSİZ ÇIĞLIK
SESSİZ ÇIĞLIK
SUSTUM
Konuşmak isteyip te uzaklaştığımız şeylerin suskunluğu,
Hem de içimdeki çığlık çığlık haykıran çoğunluğa rağmen,
Ne zaman konuşmak istesem hep yutkunur yine susarım.
Anlayacak kişilik bulamama korkusu bu suskunluk.
İç avazının çıktığı kadar bağırana rağmen sustum.
Benim suskunluğum konuşacak bir şeyimin olmadığından değil.
Beni anlayacak seviyeyi bulamadığımdan gelen suskunluk.
kocaman dağ olan kalabalık dökülmek bilinmek istiyor.
Hey hat Anlaşılamamaktan bilinememekten korkan bir suskunluk
Acı bir tebessümle yutkunduğun değerleri söyleyememe,
Buna ister kaybetme korkusu deyin isterseniz bilinememek kaygısı
Acılarımı ,kaygılarımı içimde ben hazmederim deyip sustum
Karşımdakine yük vermemek için içime attım attım ve sustum
Ben acı çeksem de üzülsem de kırılsam da ben çekeyim deyip sustum
İçimdeki acı çığlıklara rağmen Derin yaralara rağmen sustum
Hasılı bütün değerlerin kaybolma korkusuna rağmen sustum. (M. Talip BİLGİL)
Hangi yaşta olursanız olun bu toplumda yaşarken çevrenle, ailenle dışarı ile bazı sıkıntılar yaşarız. Bu yaşam biçiminde bazı acılar vardır. Canınızın yanmasına rağmen dışa vuramadığınız dertleriniz, sıkıntılarınız mutlaka vardır. içinizde yaşadığınız, dile dökemediğiniz sıkıntılar içten içe kaynayan volkan gibidir. söze ve davranışa dökülmediği anlarımız ve anılarımız mutlaka olur.
Bir de sır gibi herkesten sakladığınız kendinizden bile kıskandığınız yaşamlar, acılar, olaylar, sevinçler ve kederler vardır ki. Onları kimseyle paylaşmazsın, ama onlar öyle büyür, patlamaya hazır volkan gibi İçten içe öyle çığlıklar atar ki kendinden başka kimse duymaz. Sessiz çığlıklar İçinde avaz avaz bağırır da yanında yörende o çığlığı kimse duymaz. “Kimseden yardım istemiyorum” diyerek, içinizde saklı tuttuklarınızı yaşamayı tercih ederek bir secim yaparsınız. Bu secimi; içsel hayatınızı dile getirmedeki zorluklarla, anlaşılmama duygusuyla, korkularınızla, deneyimlerinizle yaparsınız. İçinde kor alev olmuş çığlıkları cümleye dökmesi kolay olmasa gerek.
İnsanın içini anlatması Zordur. Tutabildiklerimizi görebildiklerimizi işitebildiklerimizi kolayca tarif ederiz de ya içimizdeki sessiz çığlıkları nasıl anlatacağız. Bazen çektiği acının nerden kaynaklandığını bile tarif edemez. Bu seçimle içindeki çığlığı sessizleştirir. Dilsiz kalan bu çığlık hayatın coşkuyla yaşanmasının önünden bir engeldir. ‘’Bir insanın tüm gerçekliği parmaklarından fışkırır’’. Böyle olunca da içinde tuttukları çığlığı sadece kendilerinin yaşadığını ve tek olduklarını sanmaya devam edeceklerdir.
Oysaki vücudunuzdan mikrobu bile en basit haliyle hapşırarak atabilirsiniz. Söze dökülen içsel dünya, duygunuzu, düşüncenizi ve kurguladığınız eylemleri hafifletir. Nerden başlayacağınızı bilmediğiniz her şey güvenli ellerde ifade edilebilir. Cesaret, söze dökülmeyen acının, motivasyon kaynağıdır. İçsel dünyasını anlatmak için gelen herkesi bu nedenle cesur ve güçlü buluyorum. Hangi yaşta olursak olalım anlaşılmama duygusu, içsel dünyamızı içimizde tutar.
Öyle kocaman dağ olan kalabalık dökülmek bilinmek istiyor
Hey hat Anlaşılamamaktan bilinememekten korkan bir suskunluk
Acı bir tebessümle yutkunduğun değerleri söyleyememe
Buna ister kaybetme korkusu deyin isterseniz bilinememek kaygısı
Acılarımı, kaygılarımı içimde ben hazmederim deyip sustum
Anlaşılmama duygusu korku salar içimize de dökülüp de anlatamayız. Her söyleneni biliriz, duyarız, yutkunuruz, yutkunuruz da bir türlü döküp torbayı boşaltamayız. Sonra konuşuruz deyip de keser atarız. Hepimizin özeli o kadar farklıdır ki bu özellik içinde bir ötekini farklı algılarız.
İçimizdeki sessiz çığlık küçük yaşlarda oyunlarda, davranışlarda dillenirken bu yaşta bunu göremeyen ve farklı değerlendirilen durumlar küçük yaşlarda anlaşılmayacak duygusunu insana yaşatır. Genç yaşlarda kimlik arayışındaki insanın, anlaşılmamak duygusu en güçlü duygudur. Eğer şanslıysa kendini anlayan bir akran grubu bulur. Bu sebeple arkadaş hep ön plandadır. Bazen deneyime bağlı olmadan içsel olarak hissettiğimiz bir duygudur. İçsel olarak ruhunuzda bu tasarımı oluşturur ve yaptığınız her eylemde bunu doğrulamaya çalışırsınız. Sonuç olarak da “kimse beni anlamıyor” diyerek kimseden yardım almayarak içsel dünyamızda sessizleşir. Bu duygu hayatımızın her döneminde paylaşmayı, iyileşmeyi, gelişimi engelleyen bir durum olarak kendini gösterir.
Karşımdakine yük vermemek için içime attım attım ve sustum
Ben acı çeksem de üzülsem de kırılsam da ben çekeyim deyip sustum
İçimdeki acı çığlıklara rağmen Derin yaralara rağmen sustum
Hasılı bütün değerlerin kaybolma korkusuna rağmen sustum.
İçimizdeki duyguyu, düşünceyi paylaşmak bizi çok korkutur. İçsel dünyamızı bir öteki kişi ile paylaştığımızda nasıl karşılanacağımız, değerlendirileceğimiz ve davranılacağı bizi korkutur. Aşağılanmaktan, kırılmak ve incinmekten, yanlış anlaşılmaktan çok korkarız. Bu korkularımız içimizdekini tüm doğallığı ve coşkuyla yaşamamızı engeller. Bu korkularla sahte bir gerçeklik içinde hayatımızı yaşamaya devam ederiz.
Avazının çıktığı kadar bağırana rağmen sustum
Benim suskunluğum konuşacak bir şeyimin olmadığından değil.
Beni anlayacak seviyeyi bulamadığımdan gelen suskunluk
Konuşmak isteyipte uzaklaştığımız şeylerin suskunluğu
Ne zaman konuşmak istesem hep yutkunur yine susarım
Anlayacak kişilik bulamama korkusu bu suskunluk
Avazım o kadar yüksek ki kimsenin duymaması mümkün değil ama her ne hikmetse kimse duymuyor. Sonradan anladım ki benim içimdeki ‘’ SESSİZ ÇIĞLIK’’mış ondan kimse duymuyormuş.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.