- 212 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İRAN.
İRAN VE KISA TARİHİ.
Pers imparatorluğunun kalbi olan İran, stratejik konumu ve bol doğal kaynakları nedeniyle uzun zamandır bölgedeki sömürgecilik ve süper güç rekabetinde önemli bir role sahip. Ülkenin kendine özgü kültürü ve toplumunun kökleri MÖ 550’de kurulan Ahameniş dönemine dayanmakta. O zamandan beri bölge geleneksel olarak Pers adıyla bilindi. Helenistik Seleukoslar, yerli Partlar ve Sasaniler de dahil olmak üzere yerli ve yabancı fetih ve göçmen dalgalarından etkilendiler. İran’ın MS 7. yüzyılda Müslüman Araplar tarafından fethedilmesi, İran kültürü üzerindeki en kalıcı etkiye sahip oldu.
8. yüzyılın sonunda patlak veren İran kültür rönesansı Pers edebiyat dilinin yeniden canlanmasını sağladı (yine de Pers dili bugün büyük oranda Arapçalaştırıldı) ve 9. yüzyılın sonunda ortaya çıkan Tahiriler ile bölgede yerel Pers İslam hanedanları kurulmaya başlandı. 16. yüzyılın başlarında Onikicilik Şiiliğini resmi inanç olarak tanıtan Safevilerin yükselişine kadar bölge Pers, Türk ve Moğol fatihlerinin ardışık akınlarının etkisi altında kaldı. Sonraki yüzyıllarda Şii din adamlarının devlet destekli yükselişi ile, Fars kültürü ile Şii İslamı arasında bir sentez kuruldu.
1736’da Safevilerin yıkılmasıyla bölge yönetimi birkaç kısa ömürlü hanedanın eline geçti ve sonunda 1796’da Azerbaycan Türkleri olan Kaçar hanedanının yükselişine tanık olundu. İran’ın içişlerindeki Avrupa güçlerinin artan etkisi ile Kaçar Hanedanı’nın önü kesildi. Yaşanılan ekonomik ve politik zorlukların yanında, sosyal ve politik konularda Şii din adamlarının artan gücü hanedanın yıkılışını getirdi.
İran’daki çekişmeler 1925 yılında Pehlevi ailesinin başa gelmesine neden oldu. İran’ı modernize etmek uğruna zayıfça planlanmış çabalar, yaygın bir memnuniyetsizliğe yol açtı ve hanedanın 1979 devriminde yıkılmasını sağladı. Bu devrim ile din adamları tarafından yönetilmeye başlanan İran, İslami teokrasi ile parlamenter demokrasinin bir karışımına sahip oldu. Dünyanın tek Şii devleti olan İran kendisini daha sonra komşu Irak ile uzun vadeli bir savaşta buldu ve savaş ülkenin kaynaklarını tükenme noktasına getirdi. İran İslam cumhuriyetinin uluslararası terörizme destek verdiği düşüncesinin yayılmasıyla ülke küresel toplumdan dışlandı. 20. yüzyılın son on yılında hükümetin içinde reformcu unsurlar yükseldi, hem din adamlarının katı yönetimine hem de İran’ın uluslararası toplumdaki politik ve ekonomik tecritine karşı çıktılar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.