- 371 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
MAYO
MAYO
Yaz tatilinde İstanbul’daki dayımın yanına gitmiştim. Sıcaktan rahatsız olduğumu gören dayım, bana güzel bir mayo verdi. Mayoyu kendisine Amerika’dan bir arkadaşı getirivermiş ama pek giymeye fırsatı olmamış. “Al bunu da yüzmeye git” dedi. Denizin kirli olduğunu söyledim. Cebinden bir kart çıkardı, “Bir otelin yüzme havuzuna ait bu, dedi. Kartı gösterince içeriye rahatça girersin. Havuzun suyu da çok güzeldir, rahat edersin.”
Otelin yerini tarif etti, nasıl gideceğimi anlattı. Teşekkür ederek yola koyuldum ve oteli bulup kartı göstererek havuza girdim. Su beni sıcaklıktan kurtarmıştı. Biraz yüzdükten sonra güneşlendim. Kadınlar beni beğenerek süzüyorlar, mayomdan gözlerini alamıyorlardı.
Derken içlerinden biri yanıma geldi, benimle tanışmak, konuşmak istediğini söyledi. Güzel ve edalı dilberin ilgisi hoşuma gitti, teklifini hemen kabul ettim. Oradan buradan konuştuk. Mayomu göstererek, “nereli?” diye sordu. “Aydınlıyım” dedim. “Sizi değil, mayonuzu soruyorum” diye güldü. “Haa, o mu? Amerikalı” dedim.
“Amerika’dan mı aldınız?”
“Hayır, bir arkadaşım getiriverdi” diye hava attım.
“Arkadaşınız
“Amerika’dan mı aldınız?”
“Hayır, bir arkadaşım getiriverdi” diye hava attım.
“Arkadaşınız zevk sahibiymiş.”
“Ben de öyleyimdir. Öyle olmasam sizinle tanışıp konuşur muydum?”
İltifatım hoşuna gitti. “Bu iş burada kalmasın, arkadaşlığımız dışarıda da devam etsin” diyerek gözlerimin içine baktı.
“Ben de öyle düşünüyorum” diye güldüm.
Biraz daha konuştuk. Havuza girip şakalaştık. Derken gitme zamanım geldi, Elini ellerimin arasına aldım, “Ben gidiyorum. Bir daha ne zaman buluşur, konuşuruz?” diye sordum.
“Siz beni kapının önünde bekleyin, ben hemen gelirim” dedi.
Giyinip otelin kapısının önünde kızı beklemeye başladım. On dakika sonra geldi. Makyaj yapıp süslenmişti. Beni görmedi, sağa sola bakmaya başladı. Gülerek yanına yaklaştım, “Birini mi arıyorsunuz?” diye sordum.
Öfkeyle yüzüme baktı, “Size ne?” diye bağırdı.
“Boşuna aramayın. Aradığınız yanınızda duruyor.”
“Hadi canım sen de!”
“Kendisinin işi çıktı. Yerine beni gönderdi” diye güldüm.
Kılık kıyafetime dudak bükerek baktı, “Onun sizin gibilerle işi olmaz. Sırnaşmayın. Beni daha fazla rahatsız ederseniz polis çağırmak zorunda kalacağım” diye beni itti.
Hayal kırıklığıyla, “Şu işe bak, mayosuz beni tanımadı” diye mırıldandım ve oradan geçmekte olan bir taksiye el ettim, arabaya binerken son bir umutla,” Siz gelmiyor musunuz?” diye sordum. Eliyle defol git anlamında bir işaret yaptı.
Taksiye bindim, araba giderken penceresini açtım, mayomu sallamaya başladım. Hayret ve şaşkınlıkla arkamdan bakakaldı.
Eve varınca teşekkür ederek mayosunu hemen geri verdim.
“Acelen ne? Ben pek giymiyorum, istersen sana vereyim, senin olsun” dedi.
“İstemem, dedim. Mayo beni gölgede bırakıyor. Kızlar ona bakmaktan beni göremiyorlar. Onlar da ben de hayal kırıklığına uğruyoruz”
Erhan Tığlı