- 220 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ALAİN.
ALAİN KİMDİR?
Alain kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1868-1951) Fransız estetikçi ve filozof. Deneme türünde etkili ürünler vermiş, hayal gücünü temel alan bir estetik görüşü geliştirmiştir. Asıl adı Emile-Auguste Chartier’dir. Mortagne-sur-Perche’de doğdu, Le Vesinet’te öldü. Normandiyalı bir aileden gelir. Yüksek Öğretmen Okulu’nun felsefe bölümünü bitirdi; değişik kentlerdeki liselerde felsefe okuttu. I. Dünya Savaşı’nın çıkacağını önceden yazması ve savaşa karşı çıkmasıyla birlikte, topçu eri olarak orduya yazıldı. Üst rütbelere atanmayı reddederek savaş boyunca siperlerde çarpıştı. Savaş bitince Henri Quatre Lisesi’ndeki görevine döndü. Rouen ve Paris’te sürdürdüğü felsefe öğretmenliği sırasında gelenekçi eğitim-öğretim uygulamalarının dışına çıkarak, yaratıcı düşünceyi geliştirmeye yönelik yöntemler denedi. 1945’te sağlık nedeniyle emekliye ayrıldı; bu yıllarda Paris yakınlarında bir köyde oturuyor, izleyicileriyle söyleşiler yapıyordu. 1951’dc Grand Prix National de Litterature ödülünü aldı.
Alain, 1906’dan başlayarak radikal Depeche de Rouen ve Revue Française gazetelerine yazdığı günlük söyleşilerle tanındı. Bu kısa yazılarında günlük sorunlara bireysel bir bakış açısıyla yeni yorumlar getiriyordu. 1908’den başlayarak yazdığı denemeleri bir kitapta topladı. Bu yazılar o dönemde etkili oldu.
Alain, estetik alanında yankı uyandıran yeni düşünceler ortaya attı; klasik ve dogmatik anlayışlara karşı çıktı. Bu alandaki düşüncelerinde hayal gücü özel bir yer tutuyordu. Systeme des Beaux Arts (“Güzel Sanatlar Sistemi”) adlı yapıtında hayal gücünü düşüncelerinin odağı olarak açıkladı. Ancak, hayal gücünü, sınırları belli bir kurallar bütünü olarak ele almadı. Ona göre sanatçının düşledikleri sanatının konusundan etkilenir ve bu süreç içinde değişir, yeniden biçimlenir. Bu biçimlenmeyle sanat yapıtı ortaya çıkar.
Estetikte kalıcı değerlere ayrıca önem veren Alain, Kant’ın Kritik der praktisehen Vernunft (“Pratik Aklın Eleştirisi”) yapıtını inceleyerek, bu yapıttaki estetik ilkelerinin çoğunu benimsemiştir. Sanatların birbirinden ayrı niteliklerini, aykırılıklarını bu ilkeleri kullanarak çözümleyici bir yöntemle açıklamaya çalışmıştır. Bu bağlamda, sanat için genel geçerlik taşıyan kuralların hayal gücünden değil, yapıtların içeriğinden kaynaklandığını düşünmüştür. Bu nedenle Alain’e göre kuralla yapıt arasında bir varlık bağlantısı vardır. Ancak, Kant’ın düşüncelerinde var olmayan hayal gücü sorununu incelerken, hayal gücünü duyu verilerinden kaynaklanan bir yetenek olarak tanımlayan Descartes’ın tanımını almıştır.
Alain, toplumsal ve siyasal yazılarında bireysel özgürlükleri ve özellikle düşünce özgürlüğünü vurgulamıştır. Çağdaş yaşam biçiminin çeşitli örgütlenmelerinin bu özgürlükleri baskı altına aldığını ileri sürmüştür. Alain’e göre düşünce özgürlüğünün us ilkelerine uyması, içeriği gereğidir. Bu konuda Descartes’ın insanı bir us varlığı olarak niteleyen görüşlerinden esinlenir.
Savaşa karşı çıkan Alain, savaşın insan değerlerinin yozlaşmasının son aşaması olduğunu düşünmüştür. Siperlerde savaşırken yazdığı Mars, ou la guerre jugee (“Mars, ya da Savaşın Yargılanması”) adlı kitabında savaşın insanoğlundaki ahlaki sorumluluk duygusunu ve vicdanı zedelediğini öne sürmüştür. Ona göre, insanın bir us varlığı olarak barışsever olması, us ilkeleriyle bağdaşmayan tüm girişimlerden kaçınması gerekir.
Düşüncelerini bütünlüğe ulaştırmayan Alain, çoğu altı yüz sözcüğü aşmayan kısa yazılarında çağının çeşitli sorunlarına, deneme yazan bir felsefeci kimliğiyle eğilmiştir. Yazılarında kullandığı konuşma dilini andıran değişik üslubu, düşüncelerinin aydınlar dışında da etkili olmasını sağlamıştır. Felsefe, estetik, ahlak sorunlarına çözüm arayan düşüncelerini yoğunlaştırdığı özdeyişleri yeni bir yazı türüne öncülük etmiştir. Bu özellikleriyle Türk denemecilerince de sık sık anılan bir yazardır
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.