- 373 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
İNANIYORUM BAŞARACAĞIM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İnanç denilince akla dini ya da doktriner inançlar gelmekte. İnanma istek, ilkeler esas konuyu canlı tutuyor. Yaşamı anlamlandıran, yönümüzü gösteren, nereye nasıl gitmemiz gerektiğini gösteren bir pusula gibidir. Dini inanç bizim hayat tarzımızdır. Yaşam şeklimizi belirlemek dini ve doktriner prensiplerimizle belirlenir. Hayatımıza yön veren bir anlam yükleyen sistemdir. İnsanların yaşam şekillerine baktığımız zaman inandıklarının peşinden gitmişler ve onlarla iştigal etmişler. İnandığının peşinden gitmeyi prensip edinmişler.
Kişi aklı ve inancı olduğu gibi devlet aklı ve inancı da vardır. Tarihe baktığımız zaman bazı devlet adamları ve kişiler zoru başarmış, çağ kapatıp çağ açmışlardır. İnsanlık tarihini değiştirenler inançlarımızı ve bakış açılarımızı da değiştirmişlerdir. Beyin kendisine ne söylenirse onu yapar ve bu da inançla olur. Başarma azmi yaratır başaracağım diyebilirsek başarabiliriz.
Eğer ki başarısızlığa inanırsak da başaramayız. “Yapabilirim, çünkü yapabileceklerimi düşünüyorum” sözü tam da bu gerçeği anlatır. Başarıya giden yol, istediğiniz sonuçları bilmek, harekete geçmek ve başarılı oluncaya dek değişmede gereken esnekliği göstermektir. yapacağı şeyi kafasında sınırlamamalı, sınırlı inançları sınırlı insanlar yaratır. Doktriner sistemde her durumun başka olasılıkları da vardır. Kişi bir şeye inanmışsa orada başarısızlık diye bir şey yoktur. Netice vardır. Bu olumsuzda olsada böyledir. Göz odur ki dağ ardını göre. Eğer başarmayı kendine prensip edinmişse insan ulaşmak istediği yere ulaşır.
Hangi meslek ve işte olursa olsun başarırım diye başlamak, işi yarı yarıya başarmak demektir. Pozitif düşüncede temel nokta, beyni olumlunun üzerine programlamak. Yani, başarısız olmayı değil, sadece başarmayı düşünmeliyiz. Olumsuz düşünce beynimizi kendimize karşı olumsuz çalışmaya programlayacaktır. O programla yürürsek elbette başaramayız. Çalışmak bir hobi olmalı. O halde işimize oyun gibi yaklaşmalıyız. Başarı hedef yönelimi kişilerin başarıyı elde etmeye yönelik sahip oldukları inançları ve performanslarını değerlendirmede kullandıkları ölçüt ve standartlarını gösterir. Daha açık olarak tanımlamak gerekirse, kişilerin öğrenme bağlamındaki bilişsel, duyuşsal ve davranışsal tepkilerini etkileyen kişisel bakış açılarını ifade eder. Bu tepkiler bireyleri uyumlu ve uyumsuz tutumlara yönlendirebilir niteliktedir.
Günlerden bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa, arkadaşlarını seyretmek için toplanmış. Yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğini inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyuluyormuş: “Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!” Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece biri inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırıyorlarmış. “Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!” Sonunda bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve yarışı bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayretle mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş: “İmkansızı nasıl başardın?” O Kuleye çıkan kurbağa bu soruya tepki vermeyince anlamışlar ki kurbağa sağır, duymuyor.
Hepimiz biliriz ki başarmak ve başarılı olmak düşüncemiz vardır. Sağır kurbağa gibi çevremizden gelen olumsuz tepki ve gürültülere aldırış etmez ve duymazsak başarma şansımız artar. Hepimiz başarılı olmak isteriz. Ancak etrafımızdan gelen olumsuz düşüncelere, olumsuz yorumlara kendimizi inandırmamalıyız. İsteğinde İnat etmeyen, istikametini programlamayanlar, pasif insanların olumsuz yorumlarından çabuk etkilenirler.
Bizde inatla onları duymamaya, onlara karşı sağır olmaya çalışmalıyız. Bunlar bizi yapmak istediklerimizden soğutup caydırabilirler. Olumsuz düşünen insanları duymayın! Onların kalbinizdeki tüm umutlarınızı çalmalarına fırsat vermeyin. Makale yazabileceğime kendimi inandırdım bir gün mutlaka başaracağım.
==================================AR==========================
YORUMLAR
Bilgi, yetenek, beceri, sonuç odaklı düşündüğümüzde tek başına bir şey ifade etmez
İnanmak perçinler, planlamak programlamak bunu takip eder kanımca
01 Temmuz 1993 tarihinde Çanakkale'de Kabotaj Bayramı etkinliklerini izliyorum
Yarışmalar içerisinde biri apayrı dikkat çekici idi, hala anımsarım, derinden etkilemiştir beni, orada bulunan pek çoklarını belki de
İskeleden denize doğru uzatılmış bir direk, her tarafı vıcık vıcık yağlanmış, ucunda bir bayrak asılı, o bayrağı alacak olana ödül verilecek, daha ilk adımda ayağı kayıp düşmemek ne mümkün?
Çanakkale'nin bir Fevzi Paşa mahallesi var, çingene çoktur orada
İşte bu çingene çocukları direğin etrafını çevirdiler, biri atılır, sanırsın bayrağı o almak istiyor, değil halbuki, bir iki adım koşup suya atlar, sonra başkası, sonra bir başkası, daha başkası derken, direğin üzerindeki yağ seyrelir giderek, neden sonra biri koşarak bayrağı kapar ve denize atlar
Hep birden denize atlayıp, kıyıda yarışmayı izleyen bizlere dönerek, biz apartman çocuğu değiliz, Anadolu çocuğuyuz diye haykırmazlar mı bir de?
Düşünsenize, o bir kişinin bayrağı alması için kaç kişi uğraş verir, yaban kazları misali meydana getirdikleri sinerjiyle yükseklik kazanırlar adeta
Nihayet hocam
İnanç, inanmak, başarmak odaklı olgun bir yazı okudum değerli kaleminizden
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Mübarek Cuma gününüzü tebrik ederim
Selam ve saygılarımla.
levent taner tarafından 21.10.2022 08:59:58 zamanında düzenlenmiştir.