- 252 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BİR ÖĞRETMENİN GÜNLÜĞÜ 16.04.13
[ italik
16.04.13
Müdür ‘görüşelim’ diyor. Benden habersiz program değişikliği toplantısı yapıyor edebiyat zümresiyle.
Yunus garez yapıyor bana; onu almaya gitmedim diye. Kendisini Talha ile kıyaslıyor. Onun dersi savsaklamasına rağmen özel arabayla alınmasına bozuluyor.
Annemlere uğradım. Ekmek istediler. Aldım. Sonra vazgeçtiler ‘al götür bunları ‘dediler; yoksa ineklere gidecek. Aldım mecburen. Zaten halama aldığım beyaz ekmeğin kokusu beni cezbetmiş, bir kısmını yemiştim. Halam yemeği iyice azaltmış. Abim onun yanında bize şikayet ediyor. "Ona bir şeyler deyin" diyor. Annem de tasdik ediyor onu. Halam inkar ediyor:" yiyorum" diyor. Şimdi de ekmeği tümden kestiğini öğreniyoruz. "Hayat küstü galiba" diyorum" gitmek istiyor." "Yoksa anakrosiyaya mı düştü acaba" diyorum içimden.
Kitapları eve koydum. Ev yine ıslak. Bazı yerlerden yağmur alıyor. üst kata izolasyon yaptırmam gerekecek. Etrafını da ördürmeliyim. İyi bir seyvan olur.
Sedaş hala direk dikmemiş. Oysa yol istemişti. Yolu açtırdık stabilize döktürdük. Orhan’ı aradım.
Hala "Yağmur yağıyor, çamur olur mu? diyormuşlar.’’ Hayır’ dedim’’ taşlı malzeme döktürdük ben her hafta arabamla oraya girip çıkıyorum".
Bu elektirik, su işi beni ihtiyarlattı. Bir de doğalgaz var sırada. Bakalım onu ne yapacağız? Her şey bir sürü problem. Özelleştirme bizim eski devletçi yapımızın genlerini devralmış. "Vurun abalıya" mantığıyla hep vatandaşın sırtına bindiriyorlar. Hani ne derler ‘alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete’. Olan hep vatandaşa oluyor. "Zengin arabasını dağdan aşırıyor, fakir düz yolda şaşırıyor." Bizimki de o hesap. Üstelik soyadaşımız bir belediye başkanının olduğu dönemde. Bu soyadının zararını mı görüyoruz, faydasını mı bilmem.
Havalar soğudu. Abim ‘Korkma kışın kışından, kork Abrilin beşinden" sen bunu biliyor musun?" Diyor. ‘Annem hep söylerdi’ dedim. Abril yani Nisan. Hatun diyor ‘Nisan 5 geçeli çok oldu’. ‘Hayır ‘diyorum "O Miladi takvime göre değil, Rumi takvime göre".
Üşüyoruz. Yün atletimi, paltomu ve yün çoraplarımı giydim. Kaloriferi yakıyoruz evde. Herkes benim tayinimi konuşuyor, ’hayırlı olsun’ diyorlar. ‘Sağ olun’ diyorum ama içim buruk.
Öğrenciler de haberdar olmuşlar, gelip soruyorlar. Öteki okuldan gelirken de böyle olmuştu. Ama onlardan kaçmıştım rapor alarak. Öğretmen arkadaş öğrencilerin bilmesini bana karşı bir haksızlık olarak nitelemişti. Ben" hayır" dedim "bilmelerinde bir mahzur yok. Her şey açık olmalı. Bunlar olgun bireyler. Burası Fen Lisesi. Bunu kötüye kullanacaklarını zannetmiyorum". Öğrencilerin bazısı "eylem yapalım" diyorlar, razı olmuyorum.
Veli toplantısı olacak, Müdür istişare ediyor, Öğretmenler odasında bana da laf arasında "görüşelim" diyor" bir istişare yapalım sizinle". "Sınav yapacağım" diyorum, elimdeki İngilizce sınav kağıtlarını göstererek. "O halde sonra görüşelim" diyor. İçimden ’olmaz’ diyorum ’öğle tatilinde yemek var ,namaz var, sen bari inançlı biri olarak bunu hesap et’. "Öğleden sonra" diyorum. "Olmaz" diyor "ben gideceğim".’ Sen hep gidiyorsun zaten’ diyorum içimden. !Müdürlük böyle bir şey’.
Sınavdan erken çıktık. Aradım yerinde yoktu .Yılmaz bey ‘şimdi gelecek’ diyor. ’Ben bekleyemem’ diyorum, içimden. Avni beyle yemeğe gidiyoruz.. Avni bey "mahkemeye ver bunları" diyor "psikolojim bozuldu diye yaz".
"Ayrılacak mısın, ne diyorsun" diyor "hayır" diyorum "dönem sonunu bekleyeceğim. Yazılı sınavlarım var notları geçeceğim".
Sennur yarışma heyecanında. "Danışman öğretmene de para veriyorlar" diyor "okul aile birliğine de". "Necip Fazıl’a Mektup" yarışmasına katılacak. Ne zamandır üzerinde çalışıyoruz. "Öğretmenim hemen bitirelim bu işi" diyor. "Paltomun cebinde kaldı" diyorum. "Gideyim alayım" diyor. "Tanımazsın" diyorum. "Tanırım" diyor "kokusundan tanırım" . Ceketinizi bir koklayayım. Ceketimi kokluyor enikonu birkaç kere. Hakikaten bulup geliyor.
Dersin sonunda öğrenciler benimle resim çekilmek istiyor. Kabul ediyorum. "Acele edin diyorum bekleyemem".
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.