- 305 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAYIMCIDAN (Şiir Sarnıcı 14. Sayı Taslak Giriş Yazısı)
İsterim ki yazın sanatıyla ilgili tartışalım, açıklıkla konuşalım, ön kabullerimizden sıyrılıp farkındalıklı düşünelim. Türk yazınında boşluk varsa ve neredeyse birlikte saptayalım, denenmemiş yöntemlerle çözüm üretmeye çalışalım. Şiir Sarnıcı Dergisi’ni çıkarma amacım, yazın adına ne yapabiliriz, sorusuna yanıt bulmaktır. Eleştiriden ve bilgi noksanlığımızdan korkmayalım. Kafamızdaki yerleşik bilgilerin yıkılmasından değil betonlaşmasından korkalım. Ceplerimizdeki eski bilgilere şöyle bir sus deyip yeniye doğru yelken açalım. Her şeyde olduğu gibi yazında da metinler arasılık mutlaktır ama biz biraz geleceği yakalamak için ufka göz dikip yaratıcılığı çağıralım. Modern Sanat Dönemi bilgilerinin pek çoğu, ezber üstüne ezber edilmiş doğrulanamayan yığınlara dönüşüyor. Dünya değişiyor, estetik algının boyutu deviniyor, sanatın kuram ve ilkeleri evriliyor. Ezberi bir yana itip; şiiri, öyküyü, denemeyi genellemelerle anlatmaya çalışmaktan vaz geçip felsefesiyle tanımlamaya çalışalım. Bizi en doğru yola yönlendirecek ve yeni tanımlamaların kapısını açacak olan, sanat ve alt dallarının felsefesini sorgulamaktır. Bunu yapmak için dağarcığımızda yeterince birikim, kazanım ve gerecimiz vardır. Yeter ki kulaktan dolma alışılmış genellemelerin egemenliğini bilincimizden sıyırıp atabilelim.
Yazında henüz tanımlayamadığımız pek çok kuram olmalı. Çağın değişen algı ve yargı biçimlerine göre süreci değişime uğrayanlar da... Şöyle bir bakınız Türk şiir yazılarına… Şiire yönelik kaç kuram saptanmıştır… Kuramlar saptanmadan yeni kavramlar üretilemez. Yeni kavram üretilemezse şiirin ezber bilgileri arasında sıkışıp kalınır; bugün olduğu gibi… Şiir nasıl yazılır, imge nedir, şiire nasıl başlanır/bitirilir… gibi alfabe bilgilerle şiir sanatına yön verilmeye çalışılır.
İyi şiirler yazılmıştır; yazılacaktır. İyi şairler gelmiş geçmiştir; bundan sonra da olacaktır. Bu demek değil ki Türk şiiri son aşamasına gelmiş, derinliği ve gizemi tamamıyla çözülmüştür. Ayrıca sanatta, iyinin iyisine, güzelin güzeline ulaşmanın sınırı yoktur. Araştırmak, incelemek, yeniye ulaşmak, yaratıcılık için değişik açılardan ele almak, gerekir. Bir günü diğer gününe benzeyen yazın, durağanlaşmış demektir. Durağanlaşmak, sanat ilkelerine göre olumsuz bir durumdur. Bugün “Ben oldum” diyen pek çok şair/yazar var ülkemizde. Söyleyecek sözleri olmalı. Yazar/şairler, ince ruhlu kişilerdir; kişisel bir yarar beklentisi olmaz, diye düşünüyorum. Dergimizin ilkesi gereği, özel bir konu olmadığı sürece yazı ve yapıt istemeyiz kimseden. Dergimizin maddi kaygısı yoktur. Okunup okunmama gibi bir zorunluğu da. Buna karşın yurt içi ve yurt dışı okur sayısı her geçen gün artıyor. İyi şeyler, bir köşeye atılıp karanlıkta bekleyemez. Yazın sanatına gönül vermiş ve bu yolda beklentisiz çaba gösterenler zaten yeterince katkı sağlamaktadırlar.
Şiir Sarnıcı, uluslararası bir dergi olma yolunda hızla ilerliyor. Özbekistan dergi temsilciliğimiz de oluşmuştur. Derginin yanında gençler çoğalıyor. Üniversite gençliği, özellikle güzel sanatlar fakülteleri, dergimizi okuyup paylaşıyor. Dergicilik bir imecedir. Yararsız, umarsız, çıkarsız, tarafsız sanat yolculuğunda bizlere eşlik etmenizi isteriz. Bu imecede küçük de olsa yapıtlarınızla, yorumlarınızla, değerlendirmelerinizle katkınızı bekleriz.
Dergimizin ilkeleri gereği; propaganda, irşat ve şiddet dili taşıyan metin ve şiirler, değerlendirme dışı tutulmaktadır. Ayrıca bize gönderilen her metin ve şiir için geri bildirimde bulunuyoruz. Kalabalıkta geri bildirimde bulunamadığımız olduysa, yayın kurulumuzca ürünleriniz yayıma uygun görülmediyse bizi anlayışla karşılayacağınızı umuyoruz.
Dergi düzeninde küçük bir değişiklik yaptık. JPEG dosya ve bu formatta görsel, zorunlu olmadıkça koymayacağız. Bu tür dosyalar ya da görseller, platformun özelliği gereği diğer dillere çevrilemiyor. Çok sayıda yurt dışı okurumuzun olması nedeniyle başka dillere otomatik çevrilebilen düzende dergiyi sürdüreceğiz.
Mutlu, esenlikli günlerde okumanız dileğiyle…