- 173 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAĞLIKLI YAŞAM-4
DEPRESYON (İÇ KARARMASI,ÇÖKÜNTÜ)
Saygıdeğer arkadaşlarım;
Bundan önceki sağlıklı yaşam konumuzda STRES (GERİLİM) konusunu işlemiştik. Bu günkü konumuz da çökuntü.
Sters (gerilim) konusunu okuduysak eğer, gerilimin bir üst basamağının çöküntü olduğunu daha kolay anlayacağız.
Gerilim ,zaman zaman hepimizde vardır, çoğumuz bunu doktora gitmeden kendi kendimizi kontrol altına alarak atlatabiliriz., fakat çöküntü böyle değildir.
Depresyon, Latince deprimere, "iç karartıcı çöküntü" anlamına gelen, ruhsal bozukluktur.
Çöküntü, genellikle sevinç, zevk, benlik saygısı, hareketlilik, empati(kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak anlamaya çalışmak ) ve hayata ilgimizi kaybederiz.
Olumsuz bir ruh haline bürünür,kendimizi neşesiz, değersiz,umutsuz ve mutsuz hissederiz.
Aile içinde birimiz çöküntü yaşıyorsak , diğer aile bireyleri de bundan dolaylı olarak etkilenir ve aynı duruma gelebilirler. Nasıl ki gülmek bulaşıcıysa, çöküntü de öyledir.
Çöküntü içinde olan kişiler, durumunun farkında olmadıkları için psikoloğa görünmeyi asla kabul etmezler. Genelde diğer aile bireyleri tarafından zorla götürülürler, geç kalınmış durumlarda, , götürende de rahatsızlığın başlamış olduğu görülür psikologlar tarafından ve tüm ailenin terapi almasının uygun olacağı hatırlatılır.
Gelişmemiş ülkelerde ve büyük şehirlerde hızla artan çöküntü , oldukça önemli bir rahatsızlıktır.
Yaşamdan aldığımız tadı, verimliliği, mutluluğu, olumsuz etkileyebilir hatta hayatımıza son vermeye kadar götürebilir.
Ülkemizde yaşanan intiharların nedeni çoğunlukla bu rahatsızlıktır.
Bu rahatsızlıktan ben de bir arkadaşımı kaybettim yazık ki. Çok gençti kendisi.
Nedeni de, çok küçük yaşlarındaki aile parçalanmasıydı.
Geçimsizlik yaşayan ailelerin çocukları çok küçükse eğer, diğerlerinden on kat daha fazla düşünüp, tüm yolları denemeden, özellikle aile terapistlerinden yardım almadan evliliklerine son vermemeliler
Ayrılmış olsalar bile, annedeyse baba, babadaysa anne çocuklara asla kötülenmemeli.İstedikleri zaman her ikisi de görebilmeliler .Hatta çocuklarının mutluğu için biraraya bile gelebiilmeliler. İnsanlığın gereği de budur. Kimse düşman olarak ayrılmamalı.
Sonuçta, onca sene birlikte yaşanmış.Acı ya da tatlı farketmez. Hayat her daim güllük gülistanlık olmuyor değil mi?
Çöküntüyü iki ana başlık altında özetleyebiliriz.
1- İç Kaynaklı olanlar;
Hayat akışımızda, çocukluğumuzdan başlayıp içinde bulunduğumuz ana kadar yaşadığımız gerginlik zincirinin birleşip "kronikleşerek" (süreklilik ) rahatsızlık haline dönüşmesidir. Tedavisi mümkündür.
2- Dış Kaynaklı olanlar;
İçinde yaşadığımız toplum ve bu toplumu yönetenlerin bize yüklediği ayrıştırma, ötekileştirme, kutuplaştırma gibi gerilimler toplamı "planlı ve programlı" iç karartıcı olaylar.
Toplum muhendislerine hazırlatılan planlı algı yöntemleriyle yönetilen kişi veya toplumlarda "beyin kilitleme" ve robotlaştırma yöntemleri sonucu ortaya çıkan olaylar.
Çöküntü yaşayan kişi intiharı seçebildiği gibi, toplum da iç savaşı seçebilir. Her iki durumda da sonuç çok vahimdir.
Uzmanlara göre çöküntü belirtileri:
1- Zihinde biriktirdiğı konulara yoğunlaşmak,sürekli ayrıntılara takılmak, karar almakta zorluk çekmek...
2- Aşırı yorgunluk hissi
3- Suçluluk, değersizlik ve çaresizlik hissi
4- Karamsarlık ve umutsuzluk hissi
5- Uykusuzluk , sabah erken uyanmak ya da çok fazla uyumak
6- Sinirli olmak
7- Huzursuzluk
8- Seks de dahil olmak üzere bir zamanlar zevk aldığı herşeyden uzaklaşmak.
9- Aşırı yeme veya iştah kaybı
10- Baş ağrıları, kas tutulmaları
11- Tedaviyle bile iyileşmeyen sindirim sorunları
12- Kalıcı üzüntü, endişe ve"boş" duygular
13- İntihar düşünceleri veya girişimleri
Çöküntüden kurtulma yöntemleri;
1-İlk önlem, kişinin gerilime girmemeyi veya gerilimden erken çıkmayı kendi beyninde başarmasıdır.
2- Sosyal arkadaş, dost, sırdaş ve komşu seçimi.
3-Tıbbi destek almak(ilaçlı veya psikoterapi)
4- Ergoterapi (Yazı, şiir, mizah , müzik, resim, ebru, seramik, el sanatları, beden hareketleri yapmak)
5- Psikoloji eğitimi almak.
6-Rehabilitasyon (Beden ve ruhumuzu iiyileştirme) programlarına katılmak
7Yataklı tedavi
Hiristiyanlar papaza günah çıkartmaya gidiyorlar ya hani; aslında günah çıkarttıları falan yok bana göre.
İşlemiş oldukları ve kimseye söyleyemedikleri, vicdanlarını rahatsız eden sırlarını papaza anlatarak içlerini rahatlatıyorlar. Çünkü, papazın kimseye söylemeyeceğinden eminler.
Bizde de bu görevi psikologlar yapıyorlar işte.
Bugünkü konuma; yakın tarihte yaşanmış gerçek bir olayı örnek vermek istiyorum.
Aramızdan ayrılan dünyaca ünlü komedyen aktör Robin Williams, filmlerinde bütün insanlara umut dağıtan, yüzümüzü güldürüp, içimizi ısıtan üstün yetenekli bir oyuncuydu. Çok severdim ve çok filmlerini izledim. CAN DOSTUM ve ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ filimleriini asla unutamam.
Oysa aktör son günlerinde yoğun bir çöküntü yaşayıp, kendi kemeriyle kendisini asarak hayatına son vermiştir. Williams’a dışarıdan bakanlar içindeki fırtınaları göremediği gibi; eşiyle yapılan bir röportajda eşi şöyle demiştir, "içimi boşaltırken; içini doldurduğumu çok geç anladım"
Bu gerçek hikayeden de anlaşılacağı gibi, içimizdeki gerilimi boşaltan, bizleri çöküntüden koruyan ince ruhlu güzel insanları BİRİKTİRELİM ve kaybetmeden bilelim DEĞERLERİNİ.
O insanlar ki; bizleri kurtarırken, aydınlatırken, kendilerini feda ederler de farkına varamayız.
Bu insanlar her dil, din, ırk, cinsiyet ve her renkten olabileceği gibi bizlere karşı ters fikirde de olabilirler.
Şair, yazar olabilirler,
öğretmen, yönetici, hukukçu, tıbbiyeci, askeri, müzisyen, tiyatro-sinemacı, simitci, boyacı...hatta işsiz bile olabilirler.
Hiç farketmez.
Yaşatalım onları...
Gerilime ve çöküntüye sokmayalım..
Hepimiz birbirimize lâzımız ve birbirimize hizmet ediyoruz.
Saygılarımla...Sevgilerimle...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.