- 518 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
eğitimde tutmayan maya
1
seni önemli bir görev bekliyor demişti arkadaşı imam hatipten mezun olurken.üniversite tahsili için sınavlara hazırlandı bir yıl boyunca.aslında istanbulda istediği eğitimi almamıştı evden uzakta yaşadığından.bir sosyal hayatı olmayışı bütün öğenciler için geçerliydi.zorunlu mütalaa denilen ders çalışma saatleri vardı.kitap okumak dışında bir alışkanlığı yoktu yurtta geçen çalışkanlığı dışında.herkesin eleştirdiği eğitim için alternatif görülüyordu dini eğitim dindar çevrelerde.gaziosmanpaşada lise eğitimini tamamlayınca üniversite okumayı daha parlak bir fikir görmüştü nedense.ailesi istanbula taşınınca kadıköyde okumak istemişti son senesini.lise kısmının ilk senesi yurtta yer kalmadığından amcasının evinde geçmişti.kazandığı bölümde okumak zorundaydı eğitim sistemine göre.fazla bir şansı yoktu mühendislik okumaya.tevhidi tedrisat uygulaması vardı eğitimde.öğrencilikteki başarısı derslerle sınırlıydı her talebe gibi.inkılap dersinden sorumlu tutulmuştu ikinci defa.dersin öğretmeni hiç acımamıştı bu konuda.üçüncü sınıftan mezun oluyordu bir yıl erken.düşünmek için fazla bir seçeneği yoktu imkansızlık nedeniyle.laik devletin yetiştirdiği hocalar vardı geleceğinde.yada rüya görmenin karşılığını verirdi ona hayat.ülkeye hizmet için açılmıştı okuduğu okul.ne verebilirdi ülkeye bu yoksul halkı düşündüğünde.cumhuriyeti kuranlar yeni bir ülküyle bakıyordu tarihe.ancak ihmal edilen gerçekler vardı genç cumhuriyetin sadece modern kültürü kendine yakıştırdığından.nitekim aydınlanmanın eksik yönünü farketti batılılar.geçmişe nazaran bir ruhsuzluk vardı kültürde.bunun haksız bir tanım olduğunu anlamıştı yıllar sonra.tüm islam dünyası için kullanılıyordu bu çarpıtma.edebiyata şiirle başlamıştı çocukluk çağında.yıllar geçtikçe daha iyi tanıyordu insanları.üniversitede yasaklara takılmıştı hayalleri.bunu anlayacak durumda değildi yalnızlığa yenik düşmesi nedeniyle.şimdi şizofreni için varsayılan imkansızlığı soluyordu müptela olduğu sefaletin içinde.uzaklaşmak istiyordu bu hayattan.türk tarih tezleri resmi tarihin gölgesindeydi yıllar geçmiş olmasına rağmen.bir dönemin şartları tekrarlanır olmuştu kitaplarda.oysa edebiyat dünyasında farklı düşünceler vardı.sanat dergilerinde yeni bir estetik tartışması.halen sosyalizmin etkisindeydi sanat insancıllığı yaşatmanın ödevinde olması nedeniyle.faşizmin karanlık yüzüydü bize anlatılan hikayelerin içinde varolan umut.uyku sorunu yaşamaya başlamıştı organik psikoz ilaçları kullanmaya başladıktan sonra.ruhsal hastalıklar farklılık arzediyor tedavinin güçleşmesi nedeniyle.üstelik ön yargısı vardı insanların bu tür hastalıklara.insancıl olanları buruktu hayata karşı bir çok merhaleden geçtiğinden.ne kadar çaba göstersede normal bir hayat yaşamasına izin verilmiyordu.bir suçlu gibi yaşamanın zindanında ışıksız kalmıştı.ikna edemiyordu insanları hastalığı konusunda.kitap okumakla hastalığın bir ilgisi yoktu sanılanın aksine.hayata ters düşmenin kederiyle koparmıştı ipleri.artık köyede gidemez olmuştu hastalıklar nedeniyle.ms hastası kız kardeşi yürüme zorluğu yaşıyordu genç yaşında.aynı zamanda şizofren hastasıydı babası ve kendisi gibi.kalıtsal bir yönü vardı hastalıkların tıp ilminede girmiş olan.bunu kabullenmek kolay değil bunca nahrumiyetten sonra.bu durumda hayata alışamazdı kardeşi.tahsil hayatından sonra yakalanmıştı bu çaresiz hastalığa.işte takdir-i ilahi demekten başla bir çareside yoktu bu illetten kurtulmanın.hayat zorluklarla doluydu ne kadar istesede rahatı.senaryolar kurgu olduğu kadar olgulardan beslenirdi gerçek hayatın aynasında.sinema eski gücünde değildi toplumsal sorunların değişmesi nedeniyle.artık hayal gücünü kullanmanın zamanıydı senaristler için.türkiyede bu konuda bir teşvik yoktu.aşırılmış hikayelerin bir hayranlık uyandırması zordu sinema adına.avantür filmler yerini köy temalı filmlere bırakmıştı.sanat filmi belli kişilerin gayretiyle sınırlıydı.türkiyede roman yazılıyordu oysa.bunlar sinemaya aktarılırsa bir boşluk doldurulmuş olurdu sinema adına.bu konuda devletin desteği beklentileri karşılamıyordu.çünkü sanatta sansür sorunu vardı türkiyede.halen 12 eylülün baskıcılığı vardı toplumda ne kadar değişmiş gözüksede zihniyet.toplumsal denetim özgür düşünceye karşı otokratik bir düzen özlemiyle sınırlıyordu fikir dünyasını.bu anlaşılmaz bir durum olduğundan etkisizleştiriyordu sanatı aynı zamanda.senaryo yazımı sinemanın olmazsa olmazıdır.bu konuda destek görmesi beklenir sanatın.müfredatta böyle bir ölçü yoktu eğitim adına.sistem dışına itilmenin korkusu vardı okumuş insanlarda.işte işkence altındaki itiraflara dönüşmüştü yazıları.böyle kaç insan vardı kurtarılmayı bekleyen.türkiyenin özgürlük özlemidir bunca yasaklar susturmuş olsada yazarları.mustafa kemal hangi gözle bakmıştı sanata.bu yanıtlanması beklenen bir soruydu aydınlar için.onun hayatı konusunda bir üretkenlik varmıydı düşünce dünyamızda.bunu anlamanın uzağındaydı yazarlar neyin tartışıldığı konusuna bakınca.osmanlı yıkılmış ve cumhuriyete geçilmiş ülke yönetiminde.artık egemenliği halk temsil eder bu durumda.böyle düşünmek gerekiyor ne kadar korkuyla yaşıyor olsada cumhuriyet.ama tartışmalar sonlanmadığı gibi kurulu düzende rejim sorunu vardı.
2
allah demenin bile yasak olduğu bir dönemden geliyordu türkiye.öyleki cenazeleri kaldıracak bir hoca bile bulunmuyordu ülkede.onun için açıldı imam-hatipler.zamanla irticanın kol gezdiği bir odak haline gelmişti bu okullar.önce liselerle denk haline getirildi bu eğitim yuvaları.sonrasında eğitim kalitesi artırılmak istendi ne kadar tartışılsada durum.ama kitap okuma oranı düşük olduğundan kültürle ilgileri sohbetlere devam etmekle yetinmek olmuştu.öğrencinin rızası alınmadan bir dava aşılamak islam adına.bu yanlışlıktan dönülmemiştir hala.benim öğrencilik yıllarımda bu kahreden duyarsızlık vardı.sonra bütün cemaatlerin yakındığını farkettim bu durumdan.yaşadığı hayattan memnun olmayanların islamı yayma çabası en kaba haliyle bir oy deposu olmaları siyasi partiler için.milli gazete okunurdu çay ocağında.bu iş için sorumlu kişilerin seçilmesi hangi kıstasla olur sorusu.şimdi az buçuk bir refah ortamı var öğrenciler için.rahat bir hayata kavuşmanın yollarını arıyor talebeler.islam kültürü yasaklarla biliniyordu bu okullarda.en büyük başarıysa üniversiteyi kazanmak oluyordu bu inançlı kadroları yetiştirmek adına.üniversitelerde faal olması beklenirdi talebenin nede olsa.ancak sorun yalnızca imam-hatipte değildi anladığım kadarıyla.onun için bir bilinç aşılamanın kısa yoluydu sohbetlerde bulunmak.fetöcülük bu eksik yanları görmenin sonucuydu belkide.özel okullarla başarılabilirdi kültür devrimi.bütün dünyada bu faliyet içinde olmakla ne amaçlanmıştı sorusu.devleti ele geçirmekle zorlanmadılar onun için.güzel sanatlar azda olsa bu müfredatın içinde vardı.böylelikle islama bir ideolojik kılıf giydirildi.artık batı kültürü bu inanca göre yorumlanıyordu özel üniversitelerde.amaçsız insanın varolomıyacağı gerçeği fethullah gülenin öncülüğünde kavranılıyordu nasılsa.imam hatipler bu sistemle düzenin bir parçası haline getirildi.artık eğitim denince osmanlı vardı çağdaş kurumlarıyla.cumhuriyet fikrinde yurttaşlık bilinci olsada hiyeraşik düzen kalkınmanın motorunun islamcılıkta görmüştü.15 temmuz başarılı olamayınca çıkar ilişkilerine dönüldü tamamıyla.şimdi satın alma gücü yüksekti ak partinin.liranın değer kaybıyla azmindenbir şey kaybetmemişti iktidarı temsil edenler.şu an imam-hatip ve diğer okulların aynı eğitimle öğrenci yetiştirdiği görülür.kemalizmi idrak noktasında bir ktuplaşma içine sürüklenen toplum kendi gerçeğini arıyor tarihte.artık çevremize bakınca modernin ölçülerine bir dönüş yaşanıyor.laiklik iran gibi ülkelerde duyulan özlem.türkiye halkıyla dindarlara uygulanan baskının kalkmasıyla gerçek manada bir millet olma vasfı kazanıyor.buda kültürel çeşitliliği artırıyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.