- 407 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Yüreğimdeki Cam Kırıkları
“Seyrine kaçıyorum düşlerimin”
Bir romanı anlatmak karakterin yerine kendini koymak ve ulu orta sermek hüzünlerini!
Düşlerini yarına, hayallerini ise düne kıyaslamak...
Yaşamın her evresinde hissettiği tarifsiz bungunluğu tanımlamak…
Narin ellerin taşıyamayacağı kadar yük sırtlamış bir kadını, ağaçlar arasına kurulu salıncağında bıraktığı çocuk saflığını ve kahkaha dolu gülümsemelerini yatırırken dört duvar arasındaki kaymadığı pervaza, “hiç büyümeme” hep “çocuk kalma” istemi...
Bir çocuk, bir kadın, bir anne, bir eş...
İnatlaştığı, bazen sessiz kaldığı bazense bir parça savaşma gayretiyle dikeldiği hayat ne vermişti mutluluk adına da verdiğini hiç tattırmadan geri almaktaydı?
Ölmek kolaydı nasılsa! Günlük ölmelerle yaşıyordu bu riyakar dünyanın çok görülen, bir başkasında gördüğü, imrendiği ve hatta gıpta ettiği yaşamlarda!
Ölmek ve katlanmak arasındaki sınırın perdesi çoktan kalkmıştı...
Adını bir türlü koyamadığı “gerçeklik” kimin omzunda uyuma arzusu barındırdı kim bilir?
Çok uzun susmuştu yüreğindeki cam kırıklarıyla...
Çok uzun susarken; içten ne kadar kanadığını, kendisini / yarasını kanırttığını fark etmedi.
Bin yıllık acılara son vermenin konuşmak olduğunu keşfettiğinde, kiminle ve nereden başlayacağını bilemeyen, başlarsa sonunu getirememenin endişesi asıldı boynuna.
Asılı kaldı sesinin boğumlarında!
Asılı kaldı çığlıkları!
Bir kadın düşledi aklından, “daha cesur bir kadın”
Önce resmini çizdi aklının aynalarına...
Elini, yüzünü, saçını...
Gidemediği, asla tadamadığı düşler ülkesine her yalnız kaldığında uğurladı onu.
Korkularına yenik düşmek gibi bir kaygı taşımadan özgürce!
Bulunduğu karanlık dehlizlerde bu sayede tutunabildiği yaşamı yaşadı uzun zaman...
“Yüreğindeki cam kırıklarına inat”
________________________________
Şair - yazar Olcay Yücel: ‘Yüreğimdeki Cam Kırıkları’ romanına dair / 2014
YORUMLAR
Kaan ali kolcuoğlu
HERFE
Kaan ali kolcuoğlu
Kadın yürekleri çok değerli kristal çiçek vazosu gibidir güzel insan,
hiç kırmaya gelir mi...
Paylaşımların; okunmadan, üzerinde düşünülmeden geçilecek türden değildir.
Bilesin diye kısacık bir not düşmek istedim buraya.
Selâm, sevgi ve güzellikler diliyorum ve hergün değişik konularla gelişine teşekkür ediyorum.
Sevgilerde kalasın hep...
Kaan ali kolcuoğlu
Vazonun yalnızlığı, kalıtsal
Düşleri avutmuyor
Vazo kırılıyor, yalnızlığa.
Hilmi YAZGI değerli üstadım maalesef kadınlarımızın durumu bu. Çok teşekkür ediyorum incelikli sözleriniz için çok sevgi ve selamlar olsun..
Bir çok kadın içindeki cam kırıklarına inat, karanlık dehlizinde bir sebeple yaşama tutunmak zorunda.
Düşlerini yarına bırakarak hayallerini dünle kıyaslıyarak.
Ne kadar narin olursa olsun içindeki çocukla büyüyerek öyle güçlü olur ki bazen kendi bile şaşar kalır. Ya da yaşam onu bir yaprak gibi istemediği bir hayata savurur bazen kader denir bazen irade muamma!
Çünkü öyle örnekler var ki sıfırdan başlar ilerler bazılarına da kader baştan güler maalesef eşit şartlarda doğup büyümüyor kimse.
Her insan bir kitaptır kapağına bakarak anlaşılmıyor okuma oranı düşük bir coğrafyada insanı da ancak ehil olan bir miktar okuyabilir...
Tebriğimle
Saygılar