- 350 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI / Kısım 2 Bölüm 1
İlayda, arkadaşını dürterek,
‘’ Bak Peri, benim bu semtte oturduğumu senden başka kimse bilmiyor. Bilmeyecekte.’’
‘’ Aşk olsun Hürrem, ağzıma fermuar vurdum, benden laf çıkmaz.’’
‘’ Göreceğiz bakalım.’’
Kırıktabağ’ın önünde olduklarını görünce,
‘’ Sağda inecek var’’ diye şoföre seslendi. Peri,
‘’ Kızım sen daha ilerde inmiyor muydun?’’
‘’ Şuradan biraz alış veriş yapacağım’’ diye Kırıktabağı işaret etti. ‘’ Bay bay.’’
Minibüsten indi, başını kaldırınca, Tarık Ahmet’in güzel bir kadınla, baş başa fısır fısır bir şeyler konuştuğunu gördü. ‘’ Bak sen bizim çapsıza, o sürtükle ne konuşuyor öyle. Kadının ağzına girecek neredeyse ‘’ diye düşündükten sonra, sert adımlarla Tarık Ahmet’in tepesine dikildi.
‘’ Tarık Ahmet, benim çalışmaktan canım çıkarken sen çok iyi vakit geçiriyorsun. Aferin sana.’’
‘’ Geldiğini fark etmedim hayatım, gel otur yanıma. Seni Ankara istihbarattan, Yasemin Şevval ile tanıştırayım. Kendisi Altıntaş sokağında uzun zaman oturdu. Şimdi ki görev yeri Ankara. Yasemin’ciğim eşim İlayda. Kusuruna bakma, kanında biraz kıskançlık vardır.’’ İlayda,
‘’ Ben bir şeyler alıp eve gideceğim. Yasemin Hanımı yemeğe davet edersen çok sevinirim. Kocam doğru söylüyor. Kıskancımdır ama size kanım kaynadı. Akşam yemeğe geç kalmayın.’’
İlayda, alış verişini yapmak için dükkândan içeri girince, Yasemin Şevval,
‘’ Çok şeker karın var. Hem kıskanç, hem de anlayışlı. Beni bu akşam yemeğe davet edersin değil mi?’’
‘’ Başımın üstünde yerin var Yasemin. Birer bardak daha çay içelim, kalkarız. Nursel Abla, bize iki çay gönderir misin?’’
‘’ Ben çayın yanında tatlıda isterim.’’
‘’ İki de tatlı olsun.’’
****
Büşra Amirin odasında, bir aşağı bir yukarı volta atan Kirli, kendi kendine konuşur gibi,’’ Olmaz, yok öyle şey o plan işlemez’’ derken, İlhan Bolat,
‘’ Arkadaşım varsa senin bir planın, anlat bizde bilelim.’’ Büşra Amir,
‘’ İlhan Bolat doğru söylüyor. Bir planın varsa anlat.’’
‘’ Amirim her şeyden önce, Hafsanur, her şeyi bilmeli. Öyle bayıltmakla falan bu iş yürümez.’’ Vedat Komiser,
‘’ En doğrusu her şeyi açık açık anlatalım derim.’’ Kirli,
‘’ Bu iş teknede başlatalım, teknede bitirelim. Büyük bir kamarası olan bir tekne kiralayalım. İnfaz sahnesini teknede gerçekleştirelim. Amirim çekim yapıldıktan sonra, Hafsanur’u çiftlikte ağırlamayı düşünüyorsunuz sanırım.’’
‘’ Evet, çiftlikte Hafsanur’un can güvenliğini rahatça sağlarız.’’
İlhan Bolat,
‘’ Peki, iyi güzelde Hafsanur’la beraber kimler tatile çıkacak?’’ Büşra Amir,
‘’ Hayal’le Cansın Komiseri yanına vereceğim.’’
‘’ Benim yeni muhbir çok güvendiğim bir kadın. Adı Yasemin Şevval. Onun yanına Cansın’la Hayal Komiseri verdiğine göre yeter artar. Çiftliğin kâhyası da vardır.’’ Büşra Amir,
‘’ Sen muhbirine güveniyor musun?’’
‘’ Benim kan kardeşim Sadun’un eşi. Cin gibi bir kadın, istediği yere girer çıkar da kimse orada ne aradığını sormaz.’’ Büşra amir,
‘’ Muhbirinle görüş daha sonrada Hafsanur’la konuş. Daha önemlisi Cemal’le hemen irtibata geç.’’
‘’ Baş üstüne Amirim, ben çıkıyorum bu arada Ruşen’e de ihtiyacımız olabilir.’’
Asayişin bahçesine çıkan İlhan Bolat, önce hafsanur’u aradı.
‘’ Hafsanur, saat 17’de büfeyi kapatmış ol ve bizi bekle.’’
‘’ Bir şey mi oldu Başkomiserim?’’
‘’ Şimdi bana soru sorma, dediğimi yap tamam mı kızım.’’
‘’ Bir şey anlamadım ama tamam.’’
Telefonu kapatıp bu sefer Cemal’i aradı.
‘’ Cemal, yanına Süslü’yü de al saat tam 17’de Rus Konsolosluğunun önünde ol.’’
‘’ Başka bir şey söylemeyecek misin?’’
‘’ Yeteri kadar konuştuk. Sen benim dediğimi yap yeter.’’
Asayişe geri dönen İlhan Başkomiser, Kirliye,
‘’ Yola çıkmaya hazır mısın?’’
‘’ Yolculuk nereye?’’
‘’ Hafsanur komiserin yanına.’’
‘’ Hadi yürü o zaman. Amirim, biz çıkıyoruz. Gelişmelerden sizi haberdar ederiz.’’
‘’ Bir an önce yola koyulun.’’
****
Çalan telefonun sesini duyunca, yine onlar mı diye düşündü. Telefona bakınca, Büşra Amirin aradığını gördü, yüzüne yerleşen gülümsemeye aldırmadan, hemen konuş butonuna dokundu.
‘’ Nasılsınız Amirim?’’
‘’ Sağ olasın Rüstem, sen nasılsın?’’
‘’ Sormayın Amirim? En sonunda ben sizi arayacaktım ama siz benden evvel davrandınız.’’
Büşra, Rüstem’in konuşmasından, tedirgin olmasına rağmen, renk vermeden,
‘’ Ters giden bir şey mi var Rüstem?’’
‘’ Birkaç kravatlı adam, çiftliğe gelip bana baskı uyguluyorlar.’’
‘’ Allah Allah, bunların dertleri neymiş söylemediler mi?’’
‘’ Söylediler Amirim, çiftliği satın almak istiyorlar.’’
‘’ Çiftliğin satılık olmadığını söylemedin mi?’’
‘’ Söylemez olmaz mıyım Amirim. Tabi ki söyledim. Dinleyen mi var. Sözüm ona buraya yüksek binalar yapacaklarmış. Telefonunuzu istediler, size sormadan vermek istemedim.’’
‘’ Telaşlanma sen. Ver numaramı ben onları yola getirmeyi bilirim.’’
‘’ Emredersiniz efendim.’’
‘’ Bak şimdi kızarım Rüstem kâhya. Ben sana emir vermiyorum rica ediyorum. Şimdi gelelim esas konuya, birkaç gün içinde çiftliğe üç dört misafir gelecek. Onları ağırlamak için elinden geleni yap. Para durumun nasıl? İhtiyacın olursa bana alo demen yeter.’’
‘’ Emre… Baş üstüne Amirim o konuda sıkıntı yok. Ben sizin vaktinizi almayayım. İyi günler.’’
‘’ Dur bir dakika Rüstem, o adamlara Asayiş şube Amiri olduğumu söylemedin inşallah?’’
‘’ Söyler miyim Büşra kızım, tabi ki söylemedim.’’
‘’ Çok iyi yapmışın sakın söyleme sana da iyi günler Rüstem kâhya.’’
Konuşmaları dinleyen Hansa,
‘’ Çiftlikle ilgili sıkıntı mı var Büşra?’’
‘’ Anlaşılan biraz başımız ağrıyacak ama bir sorun çıkacağını sanmıyorum. Birkaç asalak çiftliğe göz dikmiş Rüstem kâhyayı korkutmaya çalışıyorlar.’’
‘’ Yok ya bak sen şu işe?’’
‘’ Çiftlik Kıymet’imindir. Orayı benden kimse alamaz.’’
****
Saat 17.00 de Büfenin önünde bir araya geldiler. Cemal Hafsanur’a sinsice baktıktan sonra, İlhan Başkomisere,
‘’ Böyle konuşmamıştık seninle İlhan Başkomiser. Burada neler dönüyor…’’ Kirli Cemalin konuşmasını keserek,
‘’ Cemal kardeş senin planın güzelde, birde benim planımı dinle ondan sonra konuşmana devam edersin.’’ Süslü,
‘’ Anlat ki iyimi kötümü olduğuna karar verelim.’’
‘’ Burada ayaküstü olmaz, şu karşıdaki kafeyi görüyor musun? Oraya geçelim.’’
Biraz sonra, kafenin kuytu bir köşesin de oturuyorlardı. Çaylar söylendikten sonra, Kirli doğrudan Hafsanur’a hitap ederek,
‘’ Hafsanur kızım bu toplantının konusu sensin.’’
Hafsanur şaşkınlık içerisinde,
‘’ Bir hatam oldu da ben mi bilmiyorum abi?’’
‘’ Senin hiçbir hatan yok kızım. Güvenç denilen sefil, senin katledilmen için fetva çıkartmış ve bu işi de iki tetikçiye havale etmiş. İşte o iki tetikçi karşında oturan Cemal Beyle, Süslü lakaplı Semra Hanım.’’
Hafsanur birden sapsarı kesilerek elini silahının yanında olmadığını anımsadı. Süslü konuşma ihtiyacını duyarak,
‘’ Telaşlanma kızım, biz burada seni nasıl bu beladan kurtarabiliriz onu konuşmak için toplandık.’’
Ellerini masanın üzerine koyan Hafsanur, kendi hakkında alınacak kararı sessizce dinlemeye başladı. Kirli,
‘’ Cemal planın güzeldi ama çok eksiği var. Şimdi benim planıma gelince, sen arkadaşın Gökhan’la konuştun mu?’’
‘’ Bizden haber bekliyor.’’
‘’ Güzel, şimdi beni dinleyin. Cemal, sen kamarası büyük olan bir yat ayarlayacaksın. Çekimleri yatın kamarasında yapacağız. Daha sonra Hafsanur’la Vladimir’i Büşra Amirin çiftliğinde misafir edeceğiz. Güvenç beyi içeri tıkacak delilleri elde edince, normal yaşantılarına dönecekler.’’ Cemal,
‘’ Senin planın daha akla yatkın ne dersin Süslü?’’
‘’ Bence de uygun hemen uygulayalım.’’ Kirli,
‘’ Acele etmeyin. Hazırlıkları tamamlamak için bana birkaç gün verin Hafsanur, dosya sende değil mi?’’
‘’ Bende Kirli.’’
‘’ Yanında mı?’’
‘’ Evet, yanımda.’’
‘’ Dosyayı bana getir.’’
‘’ Hemen getiriyorum.’’
Hafsanur, dosyayı almak için kafeden çıkınca, dönmesini beklemeye başladılar. Aradan on dakika geçmesine rağmen Hafsanur dönmedi. Kirli endişelenmeye başlayınca,
‘’ Arkadaşlar Hafsanur’un bu kadar gecikmesi normal değil ben büfeye gidiyorum.’’
Kafeden çıkınca büfenin kapısını açık gören Kirli hızlı adımlarla yolun karşısına geçip, büfeden içeri girmesi ile olduğu yerde çakılıp kaldı. Yerde boylu boyunca yatan Hafsanur, başında bir şişlikle yerden kalkmaya çalışıyordu.
‘’ Sana ne oldu böyle Hafsanur?’’
‘’ Sorma Kirli, bir anlık dikkatsizliğim bize çok pahalıya mal oldu.’’
‘’ Önce otur şu tabureye, sonra burada neler oldu anlat.’’
‘’ Belli olmuyor mu abi? Arkadan saldırıya uğradım.’’
‘’ kim olduğunu görebildin mi?’’
‘’ Yüzünü son anda hayal mayal görebildim. Tanır gibiyim ama? Bir türlü yüzünün çıkaramıyorum. Dosya yerinde yok. Dosya çalınmış.’’
‘’ Bırak şimdi dosyayı, daha sonra sana saldıranı hatırlamaya çalışırsın. Şu suyu iç kendine gel. Ben kafeden arkadaşları alıp geleyim.’’
Kafeden içeri giren Kirli, oturdukları masaya giderek,
‘’ Arkadaşlar, size kötü bir haberim var. Hafsanur saldırıya uğradı.’’ İlhan Başkomiser,
‘’ Dosya?’’
‘’ Ben sana Hafsanur saldırıya uğradı diyorum, sen bana dosyayı soruyorsun İlhan. Dosya çalınmış. Önce büfeye geçelim oradan Asayişe hareket ederiz. Hadi sallanmayın acele edin.’’
****
Büşra Amir, Rüstem’le yaptığı konuşmadan yaklaşık bir saat sonra, telefonu çalınca, tanımadığı bir numaradan arandığını gördü ve tereddüt etmeden konuş butonuna bastı.
‘’ Alo buyurun?’’
‘’ Büşra Hanımla mı konuşuyorum?’’
‘’ Evet, buyurun.’’
‘’ Adım Özden Kavruk, sizin Sarıyer sırtlarındaki çiftliğinizle ilgileniyoruz. Bu konuda görüşebilir miyiz?’’
‘’ Beyefendi, çiftliğim satılık değil, onun için görüşme teklifinizi kabul etmiyorum.’’
‘’ Bakın Hanımefendi, biz öyle veya böyle, çiftliği sizden alacağız. Ne fiyat biçerseniz iki katını vereceğiz.’’
Sinirlenmeye başlayan Büşra,
‘’ Beyefendi siz beni tehdit mi ediyorsunuz?’’
‘’ Ben arkadaşlarımın adına söyleyeceğimi söyledim. Bundan sonrası size kalmış bir şey. Düşünün taşının isterseniz birazda kaşının. Yarın saat on ikide cevabınızı öğrenmek için tekrar sizi rahatsız edeceğim.’’
Adam bunları söyledikten sonra, Büşra Amirin cevabını beklemeden, telefonu yüzüne kapattı. Yüzüne kapanan telefona baka kalan Büşra, ‘’ Size öyle bir oyun oynayayım ki, aklınız başınıza gelsin. Zorbalık nasıl olurmuş görürsünüz.’’ Koltuğuna oturdu, arkasına yaslanarak, gözlerini kapatıp, siniri geçmesi için, içinden ağır ağır 1000’e kadar saymaya başladı. Ofise giren Heval, Büşra Amiri kendinden geçmiş bir halde sayarken görünce,
‘’ Aman Allah’ım bu kıza ne oldu böyle? Hişt Büşra ne oldu sana ?’’
‘’421, git başımdan 422, sonra gel, 423 görmüyor musun sayıyorum.’’
Odadan Çıkan Heval, doğru Hansa’nın yanına giderek,
‘’ Kız Hansa, bizim Büşra’ya bir şeyler olmuş. Beni odasından kovdu.’’
‘’ Hadi canım sende yanlış anlamışındır.’’
‘’ Valla kovdu inanmazsan gel de bak.’’
Tekrar Hansa’yı da yanında sürükleyerek kapının yanına kadar geldiler,
‘’ Görüyor musun? Arkadaşıma bir şeyler olmuş?’’
Hansa, şaşkınlıkla,
‘’ Ne olmuş buna böyle? Gel içeri girelim.’’
‘’ Sen gir, ben girmem.’’
Büşra Amir oturduğu koltuktan birden doğrulunca ikisi birden yerinden zıpladı. Heval,
‘’ Aklımızı aldın Büşra. Ne oldu sana böyle?’’
‘’ Gelin içeri, henüz kafayı yemedim ama bu gidişle onu da yaptıracaklar. Arkadaşlar yardımınıza ihtiyacım var. Sanki başımdaki dertler yetmemiş gibi arka arkaya yenileri geliyor.’’ Heval,
‘’ Her zaman yanındayız Büşra’cığım ama bizi bilgilendirsen nasıl olur?’’
Büşra, yaptığı telefon görüşmesini anlattıktan sonra,
‘’ Ama onlara öyle bir oyun oynayacağım ki akılları duracak. Yarın beni tekrar arayacaklar konuşalım ondan sonra size planımı anlatacağım.’’ Derken Asayişin kapısı açıldı, kalabalık bir grup içeri girdi. Onları gören Heval,
‘’ Gelenleri görüyor musunuz Amirim, gel Hansa biz kaçalım.’’
‘’ Sakın yerinizden kıpırdamayın, yoksa soluğu Hakkari’de alırsınız.’’
Hansa,
‘’ Sende mi Büşra?’’
****
Telefonu cebine koyan Özden,
‘’ Galiba kadını korkutmayı başardım. Yarın saat 12 den sonra o arazi bizim olacak. Bu işin hallolması şerefine bu gece davetlimsiniz.’’
Ferit, arkadaşına küçümser bir tavırla baktıktan sonra,
‘’ O kadar emin olma dostum, bu iş o kadar basit değil. Kadını hiç tanımıyoruz. Hakkında araştırma da yapmadık. Çetin ceviz çıkabilir.’’
Özden içten gelen bir kahkaha atarak,
‘’ Çok karamsarsın be Ferit. Göreceksiniz yarın bu iş saat 12 de bitecek. Benimle iddiaya giren var mı?’’
Arkadaşlarından ses çıkmayınca,
‘’ Bende öyle tahmin etmiştim. Şimdi bana müsaade. Halledilecek işlerim var.’’
****
Büşra Amir, Asayişe girenlerin arasında Kirliyi görünce,
‘’ iyi oldu geldiğin Kirli, sana ihtiyacım olacak ama böyle cümbür cemaat gelişiniz pek hayra alamet değil.’’
‘’ Öyle sayılır Amirim. Sizin bana neden ihtiyacınız var önce onu anlatın.’’
‘’ Arkadaşlar önce odamı boşaltın. Heval, Hansa, Kirli siz kalın.’’
Kirli dikkatle Büşra Amiri süzdü. Aklını karıştıran bir şeyden bahsetmek istiyor ama bir taraftan da tereddüt ediyor. Meraklandım doğrusu. İlk defa Büşra’yı böyle ikilem içinde görüyorum. Büşra Amir daldığı uykudan uyanırmış gibi karşısında oturan arkadaşlarına baktı ve zor duyulan bir sesle,
‘’ Sizleri burada özel bir meseleme çözüm aramak için alıkoydum. Benim Sarıyer sırtlarındaki çiftliği biliyorsunuz. Birkaç gündür tanımadığım adamlar bana baskı yaparak Kıymet’im için elimde tuttuğum çiftliğimi benden satın almak istiyorlar. İş tehdide kadar vardı.’’ Kirli,
‘’ Kimliğinizi açıkladınız mı Amirim?’’
‘’ Hayır, açıklamadım Kirli.’’
‘’ İşte bu çok iyi.’’
‘’ Yarın öğleye doğru yeniden arayıp benden net bir cevap istiyorlar.’’
‘’ Yarın aradıklarında iki gün düşünme payı iste. Azıcıkta onlara umut ver. Gerisi bende.’’
‘’ Nasıl sende?’’
‘’ Gör ve izle.’’
‘’ Sizleri bu işe karıştırmak istemiyorum arkadaşlar.’’ Heval,
‘’ Geç kaldın Büşra, karıştık bile. Öyle değil mi Kirli?’’
‘’ Bu gün ne oldu da, hepiniz burada toplandınız?’’ Kirli,
‘’ Olmayacak bir şey oldu Amirim Hafsanur darp edildi. Dosyayı kaptırdık.’’
‘’ Anlayamadım nasıl kaptırdınız?’’
‘’ Duydunuz işte, biz kafede Hafsanur’un dosyayı getirmesini beklerken, genç bir kadının saldırısına uğramış. Yüzünü hayal meyal görür gibi olmuş ama kim olduğunu çıkartamıyor.’’
‘’ Bu çok kötü olmuş, başladığımın yerin gerisine düştük. Bir de sen anlat Hafsanur. Nasıl oldu da dosyayı kaptırdın?’’
‘’ Her şey bir anda oldubitti Amirim. Arkadan saldırıya uğradım. Son anda bana saldıran kadının yüzünü görür gibi olsam da bir türlü çıkartamıyorum.’’
Büşra Amir, henüz konuşmasını bitirmeden, odanın dışından gelen gürültü hepsinin dikkatini çekti. Bu sırada Hafsanur yerinden fırlayarak, Vladimir’in yanındaki genç kıza saldırdı. Vladimir,
‘’ Dur Hafsanur sakin ol. Bizim işgüzarın yapmış olduğu terbiyesizlliği düzeltmeye geldim. Dosyayı alabilirsin. Drothy Hafsanur’dan özür dile.
Drothy, Vladimir’e ters ters bakarak ,
‘’ Öyle olsun Vladimir, Özür dilerim Hafsanur Komiser. Yaptığım terbiyesizlikten dolayı çok pişmanım.’’
‘’ Neyse, unutalım gitsin Dosyayı verebilirsin Vladimir.’’
****
‘’ Demek Vladimir sensin?’’ Diye konuşmaya katıldı Süslü Semra,
‘’ Hazır gelmişken bizim konunun üzerinden tekrar geçelim. Ne dersiniz arkadaşlar?’ Vladimir,
‘’ Hangi konunun üzerinden geçeceksiniz? Benimle ne alakası var?’’
‘’ Hem de çok alakası var’’ diye konuştu Cemal. Kirli konuyu kısaca özetledikten sonra, Vladimir’e
‘’ Böyle bir oyun sahneye koyacağız. Daha sonra da, sizi birkaç gün çiftlikte misafir edeceğiz. Cemal, sende tekne işini bir an önce ayarla.’’
‘’ Merak etme Kirli, tekneyi yarın ayarlarım.’’ Büşra Amir,
‘’ Bu işi hallettiğimize göre, benim işe dönebiliriz Kirli.’’
‘’ Aklımda bomba gibi bir oyun var. Dediğim gibi yarın adamlar seni arayınca, Perşembe gününe kadar düşünme payı iste. Sana iki günü seve seve verecekler. Ben şimdi çıkıyorum, planımı uygulamaya koyacağım.’’
‘’ Planından bana da bahsetsene.’’
‘’ Yarın on ikiyi bekle, yanında olacağım.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.