Yaradan Yürü Ya Kulum Diyecek ki Önünüz ve Yolunuz Açılsın
Yaradan yürü ya kulum diyecek ki yol alabilesiniz, ilerleyip bir yere gelebilesiniz, amacınıza ulaşabilesiniz. Bir ön açıcı veya itici güç olmadan olmaz, her ne hedeflerseniz hedefleyin sonuç vermez. Bunu izlemiş gözlemlemişsinizdir. Kimi zaman hayrete düşmüşsünüzdür, kim neler ediniyor nerelere geliyor görmüşsünüzdür.
...
Konu başka ama girişi bu. Neymiş ne olmuş, neredeymiş nerelere gelmiş meselesi değil. Konu geldiği bulunduğu yer de değil. Konu bir arkadaşımın esnekliğinin gerisindeki keskinliği, güler yüzlülüğünün arkasındaki katılığı, metodununsa kendisine mahsus olduğu. Nereden nereye meselesi ise tabandan tavana misali. Yürü ya kulum denilenlerden.
...
Yüzü yumuşak kendisi sert olanlardan arkadaşım. Yanıltıcı olan da bu. Görünüşjne aldanıyorsunuz arkasından darbeyi yiyorsunuz. Kimi meselede tavizsiz acımasız. Mutlak toleranssız bir kişilik. Oysa ne kadar da sevecen ve müşfik. Anlatayım size bahsedeyim biraz arkadaşımdan.
...
Bana bazen muhabbet babından takılırdı. Bu insanlara nasıl tahammül ediyorsun, niçin dinliyorsun, zaman ayırıyorsun derdi. Kendisi ise bu hususta akıl almaz bir metot uygulardı. Adamı başından bir çırpıda atardı.
...
Kıyamadığım için tahammül ediyorum, yalnız kaldığı, muhatap bulamadığı için katlanıyorum derdim. Düşünce buydu gerçekten. Bir insan sığınacak liman bulamıyor her yerden uzak tutuluyorsa birileri ona fırsat verecek, sahip çıkacaktır. Yoksa yalnızlaşır hayata küser insan. İtılmişlik terkedilmişlik hissi çok ağırdır. Yaralayıcı zedeleyicidir. Yaşamı çekilmez hale getiricidir. Hikayeye dönecek olursak:
...
İşyerinde sabahleyin ilk işleri arkadaşımın odasına üşüşmekti bir grup kişinin. Orada sohbet kaynatmaktı. Adam uygun mu değil mi aç mı susuz mu yorgun veya uykusuz mu hiç düşünmeksizin. Katlanılması zordur gerçekten bu durumlara. Sizin en ağır ve tatsız olduğunuz anda başkaları bir şeyler bekler. Sizin enerjinizi soğururken kendisine depolar. İşte bu nedenle kendince bir formül işletiyor arkadaşım.
...
Bakar ki oturup kalacaklar, döşeği kalınlaştıracaklar bu kişiler hemen metodunu devreye sokardı. Önünde duran derginin veya kitabın sayfalarını bir bir karıştırır arkadaşlar şu konudan başlıyorum derdi. Önce okuyacağım sonra yorumlayacağım. İyi dinleyin sonunda soru soracağım. Sizi sınav yapacağım. Geçer not alana çay ısmarlayacağım. Bilemeyen ise hepimize kahve söyleyecek. İş onunla da kalmayacak öğle yemeği ondan olacak. Bakar mısın meseleye hem ödül hem ceza var prensibinde. İki uçlu. Ancak cezayı kimse üstlenmek istemez zaten ödülse onca meşakkatin neticesinde elde edilecek bir şey.
...
Uygulanması ile sonuç vermesi bir olurdu. Adamlar çaylı pastalı davet beklerken kendilerini bir anda dışarıda bulurlardı. Adeta süt dökmüş kediye dönerlerdi. Bir kenarda sus pus otururlardı.
...
Kim isterdi okumayı anlamayı yazmayı. Kim ister düşünmeyi kafa yormayı. Kim ister bedava dururken para vermeyi. Bizimki bolca şakşak gürültü patırtı olacak. Gevezelik edilecek. Varsa bir avanta peşine düşülecek. Kimse ağır uslu oturulsun dişe dokunur laf edilsin istemez. Güzel sözden kalemden ve kelamdan hoşlanmaz. Doğrudur ciddi meseleler sıkar insanı ama boş lafın lakırdının da bir sonu sınırı olmalıdır.
Kemal GÜL
09.10.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.