- 231 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SINIRLARI BİZ BELİRLERİZ
Ukrayna -Rusya savaşının çıktığından bu yana Yunanistan’ın söylem ve eylemlerinin değiştiğini, kışkırtıcı bir tavır aldığını görmekteyiz.
Zira bu savaş sanki Türkiye’yi bölgede zayıflatmak ve Yunan söylem ve eylemlerini haklı çıkarmak için yapıldığı gibi bir düşünce var kafamda. Var veya yok, ama konu Türkiye -Yunanistan savaşına doğru evriliyor.
Zira 12 adanın silahlandırılması, ABD’nin üst kurması, Fransa ve Almanya’nın maddi yardım ve silah yardımı yapmasının ardında yatan gerçek bu olsa gerek. Düşüncem beni yanıltmıyorsa: Türkiye zayıf düşer ve ABD, AB ye boyun bükerse Rusya’nın gücünün batıyı fazla rahatsız edemeyeceği düşüncesi hâkim. Yunanistan’ın sesinin gür çıkmasının sebebi arkasındaki görünmez güçler bilsinler ki, ‘’Biz bir ölür bin diriliriz’’.
Batılı devletlerin ve kamuoyunun Yunanistan’dan yana bir tavır almasının temel nedeni ise “Batı Medeniyetinin “Grek, Romen” temeline dayandığı inancı ve Eski Yunan Kültürüne duyduğu hayranlıktır. Batılı devletler Viyana kapılarını hala unutmamışlar ki söz birliği yapmışlar, güç birliği oluşturmaya çalışıyorlar. ABD tom amcası da bu hayranlığın etkisinde kalmış ki uzaktan mırıldanma sesleri geliyor. Türkiye’nin ayrı dinden ve kültürden olması, Avrupa’da düşmanlık için yeterli sebep olarak sayılmaktadır.
Batı kamuoyunun Türk-Yunan anlaşmazlıklarında iktisadi, siyasi ve stratejik önem ve öncelikleri dikkate alarak objektif bir yaklaşım görülmemiştir. Milli ve dini davalarda bile birleşemeyen içimizdeki muhalif güçlerin göremediği şey. Batının Türk ve İslam düşüncesi söz konusu olduğunda hemen birleşebilmeleridir. Siz nerede duracaksınız, kime güç kaynağı olacaksınız. Düşman büyük, Düşmanı küçümseme gibi bir yanılgı bizi zayıf düşürebilir.
Yunanlıların topraklarını devamlı olarak, Türklerin aleyhine genişletmek için izlediği yayılmacı politikayı sürdürmek istemesi var, ama bizim ona karşı tutunacağımız tavır çok önemli. Herkes biliyor ki Yunanistan’da PKK -PYD-DEAŞ ve FETÖNÜN eğitim kampları var. Yunan ajanları bilmese bile bu saydığım ihanet şebekelerinde bizim birçok sırrımızın var olduğu göz ardı edilmemeli. Bize saldırgan bir tutum izleyen Yunanistan’ın mevzileri bize çok yakın. Dün aynı idi, bugünde aynı. Yani dünden bugüne pek değişen olmadığını düşmanın aynı yerde durduğunu görmekteyiz. Lozan anlaşması bugün bile tam anlamıyla anlaşılamamaktadır.
Düşüncem şu ki: muğlak bir anlaşma yaparak Türkleri ve İslam’ı sürekli tehdit altında tutmak. (Lozan’ın muğlak bırakılmasının sebebi bu olsa gerek) Dikkat ederseniz her aramız bozulduğunda 12 adalar sorunu çıkar karşımıza, mavi vatanı tehdit eden bir durum. kıta sahanlığı yok, 6 mil yok 12 mil hep sorun olmuştur. Lozan’dan sonra Yunanistan ile aramızdaki sorunların tamamı ihtilaflı olduğumuz devletler tarafından sorunlar bugüne büyütülerek getirilir ve böylece Türkiye baskı altına alınır olmuştur.
Batılılar Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı Yunanistan’ın izlediği saldırgan ve yayılmacı politikasını gizli ya da açıkça desteklemişlerdir. Dün düşmanlığını gizlemeyen ABD, Fransa, İngiltere, aynı oyunu sergilediği ve tarihi pencereden pek bir şeyin değişmediğini görmekteyiz.
Bugün Türkiye’nin haklı söylemleri ve uyarılarını dikkate almayanlar yarın büyük acıların sebebi olabilir. Unutmayalım ki, geçmişten günümüze yarım kalmış bir hesabın arifesindeyiz. Peki, ne değişti. Ezik ve kafasını kuma gömmüş olanların uyanması gerektiği ve etrafta olup bitenleri hakkıyla anlaması gerektiği ve Türk ve İslam düşmanlarına karşı birlik olması gerektiği, bir zaman dilimindeyiz. yeni savaş konseptinin şekillendiği bir tarihe yol alacağız.
Anadol’unun sahipleri vardır. Ülkesi ve İslam adına savaşmayı bilen bu millet Ülke sınırlarını da belirleyecek güce sahiptir. AĞZINDAN SALYA AKANLAR ŞUNU UNUTMAYIN DEVLETİMİZİN SINIRLARINI BELİRLEYECEK GÜCE SAHİBİZ, SINIRLARI BİZ BELİRLERİZ.
=====================AR========================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.