- 195 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SALİH ZEKİ.
SALİH ZEKİ KİMDİR?
Osmanlı-Türk matametik bilgini, bilim tarihçisi ve astronom olan Salih Zeki Bey, 1864 yılında İstanbul’da doğmuştur. 4 yaşında annesini, 6 yaşında ise babasını kaybeden Salih Zeki Bey’in bakımını büyükannesi üstlenmiştir. Mahalle mektebinde öğrenim hayatına başlamış fakat yaramazlığından dolayı öğretmeninin isteğiyle okuldan alınıp bir esnafın yanında çıraklığa başlamıştır. 1874 yılında Darüşşafaka’ya kaydolmuş ve bu okulda Mehmet Nadir Bey’den matematik dersi almıştır.
1882 yılında Darüşşafaka’yı birincilikle bitiren Salih Zeki Bey, aynı yıl Posta ve Telgraf Nezareti Telgraf Kalemi(Fen Şubesi)’ne memur olarak atanmıştır. 1884 yılında Nezaretin Avrupa’da uzman telgraf mühendisi ve fizikçi yetiştirme kararı üzerine birkaç arkadaşıyla birlikte Paris’e gönderilmiş ve burada Politeknik Yüksekokulu’nda elektrik mühendisliği öğrenimi görmüştür. "Zeki" lakabı, bu okulda eğitim görürken arkadaşları tarafından kendisine verilmiş, böylece Salih Zeki olarak anılmaya başlamıştır. Okulda kalıp doktora yapmak istediyse de bakanlık tarafından çağrılınca 1887 yılında İstanbul’a geri dönmüştür.
Salih Zeki Bey, geri döndükten sonra aynı kurumda elektirk mühendisi ve müfettiş olarak çalışmıştır. Credit Lyonnais müdürü Mösyö Lemoine ile tanışması ve onun teşvikleri üzerine matematik ve astronomi tarihi ile ilgilenmeye başlamıştır. Ortaçağ İslam dünyasındaki bilimsel çalışmaları yazmalara dayanarak aydınlatmak istiyordu. Önce kendisini İslam öncesi Yunan ve Hint çalışmaları konusunda yetiştirmiş, sonra eski yazmaları incelemiştir; 1889 yılında "Hint Rakamları Üzerine Bir Rapor" adında ilk bilim tarihi makalesini yayımlamıştır. Bu tarihten sonra ek görev olarak 1889-1900 yılları arasında Mekteb-i Mülkiye’de (bugün Ankara Üniversitesi’ne bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesi) fizik ve kimya dersleri vermiştir. Aynı zamanda yetiştiği okul olan Darüşşafaka’da gönüllü olarak Fransızca ve fen dersleri vermiştir.
1892’de Resimli Gazete’de bastırdığı dizi makalelerde daha önce çok iyi bilinmeyen yazarları ve eserleri ayrıntılı olarak tanıttığı monogrofiler hazırlamıştır. Bu monografiler yoluyla ileride Asar-ı Bakiye adlı eserinin kaleme alınmasını sağlayacak tarihi bilgi birikimini oluşturmaya başlamıştır. Arkadaşı Ahmet Fahri ile Hikmet-i Tabiyye (Fizik) adlı ilk kitabını yazmıştır. Liseler için yazılan kitap, 1892’de basılmıştır. Aynı yıl ilk eşi piyanist Vecihe Hanım’dan ilk çocuğu Malik dünyaya gelmiştir. 1895’te Beyoğlu Rasathane Müdürü olan Salih Zeki Bey, 1900 yılında Üsküdar Amerikan Lisesi son sınıf öğrencisi olan Halide Edip’e özel matematik dersi vermiştir.
Salih Zeki Bey, 1901’de ilk eşi Vecihe Hanım’dan boşandıktan sonra öğrencisi Halide Edip ile evlendi. Bu evlilikten sonra Halide Salih olarak anılan eşi Halide Hanım, ona Kamus-u Riyaziyat (Matematiksel Bilimler Sözlüğü) adlı eserini yazarken asistanlık ve çevirmenlik yapmıştır. Eser, matematik ve astronomi bilimlerinde kullanılan bütün terimleri açıklamak ve Doğulu ve Batılı bütün matematikçilerle astronomların hayat öykülerini ve eserlerini tanıtmak maksadını taşıyordu. 12 ciltlik eserin yalnız iki cildi basılabilmiştir.
Salih Zeki Bey, 1908 yılında II. Meşrutiyetin ilanından sonra Tanin Gazetesi’nde bilimsel makaleler yazmaya başlamış ve Maarif Nezareti Meclis-i Maarif üyeliğinde bulunmuştur. 1908-1909 yıllarında yoğun bir çalışma dönemine girerek Darülfünun’da çok sayıda ders verirken değişik alanlarda ve seviyelerde pek çok ders kitabı yayımlamıştır.
1910’da Mekteb-i Sultanî (bugün Galatasaray Lisesi) müdürlüğüne atanmıştır. Tevfik Fikret’in, devrin Maarif Nazırı Emrullah Efendi ile anlaşamayıp istifa etmesi üzerine bu göreve getirilmiştir. 1910-1912 yılları arasında Türkiye’de çağdaş fiziğin temel konularını ayrıntılı biçimde tanıtan çok sayıda ders kitabı yayımlayarak fizik alanında da öncü olmuştur.
Salih Zeki Bey; 1913 yılında Darülfünün-ı Osmani(bugün İstanbul Üniversitesi) rektörü, 1917 yılında Fen Şubesi’nde Profesör ve 1919 yılında Fen Şubesi’nde Dekan olarak görev yapmıştır. 2 Temmuz 1921 yılında vefat eden Salih Zeki Bey’in naaşı Fatih Camii’nin bahçesine defnedilmiştir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.