Karmakalemiz
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kar’makalemiz
Biz seninle akşamın geceye aktardığı usulcacık serinlikte buluşup, masallarda konuşurduk. Minnacık yetim hallerimizle sevgili… Yastığımızda yuvarlak iki oyuk, gözleri buğulu kitaplar, sayfaların üzerinde titrek yolculuk.
Her yarımız her yarımcığımızı tam anlayıp, tamamlar sanırdık. Sarmalandığımız o meşhur boşluğa, iki ince çizgi arasından bakan iki kutsi çocuktuk. Mahur besteler d’inlerdik, uykumuzu bölerdi o melankolik ve izahatsız sorgularımızın derin kâbusu.
Sevgiydi; tek şeyin, her şey olabileceğine inandığımız. Bir taraftan gerçekleşsin diye mücadele ettiğimiz bütün varlığımızla bağlandığımız o pembe rüyalarımız, akabinde gözlerimizin retinasını işgal eden kanlı uykularımız. Bir de bizi yeniden diriltip, yeniden öldüren hak’sızılıklarımız.
Kalem bu ya, bazen aşikar olur ucunda en gizli sırlarımız. Açığa çıkar birden, yaşarken gizlesek de yazarken gizleyemediğimiz duygularımız.
Kölesi olurdum beklediğim zamanların… Sayısını unuturdum, sen geldin sanıp sanıp kapıyı açmalarımın. Senin o göremediğim bakışların var ya aklımı ziyan ederdi, taklit eder dururdum senden duyduğum her sözü her hareketi.
‘’Peki ya ben’’ derdi kapıdan gülümseyerek girişin… Her şey ağlatırdı beni her şey… Bazen saç teli kalmış tarağın, bazen orada burada unuttuğun terlik, hele o yüzünü her yıkadığında iki de bir saçlarını düzelttiğin ayna. Şifonyerin kulpunda bıraktığın el izin, üşüdüğüm çok üşüdüğüm anlar, sensizliğin suallerle dolu izdihamında anlatılamazlar. Ah bir görseydin bunca severken seni, kısacık bir ayrılığın yarasızken bana bıraktığı açık yarayı. Ve o yaranın nasıl arsız arsız sızladığını.
“Bilmez miydin sevgili?” derdim, bende kan revan, sende sızlayan bu yara. Şaha kalkardı korkularım, bir elin iki parmak şaklatmasıyla. Buğulu aynalara çizerdim, soğuk yalnızlıklarımı harflere dökerek ve yüreğimin bütün parçalarını acımadan sökerek. Uçmasını öğrenmemiş kuşlar gelip çökerdi yanıbaşıma, yem verme bahanem onlara yaşamak için tek tesellim olurdu, hani uçurumun kenarında susamışken topuklarım intihara.
Göller, ırmaklar küser dedik aynı anda içimizi okurcasına birbirimize…
Ben sensiz bildiğin çorak toprak…
Sabırsız, yeşilsiz, bereketsiz .
Bir daha gitme.
Gelirim bak.
-n u r e t t i n ÖNDER- EbRuAsya
YORUMLAR
Şiirsel anlatımı, iki kalemin ahengi, duyguların derinliği, zarafeti... daha ne olsun, elbette hak etmiş kurdeleyi!
Kutluyorum her iki yazarımızı da.
Sevgi ve saygılarımla...
Rû //
ortak çalışmalarda ahengi yakalamak zor iş
ama gönüller duygular denk olunca
böylesine güzel bir ürün kazandırmış olduk edebiyata
kurdeleyi de kaptık:)
sağ olsunlar seçki kurulundakiler bizi mutlu kıldılar minnettarım onlara
ve çok teşekkür ediyorum size her ikimiz adına
güzel geçsin akşamınız
sevgilerimle
Şiirsel bir anlatım olmuş ve güne yakışmış. Tebrik ediyorum sevgiyle kalın
Rû //
güzel geçsin akşamınız
huzurla sevgiyle
Her iki yüreğin sesi ve her iki kaleminde gücü yansımış güne düşen bu bu güzel yazıya ,harikaydı gönülden tebrik ederim.
Huzurla kalın , selam ve saygılarımla.
Rû //
çok teşekkür ediyorum iki kalem adına
huzur dolu bir akşam diliyorum
selam sevgi saygılarımla
Muhteşem güzellikte bir paylaşımdı, gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
Birlikte sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir yaşam diliyorum sizlere.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Rû //
sağ olun
selam saygı ile mutlu akşamlar
Ne güzel noktalamışsın
Bir daha gitme
Gelirim bak diye
Tebrik ederim.. sevmek acısı ile tatlısı ile ayrı güzel
sevilmek ah işte o daha da güzel
Sevgiler olsun 🤍
Rû //
çok teşekkürler hüzünlü kent...
sevmenin adı kaymak sevilmenin adı bal
bir araya gelince doyumsuz oluyor
sevgiler yolladım gönül hanene
Bazı şeyler emek ister.
Yürek sesi örneğin
Duygu seli mesela
Beraberliğin her adımı misal
Fedakarlık söz gelimi..
Tıpkı şiirde olagelen düet gibi. Dedin ki; romantizm konulu içimizden geldiği gibi bir şeyler yazalım. Hiç sınır tanımadan, karşılıklı sohbet eder gibi, Yanyana olduğumuz halde hani uzak yerdeyiz de birbirimizden telefonla hasret gidermek gibi. Ve ya daha dahası sanki henüz telefon icat edilmemiş de, karşılıklı hasret mektupları yazar gibi.
İnsan yüreği duygu seline kapılmaya görsün. Nice yazılar, nice şiirler ve her ne kadar konumumuz dışında da olsa nice şarkılar, türküler doğar.
Aslında bunca duygu seli için çok kısa ve öz olsa da çok güzel ve şık bir yazı oldu.
Evet Ben de bir şeyler kattım elbette bu güne layık görülen ortak çalışmamıza. Lakin bunun mimarı ve öngörücüsü olarak seni ve güzel yürek sesini sonsuz tebrik ederim.
Ortak çalışmamızı güne layık gören değerli seçki kuruluna çok çok teşekkür ederim.
Her dem sevgimle
Rû //
ilkokulda okuma yazma öğrenmeden önce çizgi çubuk çalışmaları yapar ya öğrenciler..
eğri büğrü çarpık çurpuk titrek mitrek bir şeyler:)
kimi sayfa çizgisinden taşan kimi yolunu şaşırıp sağa sola kaçan
bir takım harf ve şekiller
sonra öğretmen gelir tutar çocuğun elinden...
tek kalemde iki el..
çocuk bu güçle bu destekle hızla ilerler
işte senin gibi ustayla çalışmak böyle bir şey..
eğer yazabiliyorsam varlığından aldığım kuvvet sayesindedir.
birçok şeyi birlikte yaşar ve paylaşırken bu güzelliğe de el ele imza atmış olduk
ben de seni tebrik ediyorum kurdele ortağım:)
sonsuz sevgimle
Bu güzellik niye iki sayfada diye soracaktım ki, bir yoruma verdiğin cevapta gerçeği öğrendim.
Böyle bir çalışmayı yaptığınız için
Her iki güçlü kalemi yürekten kutluyorum.
Kaleminize yüreğinize emeğinize sağlık...
Rû //
çok teşekkür ederiz Bedri abi.
sağ olun...
güzel geçsin akşamınız
saygı ile
ŞÛRZAN
Şiir ortak yazılınca neden kalıpları kırıp neden nesir ortak çalışmamız olmasın dedik. Ve böylesi hoş bir çalışma çıktı ortaya..
Değer veren, değerlendiren yüreğinize sağlık.
Saygı ve hürmetler değerli hocam