- 192 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FARUK SÜMER.
FARUK SÜMER KİMDİR?
Faruk Sümer, 5 Kasım 1924 yılında Bozkır / Konya’da dünyaya geldi. Babası tapu memurlarından ve Kurtuluş Savaşı gazilerinden Mehmed Zeki Efendi’dir. Müftü Hüseyin Hilmi Efendinin kızı olan annesi Zeliha Hanımdan eski yazıyı öğrendi ve özel bir hocadan “Kur’an” dersleri gördü. İlk ve ortaokulu İstanbul’da tamamladı. Daha ilkokul sıralarındayken tarihe karşı ilgi duymaya başlamıştı. İstanbul Haydarpaşa Öğretmen Okulu’ndan mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne girdi. 1948 yılında burayı “Anadolu Türk Boy ve Oymakları XVI. Ve XVII. Asırlarda” adlı lisans teziyle bitirdi. Kendi gayretiyle Fransızcasını geliştirmeye çalıştı. Millî Eğitim Bakanlığı’ndan aldığı bursla Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Ortaçağ Tarihi Kürsüsü’nde doktora çalışmasına başladı. “XVI. ve XVII. Yüzyıllarda Anadolu-Suriye ve El-Cezire’de Oğuz Boylarına Mensup Teşekküller” başlıklı teziyle 1950 yılında edebiyat doktoru unvanını aldı.
Faruk Sümer, kısa bir zaman İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi’nde memur olarak çalıştı (1950-1951). Ardından Ankara Üniversitesi DTCF Ortaçağ Târihi Kürsüsü’ne asistan (1954) oldu. “Karakoyunlular, I. Kabileyi Bünyeleri ve Başlangıçtan Cihanşah’a Kadar Siyasî Tarihleri” sunumuyla doçent unvanını aldı ve aynı kürsüdeki öğretim üyeliği görevini yürüttü. 1957’de tamamladığı askerlik hizmetinden sonra “Oğuzlar’a Ait Destanî Mahiyette Eserler” adlı takdim teziyle 1963 yılında profesörlüğe yükseltildi.
Faruk Sümer, 1971 yılında California Üniversitesi’nden gelen Tarih Bölümü Başkanlığı önerisini reddederek Türkiye’de çalışmayı tercih etti. Londra (1970) ve Frankfurt’ta Goethe Enstitüsü’nde Türk-İslâm tarihi ve medeniyeti, Türk dili gibi dersler okuttu (1974). AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde aynı sene kürsü başkanlığına getirildi. Çalışmalarını Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin yanında Türk Musikisi Konservatuarı ve Adapazarı Konservatuarı ile Mimar Sinan Üniversitesinde sürdürdü. 10 Temmuz 1982 tarihinde kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Yakalandığı karaciğer kanserinden 21 Ekim 1995 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Cenazesi 26 Ekim 1995 tarihinde Kozlu’daki aile mezarlığında toprağa verildi. Dört erkek çocuk babasıydı.
Pror. Dr. Faruk Sümer, yurtiçinde ve yurtdışında birçok kongre, sempozyum ve seminere katılarak bildiriler sundu. Yerli yabancı birçok kurum ve kuruluşun aslî üyeliklerine seçildi. Derin bilgisi ve ciddi çalışmalarıyla yurtdışında da tanındı, büyük ilgi ve itibar gördü. 1966 yılında oluşturulan Selçuklu Tarih ve Medeniyeti Enstitüsü’nün kurucu üyesi olan Faruk Sümer burada genel muhasiplik, ayrıca Orta Anadolu Araştırma Merkezi Başkanlığı,“Selçuklu Araştırma Dergisi”nin sorumlu yazı işleri müdürlüğü, Türk Tarih Kurumu’nda aslî üyelik, Ortaçağ Tarihi Bilim ve Uygulama Kolu’nda başkanlık, Konya Selçuklu Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi Danışma Kurulu üyeliği yaptı. Oğuzlar’ın tarih ve kültürünün ortaya çıkarılması konusundaki çalışmaları dolayısıyla 1993’te Türkmenistan İlimler Akademisi’ne seçildi.
1944 yılından başlayarakFolklor Postası, Türk Tarih Kurumu’nun Belleten, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, İktisat Fakültesi Mecmuası, Resimli Tarih Mecmuası, Selçuklu Araştırmaları Mecmuası, Selçuklu Araştırmaları Dergisi, Türk Dünyası Araştırmaları, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Türk Edebiyatı ve Türk Kültürügibi dergilerde yazıları yayımlanmıştı.
Sümer, “Selçuklular Devrinde Doğu Anadolu’da Türk Beylikleri” (Ankara 19909 adlı eserinde, daha önce yayımlanan incelemelerin yeniden gözden geçirilmiş bir şekli olan kitapta Selçuklular devrinde Mengücüklüler, Saltuklular, Ahlatşahlar ve Dilmaçoğulları / Togan Arslanoğullar’nın rolleri konu edilmektedir. “Türk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Türk Destanları” (İstanbul 1997) eseri ise daha önce yayımlanmış makalelerden oluşmaktadır. Birinci bölümde Oğuzlar, Karluklar, Kimekler, Kıpçaklar gibi Türk cumhuriyetleri, ikinci bölümde Türk destanları anlatılmaktadır. “Türk Devletleri Tarihinde Şahıs Adları” (1999) kitabında, Türkler’de ad vermeyle ilgili geleneklerden sonra Göktürkler’den Osmanlılar’a kadar Türk devletlerinde kullanılmış olan kişi adları incelenmiş, dolayısıyla Türk devletlerinin özellikleri, kişi adlarının anlamları, bu kişilerin biyografileri yanında birçok gelenek ve görenek hakkında bilgi verilmiştir.
ESERLERİ:
TELİF: Oğuzlar (Türkmenler): Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları (1967), Kara Koyunlular: Başlangıçtan Cihan-Şah’a Kadar (1967), Dede Korkud Kitabı (A. Edip Uysal ve Warren S. Walker ile, 1972), Safevî Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü: Şah İsmail ile Halefleri ve Anadolu Türkleri (1976), Türklerde Atıcılık ve Binicilik (1982), Yabanlu Pazarı: Selçuklular Devrinde Milletlerarası Büyük Bir Fuar (1985), Eski Türkler’de Şehircilik (1984),Eshâbü’l-Kehf - Yedi Uyurlar (1989), Selçuklular Devrinde Doğu Anadolu’da Türk Beylikleri (1990), The Book of Dede Korkut (ABD, 1992), Çepniler: Anadolu’nun Bir Türk Yurdu Haline Gelmesinde Önemli Rol Oynayan Oğuz Boyu (1992), Tirebolu Tarihi (1992), Türk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Türk Destanları (1997), Türk Devletleri Tarihinde Şahıs Adları (1999).
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.