- 253 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BENDE KALANLAR, BENDEN KALANLAR
Sel gider kum kalır. Bu anonim deyim Anadolu’da çok kullanılır. Bende kalanları az çok biliyorum da. Benden kalanları bulup da sormak gerekiyor. Düşündüm düşündüm de ipe dolanır gibi dolandım kaldım. Kendi kendimi bağladım her halde. İç hesaplaşma mı diyorlar ne diyorlar ama, mutlaka başarmam kendi kendim ile bir hesaplaşmam lazım.
Başını yastığa koyunca düşün derler ya bende her akşam başımı yastığa koyuyorum ama hep yarım kalıyor. Zira uyuya kalıyorum. Bugün ne yaptın ya da yaptım. Yarın ne yapacağım, ya da yapacaksın. Gün içinde karşılaştıklarımız, yaşadıklarımız en çok zihnimizi meşgul eden düşüncelerdir.
Meşgul olduklarımız tamamda ya meşgul ettiklerimiz. Yaşadıklarımız tamamda ya yaşattıklarımız. İnsan oğlu derler ya yaşattıklarına hiç yanaşmıyor halbuki terazinin iki kefesi gibi. Her şey tamamda baktığımız çok sevdiklerimiz ve sevindiklerimiz geride kalmış bunların artısı var. ya benden kalanlar Ya üzdüklerimiz ya kırdıklarımız bunların telafisi olanda var, olmayanda var.
Bardak kırılmış yeniden bardak olmaz. Üzerinde hak olarak kalır. Nasıl üzmüştüm, nasıl zorda bırakmıştım nasıl canını yakmıştım gibi. Telafi etmeye belki zaman kalmadı, belki de bulamadın, belki de göçüp gitti. Oh demek ile ah demek arasında sıkışıp kaldık. Ortada kalmak yani nötr olmak bize geleceğimize bir şey katmaz. Huzurlu olmak istiyorsak iyi kilerin keşkelerden fazla olması gerekir.
Bizim bütün çektiklerimiz ve çektirdiklerimiz, artı eksi olarak hazinemize geçiyor. Bazen bir kor düşer yüreğimize kavurur İbrahim ateşi gibi. Onlarca tebessüme bakıp sevinemezsiniz bile tek bir tane ah yüzünden, yaşam döngümüz bu oh deyip ah dedirttiklerimiz muhasebesi değil mi? Her şey şurada düğümleniyor iyi kilerin keşkelerden fazla olması.
Dün başkaydı bugün başka yarın bambaşka Birbirimize yük bırakmaya değer mi? Şimdi iki elimiz arasına başımızı alıp düşünme vakti verdiğimiz ve verdirdiklerimiz mücadeleyi düşünme vakti artık. Olduğumuz yerde durabilmek için verdiğimiz ya da aslında verdiklerimizin mücadelesini düşünme vakti.
Yalnızlıktan uzak olan insanoğlunun yalnızlığı en çok hissettiği, korkuyu ve karanlığı, en karanlığı bile iliklerine kadar hissettiği vakit onu yalnızlıktan çekip çıkarabilecek herhangi bir insan, bir nefes kadar yakınındadır aslında.
Birbirimize ettiklerimizin yanında birbirimize muhtaçlığımız yok mu var elbet. Her şeye rağmen nerden bakarsak bakalım muhtacız birbirimize. Birbirimizle uğraşırken hayatın akışını kaçırdığımızda akışı yakalamak düştüğümüz yerden kalkmak iyi ve kötü her şey için muhtacız. Herkesin nedenleri vardır bu nedenlerle oyalanıp kalmamak gerekir. İnsanız nede olsa
gibi yalnız yaşama şansımız yok. mecburen etkileşim içinde olacağız. Çok güzellikler belki bir dostumuzda belki bir düşmanımızdan belki de hiç tanımadığımız birinden gelir. kötülüklerde aynı ya dostumuzdan ya da düşmanımızdan ya da hiç tanımadığımız birilerinin eliyle gelir. Yaşam birçok hayattan farklı farklı kesitler alıp yeni bir bakış açısıyla yeni bir hayat kurma oyunudur belki de.
Bazen tamir eder, Bazen hayatları temizler, süsler, rengarenk döşeriz bazen de yapabileceğimiz en büyük yıkımı o hayata yaparız. Kırar, döker, parçalar… bazen ruhumuz duymaz, bazense hepsinin bilincinde olarak… kırarız… Kalp kırmayı bardak kırmayla eş tutarız, güven kırmayı çoğu zaman marifet sayarız. Her şeyi enemiz nefsimizle yapmaya kalkarsak her şeyi un ufak ederiz. Bazen ahseni takvim üzere yaratıldığımızı, iyiyi kötüyü ayırmak için akıl ile donatıldığımızı unutu veririz de kırar dökeriz.
Ruhun içine atılan ufacık tohumlar acıyı, sevgiyi, öfkeyi ve daha pek çok şeyi büyütürler. Ama insanın yaradılışından gelen bir algı olsa gerek acının yanında gelen mutluluğun pek de bir önemi kalmaz. Her şeyi yeşertebiliriz bir ruhta ama tek zerre acı ektiğimiz anda tüm odak noktası ona kayar, her kaşığımızı daldırışımızda onunla karşılaşırız. Bir de dipnot kısmı var işin aslı hep bize yapılanları konuştuğumuz şu noktada bizim yaptıklarımız vardır, bizlere yapılanlar vardır.
Bizler şöyle düşünelim. Ben kimi kırdıysam kaderin cilvesiyle oda beni kırdı. Demek ki yaptıklarımızı ve bize yapılanların hesabını soran bir makam var. Kimi neresinden kırdıysam oramdan kırıldım. Kınadığım her şeyin başıma gelişini, intikamı her zaman kişilerin değil o kişiler adına kaderin aldığını gördüm.
Hem de kendi dileklerim vasıtasıyla. İstediklerimin beni kırdığını gördüğümde önce kaderi suçladım, sonra gerçekleşen dileğimi. Ama en sonunda farkına vardım. Kırıldım. Sözün özü bende kalanlar benden kalanlar olarak özetleyebiliriz._____________AR_______________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.