- 318 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HİKAYEME BAŞLARKEN.
*
HİKAYEME BAŞLARKEN.!
.
Takvim yaprakları biten bir yılın son günlerini göstermektedir.
İstanbul dan eşi ile birlikte Malatya/nın Arapgir ilçesine baba evine hem ziyaret etmek el öpmek hem de doğum yapmak için gelen Fadime gelin karlı fakat Güneşli bir gün de bir erkek çocuk getirir dünya ya.
Tarih 02/Kasım/1952.
.
Aslın da nüfus cüzdanıma göre 14/Aralık diye bildiğim doğum günümün 02/kasım olduğunu yıllar sonra Doğum esnasın da Ebeliğimi yapan büyük dayımın eşi Aysel yengemden öğrenecektim..
İstanbul a dönerken Babamın çocuğun kırkı çıkınca dönersin İstanbul’a dediği tarih 14/Aralıkmış.
Evet anlayacağınız gibi kırkım çıktıktan sonra Dayılarım ve eşleri ile Annem ve kucağın da ben İstanbul’a dönmüştük. Askerliğini sıhhiyeci olarak yapan babam Harbiye Pangaltı da bir eczane de kalfa olarak çalışıyor evlere iğneye gidiyordu. aynı zaman da da Feriköy de bir apartman da kapıcılık yapıyorlardı.
Hiç unutmadım Culya Apartmanının adını.
Kendimi bilmeye başladığım da evde zaman zaman meydana gelen tartışmaların bağrışmalara döndüğünü babamın sürekli Anneme kızarak, bağırarak azarladığını hatırlıyorum. Hatta bir kaç defa şiddet uyguladığını da annemin beni kucağına alıp apartman kapısına çıkarak ağladığını da hatırlıyorum. Akrabalar gelip gidiyorlar ve bu durumlara üzüldükleri için annemi teselli ediyorlardı. Bir çocuğunuz daha olsa belki de düzelirsiniz falan gibi telkinlerle annemi avutuyorlardı. Derken son bir Ümit diyerek kardeşime hamile kalıp dünya ya getirdi annem. Fakat apartman yetkilisi kavga ve gürültülerine daha fazla dayanamayarak görevlerine son verince mecburen yine Feriköy de daha merkeze yakın bir yerde tek gözlü küçük bir mutfağı olan bir gecekonduya taşınmak zorun da kaldık.
Babam bir akşam kucağın da Sıera marka bir radyo ile geldi eve.
İlk defa görüyordum radyoyu şarkılar türküler dinliyorduk babam elinizi sürmeyin diyordu düğmesini çevirince ısınıyor ve yeşil bir ışık yanınca sesi geliyordu. Günler geçiyor tartışmalar devam ediyordu. Bir keresinde annemi taksi durağının karşısındaki çeşmenin başın da su alırken kısa eteğinin arkadan açılmış olduğunu tesadüfen gören babam Annemi çeşme başın da çok fena döverek eve getirdi. Kıskanıyordu annemi annem çok güzel bir kadındı babam da dayanamıyordu ona başkalarının bakmasına demek ki.
Yan komşumuz gözleri görmeyen yaşlı bir dede ve eşi vardı o teyze arada gelip annemi teselli ediyor çocuklarının hatırı için falan diyor evlilikte bunlar oluyor maalesef diyerek gönlünü almaya çalışıyordu annemin. Bu olaydan bir zaman sonra Annem beni oturduğumuz eve biraz mesafeli olan pastaneye pasta almaya gönderdi. Tabii ben beş yaşıma göre ne kadar zamanda gittim ne zaman geldim bilmiyorum ama eve geldiğim de Annem yoktu. Kundakta sarılı kardeşim avazı çıktığı kadar ağlıyordu çaresizdim. kundağını açtım önce sonra da pışş pışş derken yanın da uyuya kalmışım bende. Kapıyı tekmeyle açan babam nereye gitti o annen diye haykırınca bilmiyorum beni pastaneye yolladı geldiğim de yoktu dedim. Kardeşimi kör dedenin hanımına emanet ederek beni de yanına alan babamla 73 no lu Feriköy - Yenikapı otobüsüne binerek Anneannemlerin Aksaray Nişanca da ki evine ulaştık. Hatırlıyorum daha önce de bu eve gelip annemi alarak eve dönmüştük buradan ama bu sefer farklıydı Buraya gelmedi diye öfkeyle babama çıkıştı dedem. Babam da bir daha gelmem o da gelirse geriye dönmesin eve almam onu diye bağırarak çıktık evden.
.
Babam.
--’’Bir kadın kocasından izinsiz annesinin koynun da bile yatsa onu bir daha o eve alma’’ oğlum demişti bunu hiç unutmadım. Biraz korku çokca hüzün sarmıştı yüreğimi. Bu artık annemi göremeyeceğim manasına mı geliyordu yoksa. Yalnız ve kimsesiz kalacağımın ilk işareti buydu sanki. Kader denilen çember sarmaya başlamıştı her yanımı.
Baş rollerin de Annem ve Babam vardı.
-
...1957
-
...Sonraki günlerde babam bizi yan komşumuz olan kör dedenin hanımına bırakarak işe gidiyor akşamları eve erken geliyordu. Hatta evimize yakın bir lokanta vardı oradaki amcaya bu çocuk gelip ne isterse yesin ben akşama gelir öderim diye de tembih de etmişti. Komşumuz olan nine ye de para bırakıyor bebeğe ne lazım olursa alırsın abla diyordu. İzinli olduğu günlerde beni alüminyum leğen de hem yıkıyor, hem de ağlıyordu. Amcana telgraf çektim oğlum yakın da gelir diyordu. Yaşlı nine kardeşimle ilgileniyor ona bakıyor besliyordu. Bende sabahları uyanınca lokantaya gidip çorba içiyordum genellikle bazen de babam para verdiğin de otobüs durağının oradaki börekçiden börek ya da poğaça alıyordum. Her akşam babam geldiğin de Annem ne zaman gelecek diye çocukça özlemenin verdiği bir umutla soruyordum ama babam umurum da bile değil ister gelsin ister gelmesin diyordu babama belli etmesem de içim çok acıyordu Günler böyle annemin bir gün döneceğini umut ederek geçiyordu. Günlerden bir gün Amcam çıkageldi.. Babamla amcam konuşurlarken bir ara Babama bu böyle olmaz ben nevzatı Malatya ya götüreyim de sen de buradaki işlerini yoluna koy diyordu Babam da oğlum ben seni amcanla beraber Malatya ya göndereyim orada biraz kal ben de buradaki işleri halledip Hastalan kardeşini hastaneye yatırıp tedavi ettireyim o anneniz olacak terbiyesize de araba çarpmış ve hastane de ölmüş zaten boşuna bekleme artık gelemez sen amcan la Malatya ya git ben kardeşini hastaneden çıkarana kadar seninle fazla ilgilenemeye bilirim en iyisi sen biraz Malatya da amcanın yanın da kal Yengem seninle ilgilenir orada amcanın çocukları ile kalırsan daha sonra gelip seni alacağım
birlik de İstanbul’a döneriz diyordu. Babam diyordu ama gel de bana sor amcam her ne kadar sarılıp sevse de
ben ağlıyordum ve gitmek de istemiyordum.
Kardeşimin de Menenjit hastası olduğunu daha sonra öğrenecektim. 🙁
Bir kaç gün sonra Haydar paşadan Kurtalan Ekspres in acı acı çığlık çığlığa yürekleri dağlayan sesi acımasızca Baba ile Oğlunu ayırıyordu. Baba oğul göz yaşları içinde birbirlerine el sallarken Tren hareket etmiş ben amcamla birlikte
Malatya ya doğru yola çıkmıştık.
.
Göz yaşları içinde İstanbul dan ayrılırken Kurtalan Ekspresin ikinci mevki vagonlarından birinde ahşap sıranın üzerinde uyuya kalmışım...
-
-- a.nevzat uçar.
-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.