- 362 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İtibar
Değerli Dostlar; “Her insan toplum içerisindeki yerini kendi belirler.”(Cafer Aksay)
Toplumda kişilerin işgal ettiği yere statü denilmektedir. Hepimizin mutlaka birden çok statüsü vardır. Erkek ya da kadın olmak; anne ya da baba olmak; çocuk olmak; herhangi bir malın sahibi olmak; işletmeci olmak; çalışan olmak; amir olmak; memur olmak; işçi olmak; çiftçi olmak; esnaf olmak vb. Bu listeyi sayfalarca yazabiliriz.
Statü doğuştan getirilen ve sonradan kazanılan olmak üzere ikiye ayrılır. Doğuştan getirilen statülerin bir çoğu değiştirilemez.
Bizim asıl konumuz sonradan toplum içinde kazanılan statüler. Bu statüler aynı zamanda toplum içinde ki bizlerin sosyal (toplumsal) itibarını de oluşturmaktadır.
Bu kredi oluşturulurken aile ve çevrenin önemi inkâr edilemez. Oysa asıl olan kişinin elde ettiği bu krediyi sürdürebilmesidir. (İtibar eş anlamlısı: kredi, saygınlık ve güven olarak geçmektedir.)
Şöyle ki; Rahmetli Süleyman Demirel çoban Sülo lakabı ile Isparta’dan çıkıyor, Türkiye Cumhuriyeti’nde gelinebilecek en üst makam olan Cumhurbaşkanlığı Makamına geliyor. Tamamen kendi çabasıyla.
Rahmetli Erdal İnönü’ye doksanlı yılların başlarında soyadından dolayı parti başkanlığı teklif edilince; kendisi “Ben bilim adamıyım, siyasetçi değilim” demesine rağmen ikna ediliyor. (Bilim insanı olmasının yanı sıra siyasetçi kimliği ile de tanınan Erdal İnönü, 1991–1993 yılları arasında Başbakan yardımcılığı görevini üstlenmiştir.)
Soyadı sayesinde bu makama gelmiş olsa da kendi söylediği gibi siyaset hayatını iki-üç yıl gibi bir süre sonunda bitirmek zorunda kalmış, asıl mesleğine devam etmiştir.
Daha önce görev yaptığım bir yerde bizzat şahit olduğum bir hususu paylaşmak istiyorum.
Çalıştığım ilçeye bağlı belde belediyelerinin birinin belediye başkanı ve bazı çalışanları yapılan usulsüzlüklerden dolayı tutuklandı. Hüküm giydi.
Yerel seçimlere az kalmıştı. Tutuklanan belediye başkanının kardeşi aynı beldeye belediye başkan adayı oldu.
Bu durum hem ilgimi çekti hem de garibime gitti. Onun için özellikle takip ettim.
Seçim yapıldı. O beldede tutuklu belediye başkanının kardeşi belediye başkanı seçildi.
Öğrenci velim olan ve samimi olduğum kasaba sakinleri ile görüştüm.
Dedim ki; “sizin bu işinize akıl-sır ermiyor.”
Neden Hocam dediler?
“Abisi yolsuzluktan tutuklanan belediye başkanının kardeşini belediye başkanı seçtiniz.” Dedim.
Dediler ki; “Hocam (seçtikleri belediye başkanının ismini zikrederek) Ahmet O ailenin ayrıcalıklı kişisidir.”
Onun için abisi tutuklu iken kardeşini belediye başkanı seçtik dediler.
Yukarı da belirttiğim sözümü teyit ettikleri için kendilerine teşekkür ettim.
Değerli Dostlar; toplum içerisindeki yerimizi (aile ve çevremizin önemini inkâr etmiyoruz) kendimiz belirliyor ve özellikle devamını kendimiz sağlıyoruz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.