- 175 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
JEAN PAUL.
JEAN PAUL KİMDİR?
Fransız yazar ve düşünür Jean-Paul Charles Aymard Sartre, 21 Haziran 1905 tarihinde Paris’te doğdu. Babasını küçük yaşta kaybedince annesinin ailesinin yanında büyüdü. Louis-le-Grand Lisesi’nden sonra eğitimine, Ecole Normale Supérieure’ de, İsviçre’deki Fribourg Üniversitesi ve Berlin’deki Fransız Enstitüsü’nde devam etti. Lise öğretmenliği yaptı. 1928 yılında Simone de Beauvoir’ la tanıştı.
Dünya Savaşı sırasında 1939’da Fransız ordusunda meteorolog olarak görevlendirildi. Almanlar tarafından 1940 yılında yakalandı ve 9 ay hapis yattı. Direniş hareketine katıldı. Sinekler adlı ünlü oyunu bu koşullarda yazıldı ve sahnelendi. Aynı şekilde, Varlık ve Hiçlik adlı kendi felsefesini açıkladığı ünlü yapıtı da bu sırada yazıldı (1943).
1945’te öğretmenliği bırakarak, “Les Temps Modernes” adlı edebi-politik dergiyi çıkarmaya başladı. Kitaplarının hemen hemen tamamı siyasi ve edebi sorunlarla ilgili kuramsal metinlerdi. Savaş sonrası dönemde politik tavır ve eylemleriyle öne çıkan Sartre, soğuk savaş dönemi sırasında eleştirmesine rağmen Sovyetler Birliği’ni desteklemiştir. Bu arada çıkardığı dergi vasıtasıyla da Fransa’nın Cezayir’e karşı yürüttüğü savaşa karşı tavrını ortya koymuştur.
Jean-Paul Sartre, politik ve sanatçı tavrına zarar vereceğine inandığı için 1964 yılında kendisine verilen Nobel Edebiyat Ödülünü kabul etmemiştir. “121’ler Manifestosu” olarak bilinen bildirgeyi imzalamış ve 1961-1962 yılındaki büyük gösterilere katılmıştır. 1966-67 yılları arasında Vietnam Savaşı’nda meydana gelen katliamları sorgulamak üzere kurulmuş olan Russell Mahkemesi’nin de başkanlığını yapmıştır. Politik etkinlikleri giderek yoğunlaşmış ve kendi iç-dönüşümleriyle birlikte şekillenmiştir. 1968 olayları Sartre’ın kendi fikirlerini ve geleneksel entelektüel konumlarını da sorguladığı bir dönem olmuştur. Sovyetler’ in Prag’a müdahalesinin ve Fransa’daki öğrenci hareketlerinin üzerine, teorik politik alanı yeniden değerlendirmeye başlamış, 1973’te Liberation’ u kurmuştur.
Sartre, 1974 yılında gözlerini tümüyle kaybetmiş ve bundan dolayı da siyasal arenada bir süre durgunlaşmış ancak zaman zaman politik tavır sergilemekten geri durmamıştır. Batı’nın Doğu üzerindeki tahakkümüne karşı çıkmış ve insan hakları konusunda her zaman duyarlı olmuştur. Sartre’nin bu tutumu, Aydınların yeri ve rolü konusunda hem teorik hem de pratik bir örnektir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.