- 264 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Allahı en iyi tanıyan yine Allahtır çünkü gizli idi hala gizli...
Allahı en iyi tanıyan yine Allahtır çünkü gizli idi hala gizli...
Allh gizli hazineydi...sudur etti tanındı zahir oldu ama Adl sıfatı her konuda fark yaratır...yaniben az tanırım Allahı ama evliyalar çok tanır...Tam tanısam günah işleyemem çünkü...Şeytan Allahı eksik tanıdığı için Allahın dostu olan evliyalara söz eder...şeytan hz Ademe secde etmedi itaat etmedi hilecidir o ...İsbatlamaya çalıştı tezini Allaha "ve hz Ademe çelme taktı..."Allah onu cezalandırdı...şeytan olmasaydı ceza şer de Hakim sıfatı gereği olmayacaktı...Allahın Hakim sıfatı Tevvab sıfatı bilinmeyecekti...
Mürşidler "Allahı bizden iyi tanırlar ama günümüz mürşidlerle kavgada ve şeytanı mürşid seçmişler...28 şubat beyni mürşidleri itibarlaştıma gayretindeler...ben de onlara diyorum ki..."Mürşidlere dil uzatanlar Kısas hakkımı kullanırım"
Evet kısas hakkı var...ama Allaha havale etmek de var...
Her var edilen Allahı biliyor...ama kuş kuş kadar biliyor...Gökte uçan kuş tesbih eder yani Allahı hatırlatır işaret eder...esmanın sudurunu görevini yapar..secdesini yapar.abes değilim der
Gökte uçan kuş tesbih eder yani Allahı hatırlatır işaret eder...esmanın sudurunu görevini yapar..secdesini yapar.abes değilim der
Her var edilen Allahı biliyor...her varlık ilmi kadar biliyor...cahilin körün eşekten farkı yok...
Her var edilen Allahı biliyor...Allah aynanı temizlediğin kadar gönül aynana düşer ve Ona nankör olmazsın...sömürgeci ülkeden korktuğumuz kadar neden Allahtan korkmadık...Hz İbrahim olalım ateşe koşalım...
Her var edilen Allahı biliyor...Allahı bilen sevinçlidir...şendir ...mutludur...kaybettiklerini görmez bile...ateşe atılsa yine sarılır koşar Allaha...
Her var edilen Allahı biliyor...bilmeyene değer verme...güçlüdür de sanma...korkma...ölümden korkar Allahı bilmeyen ve malını mülkünü bitirir bir hasta olsa veya biri öldürecek olsa...
Evet...Allah’ın varlığını aklen bilmenin imkânı meselesi tarih boyunca felsefî ve
teolojik tartışmaların en önemli konularından birisi olmuştur. Allah’ın varlığını
bilmeye ilişkin tartışmaların döndüğü temel eksende birbirinden farklı fikirleri savunan belli başlı gruplar ana hatlarıyla teistler (ve dolayısıyla deistler), agnostikler
ve ateistlerdir.
Evet...Allaha her şeyi biliyorsa hiçbir şeye ihtiyaç duymuyorsa neden insanı yarattı diye bir soru çok sık soruluyor günümde...
Evet..."Allah, la yüsel"dir. Yani yaptığı işlerden sorguya çekilmez. Ama kainatta yaptığı ve yarattığı herhangi bir hadisenin hikmetsiz veya adaletsiz olduğuna dair hiç kimse ağzını açamamaktadır. Çünkü, kainatta hikmetsiz ve abes olabilecek bir durum yoktur. Bütün kainatı didik didik araştıran bilim adamları bu ilahi hikmet karşısında hayrete düşmektedir.
Evet Allahı tanımak istemez misin Yahudiler gibi Allah yorulur deme."Ol" dedi var oldu cihan de...,Said nursi hazretlerine kulak ver...20.mektup 2.makam 1.sır yirminci mektup ikinci makam birinci sır Birinci sır: Vücub ve tecerrüdün hadsiz kolaylığa ve nihayetsiz suhulete sebebiyet vermeleri, gayet derin bir sırdır. Onu bir temsil ile fehme takrib edeceğiz. Şöyle ki: Vücut mertebeleri muhteliftir. Ve vücut âlemleri ayrı ayrıdır. Ayrı ayrı oldukları için, vücutta rüsuhu bulunan bir tabaka-i vücudun bir zerresi, o tabakadan daha hafif bir tabaka-i vücudun bir dağı kadardır ve o dağı istiab eder. Meselâ, âlem-i şehadetten olan kafadaki hardal kadar kuvve-i hafıza, âlem-i mânâdan bir kütüphane kadar vücudu içine alır. Ve âlem-i haricîden olan tırnak kadar bir âyine-i vücudun âlem-i misal tabakasından koca bir şehri içine alır. Ve o âlem-i haricîden olan o ayna ve o hafızanın şuurları ve kuvve-i icadiyeleri olsaydı, bir zerrecik vücud-u haricîleri kuvvetiyle, o vücud-u mânevîde ve misalîde hadsiz tasarrufat ve tahavvülât yapabilirlerdi. Demek, vücut rüsuh peydâ ettikçe, kuvvet ziyadeleşir; az bir şey, çok hükmüne geçer. Hususan vücut rüsuh-u tam kazandıktan sonra, maddeden mücerred ise, kayıt altına girmezse, o vakit cüz’î bir cilvesi, sair hafif tabakat-ı vücudun çok âlemlerini çevirebilir. İşte, , şu kâinatın Sâni-i Zülcelâli, Vâcibü’l-Vücuddur. Yani, Onun vücudu zâtîdir, ezelîdir, ebedîdir, ademi mümtenidir, zevâli muhâldir ve tabakat-ı vücudun en râsihi, en esaslısı, en kuvvetlisi, en mükemmelidir. Sair tabakat-ı vücut, Onun vücuduna nispeten gayet zayıf bir gölge hükmündedir. Ve o derece Vücud-u Vâcib, râsih ve hakikatli; ve vücud-u mümkünat o derece hafif ve zayıftır ki, Muhyiddin-i Arabî gibi çok ehl-i tahkik, sair tabakat-ı vücudu evham ve hayal derecesine indirmişler, demişler. Yani, "Vâcibü’l-Vücuda nispeten başka şeylere vücut denilmemeli; onlar vücut ünvanına lâyık değillerdir" diye hükmetmişler. İşte, Vâcibü’l-Vücudun hem vâcib, hem zâtî olan kudretine karşı, mevcudatın hem hâdis, hem ârızî vücutları ve mümkünâtın hem kararsız, hem kuvvetsiz sübutları, elbette nihayet derecede kolay ve hafif gelir. Bütün ruhları haşr-i âzamda ihyâ edip muhakeme etmek, bir baharda, belki bir bahçede, belki bir ağaçta haşir ve neşrettiği yaprak ve çiçek ve meyveler kadar kolaydır.
Allahın yaratma sebebi...bir değil bindir ama bizler şu kadar biliyoruz bilinmek için yarattı...güneş de kendini sunuyor çünkü yaratılan cüz’i iradesi yoksa Allahın ahlakıyla ahlaklıdır...şeytan Allahın ahlakıyla ahlaklı değil çünkü cüz’i iradesi var...ama cüz’i irade olmasaydı külli iradeyi anlayamazdık külli ilmi anlamamız da ilimle mümkün...bil demiş Allah sanki her yarattığına kendinden bir cüz vererek..ilimden de cüz’verildi yaratılana...ressam resmini gizlemez...Kendini bilen Rabbini bilir..."Annesine bak kızını al kenarına bak bezini al" denilmiş...bezi tanımamıza bir parçası yeter Esmasından bir cüz vermiş Allah yarattıklarına yani bil emri var demektir bu...öyleyse BİL...evet...Allahın bilinme isteği Allah’ın yaratmasını tamamen değil de kısmen açıklıyor...hikmetli bir gerekçe bu... evet...mükemmel bir resim yapan bu resmi insanlara ulaştırmak yerine bodrum katında saklı tutmaz. evet... o resmi bilinir kılmanın bilinmezliğe terk etmekten daha iyi olduğunu bilir...ekmel olanı seçer hikmetli olanı seçer yaratılan hayvan bile koklamadan yemez...rızkını...Allah da ekmeli seçer...esmanın sudurudur ekmeli seçmek... esma sudur ediyor "OL" emrinden beri...
Evet..esmanın cüz ü var ey insan sende küllini bil diye...senin aynanda esması var...esması vardı seni emanetçi olarak ayna olarak yarattı...Kuş bile bilinmek ister gölgesine bakınca bile bilirsin ama göklere bak ki ekmel derecede bilesin...gölgesiyle yetinme...istekli ol Allahı bilmekte...
Evet...ey insan esmasını oku kendin bir aynasın...her yaratılan da bir ayna...
Evet...Allahı bilmek iste...
İnsana esmadan bir cüz verilmiş...iraden cüz...ilmin cüz...hikmetin cüz...ama ayna kılmış cüz vrerek yani külliyi ara demektir bu...aynasın kendinde gördüklerin cüz...eksik ekmelini ara...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.