- 297 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
2 Hikâye mi? Yoksa Masal mı?
İş güç çok olunca zaman nasıl çabuk geçiyor anlamak zor. Bakımsız her geçen gün biraz daha iyileşiyor. Haftalar sonra ölümü beklenen bakımsız, çelimsiz çocuk camış (Manda) sütünün de yardımıyla sevimlileşiyor, emekleme, yürüme derken bakımsız çıktı düze, bilenler şaşırmışlar haliyle yaşamaz dedikleri çocuk gözlerinin önünde yürüyor, koşturuyor. Yalnız bir sıkıntısı var, geceleri genelde çok ağlıyor. Uyumuyor uyutmuyor. Bir zaman sonra anlıyorlar ki kulakları ağırıyor. Ağladığı zaman kulakları kızarıyor. Çare nedir? Camış veya inek yağı eritip bakımsızın kulağına döküyorlar, biraz rahatlıyor haliyle. Ağladı mı kulağına bak kızardıysa hemen yağı ısıt kulağına dök. Bir zaman sonrada gündüzleri de olur olmaz zamanlarda avazı çıktığı kadar bağırarak ağlamaya başlıyorlar. Sanki bir şeylerden korkmuş gibi. Çocuk olur böyle şeyler diyorlar. Kimin namazı abdesti var. Hele bizim oğlana bir okuyun üfleyin. Göz mü değdi ne oldu? Oku üfle, eşarba bir düğün at oku puf yap, hızla aç yeli yüzüne gelsin. Burnuna soğan sarımsak, tutun biraz koklasın, belki iyi gelir. Niyetler iyi niyet haliyle o devirde art niyetli insanlar az. Bizim bakımsızada az değil, büyüdükçe yaramazlığı o nispetle artıyor. Birde ağrısı korkuları olmasa kim tutar bakımsızı. Yaramazlık üstünü yaramazlık, neyse ki komşuları hısım akraba, tanıdık, evler zaden birbirine uzak, bahçeler büyük, meyve ağaçları çok, koştur babam koştur. Yaz geldi mi otların arasında saklanır, ağaçlarda saklanır, hemen yanlarında küçücük evleri iki odalı, küçük bahçesi olan yaşlı bir çift yaşar, uzaktan akraba, onlara gider. Çocuk olunca seven birileri bulunur. Hele birde torunlarından uzak olurlarsa, o sevgiyi bir başka çocuğa akar gider. Parayla değil ya, parada olsa fark etmez zaten paylaşmak güzeldir. Güzellikler paylaştıkça bereketlenir. İnanırsanız öyledir. İnanmazsanız kötü şeylere yol açar. Bencillik, kıskançlık gibi olumsuzluklara sebep olur, ne gerek var. Bakımsız oraya dadanınca evdekilerde rahat ederler tabii olarak, peşinden koşmaktan işler aksıyor, yorgunluk artıyor. Böyle iyi oldu. Yerini buldu der gibi oldu. Bizim bakımsız yarmaz ama Yaşlı çift onu çok sevmişler. Bize evlat olarak verin, ne isterseniz veririz. Oturduğumuz evi bahçeyi onun üzerine tapu bile yaparız demişler, ailesi razı gelmemiş. Bakımsız sevilince şımarmış haliyle, Yerinde pek duramazmış. Evdekilerde bıkmışlar. Yaşlı C. Amca nereye gitse onu da yanında götürürmüş. Günler geçtikçe, bakımsız o yaşlı çiftin yanından ayrılmaz olmuş. Kendi ailesine pek uğramaz oluş. Kendi evinde misafir gibi olmuş. Kardeşlerinden uzaklaşmış, ona kızdılar mı hemen soluğu yaşlı çiftin evinde alırmış. Çocuk olarak haklı, bir dediği iki edilmez, oda oradan ayrılmaz.
Yaşlı adam yaramaz ne istese yaparmış, hiç yok demezmiş. Haftada bir Cuma namazı kılmak için gittiği camiye bile onu götürürmüş. Yol bayağı uzak ama olsun, severek yapılan yolculuklarda, işlerde yormaz insanları. (C…..) amcası ona oyuncaklar, dondurmalar, hiç yoksa kamfitler(şekerler) var. O zamanlarda insanlar bir çocuk buldular mı bir şekerde olsa verip, çocuk sevindirmeyi, severlermiş hem sevap. O zamanlar sevap kazanmak için insanlar yarışırlarmış. Şimdilerde sevap, günah fark etmez olmuş. Ne yazık. Ondan sonra bolluk var. Bereket yok. Paylaşmayı bilmeyenlere bollukta bile bereket yok.
Severek ve sevilerek, paylaşarak yaşadığınız günleriniz bereketli ve daim olsun. Hayırlı günler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.