23
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1282
Okunma
Hüznün rengi sonbahar sarısı bugün. İstanbul sessiz ve solgun sanki. Bir yolcuyu ağırlıyoruz ıssızlığa. Karanlığın iliğine işliyor tüm acılar. İç geçiriyorum pencerenin kenarında hala şaşkın hala çok üzgün ve dışarıda yaz yağmuru çiseliyor ağırlaşmış kaygısıyla, dalan gözlerimde denizler yükseliyor yüreğimi yakarak. Islak toprak kokusu ölümü anımsatıyor bana her zaman. Bundan sonra güzel dostumu da anımsayacağım içim burkularak.
Şiir bahaneydi bizim için. Şiir, video, seslendirme derken yazışırdık uzun uzun bazen de telefonda konuşurduk. Sanal alemin bana kazandırdığı en güzel armağanlardan biriydi Sevinç İnal Hocam. Hayat felsefesi, sonsuz hoş görüsü, insanlara olan saygısı ile çok değerliydi. Hatta hiç unutmam bir defasında şiirime ’’Ahmet Kaya ’’ şarkısı seçmiştim. Sizin seslendirmenizde bir mahsur var mı dedim. Hayır asla dedi. Ayrıca benim için sanatçının, insanın, inancın, ırkın ayrımı olamaz dediğinde daha rahatlıkla şarkı seçimleri yaptım. Biz çok güzel bir ikiliydik. Her şiiri seslendirmem diyordu. Benimkisi de sanatçı kaprisi işte ..🙂 diyerek gülümsüyordu. Benim şiirlerimi hiç geri çevirmedi. Çok disiplinli çalışırdı. Şu saatte hazır olur dediyse sözünde dururdu. On senedir paylaşmış olduğumuz güzel anların yerini güzel anılar alacak. Her sesli şiirimi dinlediğimde gözlerim dolsa da; ailemden biri gibi her zaman dualarımda olacak. Hem sanatçılar ölmez ki..
Edebiyat dünyasının ve ailesinin başı sağ olsun. Mekanı nur cennet olsun. Sevenlerine sabır diliyorum. İyi ki tanıdım dediğim güzel insan değerli dostum hocam Sizi hiç unutmayacağım. Işıkla uyuyun ..
Saygı sevgi mihnetle
Ferdaca