- 252 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAKIMEVİNDE OLAĞAN BİR GÜN
Özel odada kalan yaşlı adam, sürekli konuşmaktan yorgun düşer.
Sessizleşir.
Durgunlaşır.
Hüzünlenir.
O oda hayat özünü çeker, ruhunu hırpalar.
Zayıflatır.
Sindirir.
Kurutur.
Mumyaya döner. Yıpranmış vücudun ihanetine uğramış gibi.
Ölümden önce yok olmuş sanki yarı delirmiş halde olur, sonra arada bir düzelme gelir, pişmanlık yaşar, şişeye kapatılmış örümcekler gibi bekler. Alzheimere eşlik eden psikoz atakları hep böyle tekrarlanır, tüketir onu.
…
Odadaki hava ter, nefes, idrar kokusu ile boğucu bir hal almış. Soğuk bir gün.
Güneşin güçlü, sert, yandan gelen ışıkları donmuş damlardan sızıyor. Bu ışık seli can çekişen hastayı boğuyor. Can çekişi uzun uzun aralıksız, havasız kalmış gibi derinden horultulu şekilde soluyor. Toprak rengini almış yüzde iri ter damlaları gözyaşıyla birlikte sessizce yastığa akıyor. Zamanın dolması, acısını hafiflemek için ayaklarını ritim tutar gibi titretiyor, göğsü şiddetle kabarıp iniyor. Üstünden yorganı ve ağır gelen her şeyi atıyor. Yatakta siyah yarı kurumuş kan artıkları. Pijamalarını çıkardılar korkunç manzara. Kemiklerine kadar kurumuş eller, ayaklar şişmiş karın, iskelet gibi çıkmış kaburga kemikleri ayakları olduğundan daha büyük dev ayağı. Herkes yavaş, sessiz. Gözbebeğinde bir damlacık berrak su dinleniyor, o biricik dingin damla gözbebeğidir ölümün. Hastanın homurtuları gittikçe hızlanıyor. Bu noktadan sonra tıbbın yapacağı bir şey de yok.
Ölüm zaruret oluyor.
Ölüme itaat ediyor.
Aniden bambaşka bir dünya büyüleyici ufuklarıyla gözlerinin önüne serilen yeni bir rüya.
Ölünün yüzü soğumakta. Üzerinde bir ışık demeti titreşip duruyor. Ağzı yarı açık. İnce dudaklarının arasında dişetlerine yapışmış, takma beyaz dişler parıldıyor.
Görevli ölüye gözleri dolarak bakıyor, Fatiha okuyup, inşallah huzuru bulursun diyor.
Doktor görevliye ailesine haber verin deyince, görevli; hasta karısından başka kimsesi yok diye cevap veriyor.
Tunç kalkana topuz indirilmiş gibi bir ses. Kulağımda beynimde. Odanın penceresinden uzaklara bakıyorum. Göğün sonsuz maviliğinde, güneş sıcak ve parlak. Mavi şeffaf havada bir kuş. Uzun zaman gözden kaçırmadan, uçuşunu izliyorum…
İşte! Göğün maviliğinde kayboldu noktacık halinde beliriverdi yine kayboldu…
Baharın ilk günlerinde kayalardan birinin yarığında cılız bir çiçek baş veriyor, yeni bir yaşam filizlenip fışkırıyor.
FATMA LEYLȂ DENİZ 10/07/2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.