- 363 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hayatın Anlamı
Değerli Dostlar; sizlerle “hayatın anlamı ya da hayata yüklediğimiz anlamlar” konusunu paylaşalım istedim.
Konunun ilham kaynağı ünlü filozof Osho’nun hayatın anlamı ile ilgili aşağıdaki açıklamalarıdır.
(*) Hayatın kendi içinde herhangi bir anlam yoktur. Yaşam bir anlam oluşturma fırsatıdır. Anlamın keşfedilmesi değil oluşturulması gerekir. Anlamı, ancak onu oluşturursan bulursun. O çalılıkların arasında, birazcık aradığında bulabileceğin şekilde, bir yerlerde yerde durmuyor. O senin bulabileceğin bir taş gibi orada durmuyor. O senin besteleyeceğin bir şiir, söylenecek bir şarkı, edilecek bir danstır. O senin kendinle münasebetine hastır.
Anlam bir danstır, taş değil. Anlam müziktir. Onu ancak oluşturursan bulacaksın. Unutma bunu.
Milyonlarca insan anlamın keşfedilmesi gereklidir gibi son derece aptalca bir fikir yüzünden anlamsız hayatlar yaşamaktadır. Sanki o zaten orada bir yerdeymişçesine. Tek yapman gereken perdeyi kaldır ve yakala, işte anlam burada! Böyle bir şey değildir o oysa.
Hayatın benim söylememle değişmez. Hayatın sadece, sen sözlerimde doğru bir şeyler görüyorsan değişebilir. Benim söylediklerimi doğrudan benimseme. Üzerine düşün ve zekânla test et.(*) Osho “Her şeye sahipsiniz, kendiniz hariç” kitabından.
Asıl mesele hayatı anlamlandırmaktır aslında. Duvarlar yerine yeni köprüler kurmaktır.
Çünkü hayat bir çeşit seferdir. Adeta bir yolculuktur.
Bu yolculukta aşikâr olan bir husus varsa, o da noksanlıktır. Bu noksanlık, bazen huzursuzluğa dönüşür. Bazen sıkıntılar halinde çıkar karşımıza.
Bundan dolayı yürümeye başlarız. Hem de ne yürüme, Aşık Veysel’in dediği gibi;
“Uzun ince bir yoldayım,
Gidiyorum gündüz gece”
Bu sebeple öğrenmek isteriz. Hem de çevremizde ve hayatta olup biten ne varsa.
Bu sebeple başlarız koşmaya; şayet yetişebilirsek hayata.
Bu sebeple ilerlemek isteriz.
Bu sebeple çelişkiler yaşarız.
Bu sebeple çırpınırız.
Bu sebeple ibadet ederiz!
Aslında her şeyi o huzursuzluğu gidermek ve tamamlanmak için yapıyoruz. Aslında kaynağa kavuşmak için çaba sarf ediyoruz.
Kısacası kaynağı arıyor; hayata anlam vermeye çalışıyoruz.
Fakat kilit biz de; açacak anahtar da biz de.
Dert biz de, çözüm de biz de.
Eskiden bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı. Bulduğu hiç bir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş.
Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Herkese bunu sormaya karar vermiş. Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki. Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:
”Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar, istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir” demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş… Bilge sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin.”
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış:
Evet, demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? Adam şaşkın;
”Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki.”
Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge. Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzelliklerden büyülenmiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü. Geri geldiğinde bilge, adama bahçenin nasıl olduğunu sorunca gördüğü güzelliklerden büyülendiğini anlatmış adam. Bilge gülümsemiş, “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:
“Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına varmazsın. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır.”
“Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir!”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.