- 610 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
HAYVANAT BAHÇESİ (ANKARA)
Yıllar yıllar önce ben deyim yüz yıl sen de bin yıl cevval zeki bir kel oğlan ve dostu berber varmış. Dostluk nerede başladı bilinmez ama kel oğlan ustra nedir bilmezmiş. Çünkü doğduğundan beri kelmiş. Yani aralarındaki dostluk şimdiki gibi çıkar üstüne değilmiş.
Efendim bizim kel oğlan anasını köyünde bırakmış Konya ovasına gezmeye çıkmış. Gezerken bir maden ocağının önünde oturmuş, dinlenmiş, çıkınında anasının koyduğu azıkları yemiş. Tam ayranı içeceken o da ne kocaman bir kartal toroslardan havalanıp bizim kel oğlanın önünden geçmekte olan tarla faresini pençeleri ile yakalamak isterken ağaç dalına takılıp yerle yeksan olmuş. Ciyak ciyak acı ile ötmeye başlamış. Merhametli kel oğlan kartalı kucakladığı gibi doğru Ankara’ya Atatürk Orman Çiftliğinde bulunan Hayvanat Bahçesine getirmiş. Çünkü duyduğuna göre orada çok değerli hayvan doktorları "şimdilerde veteriner diyorlar" varmış. Neyse efendim kartal orada tedavi edilmiş. Kel oğlana da her zaman kartalı görmeye gelebilsin diye deri üzerine yazılmış bir kimlik vermişler. Kartalın babası olmuş fırsat buldukça kartalı görmeye gidiyormuş. Kartal da kel oğlan da çok mutlu olmuşlar.
Efendim umarım beğendiniz. Bir zamanlar Ankara’da Atatürk Orman Çiftliğinde devasa bir hayvanat bahçesi vardı. Hatta büyük piton yılanlarından Pakize bir yolunu bulup da kaçmıştı. Ankara’nın ve Ankaralının nefes alacağı eşsiz bir sayfiye dinlenme yeriydi. Sonra hayvanlar yok oldu. Yerine dinazorlar geldi. Bizim Atatürk Orman Çiftliğinin ve içindeki hayvanat bahçesinin dolayısıyla Ankara’nın içine ettiler.
Kartalı bulup getiren rahmetli babam dı. Yıllarca babamın kartı ile hayvanları görmeye giderdik. Şimdi belgesellerden takip edilen maymun, fil, kuş vs birçok hayvanı yakından görmek şansımız olmuştu. Ankara için çok değerli ve güzel bir yerdi. Yok oldu. Masal oldu, hayal oldu.
Çok üzgünüm Ankara Ankara’ya yıllarca yapılanları kusuyor. Dereler taşıp canlar alıyor. Belki imara açılan bu yerlerin alt yapıları iyi planlansa idi dereler bu derece taşmaz canlar gitmezdi.
Bence Türkiye’nin Dünya’ya açılan başkenti bunu haketmiyor. Ya sizce?
Saygılarımla.
YORUMLAR
Fatma Hanım,
Mükemmel bir yazı.
Kutlarım.
Keskin kaleminize sağlık.
Bildiğim kadarı ile kapatılan Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesinin yanı sıra artık burada, orman ve çiftlik havası solumak da mümkün değil.
Bizim nesil adına üzücü olan şudur ki; Cumhuriyetimizin ve ATA'mızın mirası olan, hiç bir değere, sahip çıkamaz haldeyiz.
Gelecek nesiller, bizi affetmeyecektir.
Ayrıca insan ve hayvan sevgisi ile dolu şefkatli babanıza da rahmet diliyorum.
Ruhu şad olsun.
Saygılarımla...
Sağlıcakla kalın.
Şehircilik demek medeni bir toplum inşa etme sanatı demektir.
Bu ise şehri şehir yapan olmazsa olmazlardır.
Dünya ölçeğinde belli bir standardı yakalamak ve ilerlemek istiyorsanız eğer; kentleşme kültürüne ve yaşam kalitesine gereken titizliği göstermelisiniz.
aksi halde ise en güzelini sizler yazıda kaleme alarak ifade etmişsiniz zaten
tebrikler,
nice saygılarımla