- 423 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
EĞİTİMDE KÖTÜYE GİDİYORUZ
DİNLEME, ANLAMA, SÖZ ALIP KONUŞMA, KONUSUNDA ÇOK GERİLEYEN BİR TOPLUM HALİNE GELDİĞİMİZİ BİR ÖĞRETMEN OLARAK ÜZÜNTÜYLE TEŞHİS EDİYORUM.
BUNUN ÇEŞİTLİ NEDENLERİ VAR TABİ.. EN ÖNEMLİ NEDENLERİNDEN BİRİ DE ADAB-I MUAŞERET,GÖRGÜ VE SAYGI AÇISINDAN HER GEÇEN GÜN KAN KAYBEDEN BİR TOPLUM HALİNE GELMEMİZ...
NEDEN BÖYLE OLUYOR? NİYE BU KONULARDA GERİLİYORUZ? BUNUN DA BİR DEĞİL BİRÇOK NEDENİ VAR.
BİR KERE KİTLESEL DENETİM MEKANİZMALARINI YİTİRDİK. ÖRNEĞİN ESKİDEN OLDUĞU GİBİ BÜYÜKLER ,YETİŞMEKTE OLAN KUŞAKLARI
YAPTIKLARI YALNIŞLAR KONUSUNDA ARTIK SORGULAYAMIYORLAR.BUNA HER BİRİ KENDİSİNİ UZMAN ZANNEDEN EBEVEYİNLER İZİN VERMİYOR.
GENÇLER ,BİRBİRLERİNİ DİNLEYEN,BİRBİRLERİNİN SÖZÜNÜ KESMEDEN KONUŞAN,SAYGI AÇISINDAN GÜZEL ÖRNEKLER SERGİLEYEN AİLE ORTAMLARINDAN ÇOK UZAKLAR.
BİR ÇOK GENÇ KOMŞUSUNA SELAM VERMEYEN ANNE BABAYA SAHİPKEN, BİZ ONLADAN ÖĞRETMENLERİNE ,SOKAKTA KARŞILAŞTIKLARI İNSANLARA SELAM VERMELERİNİ BEKLİYORUZ. BİRBİRLERİNİ DİNLEYEN ANNE BABALARA SAHİP OLMAYAN GENÇLERDEN SINIF ORTAMLARINDA KONUŞANI DİNLEME DAVRANIŞI BEKLİYORUZ. KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI EDİNEMEMİŞ GENÇLERDEN DÜZGÜN CÜMLELER KURMALARINI İSTİYORUZ. OTUZU GEÇMEYEN SÖZCÜKLE GÜNÜ GEÇİREN, EKSİLTİLİ CÜMLELER KURARAK BİR SOHBET HAVASI YARATAMAYAN BU KUŞAKTAN OKUDUKLARINI YA DA DİNLEDİKLERİNİ ANLAMALARINI VEYA YORUM YAPMALARINI BEKLİYORUZ.
BUNLARI BEKLEMEYELİM TAMAM. PEKİ SEYREDİP KAYITSIZ MI KALALIM? TABİ Kİ HAYIR! BUNUN İÇİN ÖNCELİKLE BU ÜLKEYİ YÖNETENLERİN DEVREYE GİRMESİ LAZIM. YETKİLERİNİ KULLANARAK DERHAL GENÇLERİMİZİ LİSELERDE PROFÖSÖR YAPMAKTAN VAZ GEÇMELERİ LAZIM.MÜFREDAT YÜKÜNÜ HAFİFLETİP HER ŞEYİ VERMEK İSTEYİP DE HİÇBİR ŞEY VEREMEMEK YERİNE
VEREBİLECEĞİMİZ KADAR BİLGİ VERİP ONLARIN DOĞRU EĞİTİLMELERİNİ SAĞLAYAN YENİ SİSTEMLERLE BULUŞMALARINISAĞLAMALARI LAZIM.
OKUYAN ,DİNLEMEYİ BİLEN.OKUDUĞUNU DİNLEDİĞİNİ ANLAYAN,YORUMLAYAN,
SENTEZ YAPABİLEN, HER ŞEYİ KÖRÜ KÖRÜNE KABUL ETMEYEN, SORGULAYAN GENÇLERİ TOPLUMA HIZLA KAZANDIRMAMIZ LAZIM. BUNUN İÇİN TOPLUMUN BÜTÜN DİNAMİKLERİNİ HAREKETE GEÇİRMEK GEREKİR.BASIN- YAYIN, GÖRSEL MEDYA, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ TOP YEKÜN HAREKET ETMELİ, ÇEŞİTLİ PROGRAMLARLA AİLELERİ EĞİTMEK ;TOPLUMUN BÜTÜN KESİMLERİNİ EĞİTMEK AMAÇLANMALI, ÜNİVERSİTELER SEMİNER VE KONFERANSLARLA EĞİTİMİ DESTEKLEYİCİ KATKILAR SUNMALIDIR.YOKSA ŞİMDİ HİKAYESİNİ ANLATACAĞIM TİRAJI-KOMİK DURUMLARLA KARŞILAŞIRIZ.
’’Edebiyat öğretmeni olarak okulun kırk-elli kadar öğrencisini gençlere yönelik birçok roman yazan bir bayan yazarımızın konferansına götürüyorum .mesafe uzak olmadığından yaya intikal ediyoruz. gençlerden biri yanıma sokuldu yol boyunca sohbet ettik.Bu genç edebiyata ilgi duyduğunu, edebiyat öğretmeni olmak istediğini söylüyordu. Konferans başladı.yazarımız:’’ 16 YAŞIM’’ Adlı kitabının içeriğinden bahsettikten sonra aşağı-yukarı 20 dakika kitabı yazma nedenini ,amacını hedef kitlesinin kimler olduğunu açıkladı.Daha sonra dinleyicilerin sorularına cevap verebileceğini söyledi. Edebiyat öğrencisi olmak isteyen gencimiz ısrarla elini havaya kaldırınca sevinmiştim.Fakat sorduğu soru beni hayal kırıklığına uğrattı.Yirmi dakika kitabı yazma nedenini anlatan yazarımıza,’kitabı yazma nedeniniz nedir?’ diye sormuştu çünkü...
BEDRİ KARAARSLAN
YORUMLAR
Bugün iki enteresan yazı var Defter'de...
Bu makalenin konusu da beni yakından ilgilendirdiği için severek ve ilgiyle okudum.
Hocam, eğitimci olmanın en büyük zorluğu sanırım, bazen bu gibi dilemmalar karşısında insanın kendisini "eli kolu bağlı" hissediyor olmasıdır. Zira yetkiler sınırlıdır ve hem profesyonel olmak gerekiyor; hem de öğrnenci ve velilerle ilişkide mesafeli olmak ki zaman zaman içinden çıkılmayan bir labirenti andırır. Bir de buna direktifleri ve şart koşulan uygulamaları dahil edersek; işin içinden çıkılır gibi değil...
Öğretmen olmanın en büyük zorluğu pratikte, yani okul ortamında tanık olunandır. Herbir öğrenciye bütün vaktini ayırıp, özveriyle yardımcı olmaya çalışsanız bile; yetersizlik hissinin verdiği sıkıntı ve öfkedir sonuçta en çok üzen. Benim tecrübem bu!
Çok güzel bir öneriylen gelmişsiniz: toplumda bulunan bütün kuruluşların aktif olarak yeni çözümler üretmeleri ve ailelerin eğitimi için yollar bulmaları ki gerçekten de önemli...
Ben buna bir de dejenere olan toplum yapısını (medya, teknik araçların yanlış kullanımı, bilgi yetesizliği vs) ve sosyo ekonomik etkenler ve dahi genel huzursuzluğun artışını da eklemek isterim...
Kaldı ki, öğrencilerin başarısı için sadece okullarda verilen derslerin, bilginin yeterliliğine inanmayanlardanım. Sizinde verdiğiniz örnekler gösteriyorki; ortak bir uyum ve hedef yoksa ev + okul + toplum üçgeni arasında; verilen emeklerin karşılığını almak pek mümkün olmaz...
Umarım işinizi kolaylaştıracak değişiklikler, gelişmeler olur, en kısa zamanda. Ki bu her şeyden önce, gençlerimizin gelecekleri için çok önemlidir.
İyi ki kaleme almışsınız bu sorunu.
Çok teşekkür ederim aydınlatıcı yazınız için.
Saygı ve selamlar, hocam.
Bedri Karaarslan
Düzeleceği konusunda umudum çok yüksek mi derseniz malesef değil.
Bunun için topyekün değişim gerekiyor 50- 100 yıllık süreçler gerekiyor. Bizimkisi kendimizi rahatlatmak. Ama fikirler üretilecek ki farkındalık artsın diyorum selam ve sevgiler.