- 288 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
FUZULİ.
FUZULİ KİMDİR?
Kesin olarak doğum tarihi bilinmese de, 1483’te Akkoyunlular devrinde, şimdiki Irak bölgesinde Kerbela veya Kerkük iline bağlı bir semtte doğduğu tahmin edilmektedir. Herkes tarafından Fuzuli olarak bilinen Mehmet Bin Süleyman, müftü bir babanın oğludur. Rahmetullah adındaki bir öğretmen tarafından eğitim görmüştür. Sonraki eğitimi hakkında net bir bilgi olmamakla birlikte; eserlerinden anlaşıldığı üzere İslâmi bilimler ve dil alanında çok önemli bilgilere sahiptir. Bu alanların yanı sıra astronomi ve Türkçe Divanı alanlarında da uzmanlaşmıştır. Şiirleri, Arapça, Farsça ve Azerice dilindedir. Fiziksel zevklerden ziyade, tasavvufi bir aşık olarak nitelendirilmektedir. Özlem, ayrılık acısı gibi temaları şiirlerinde işlemiştir.
Türkçe Manzum Eserleri: Beng ü Bade, Kırk Hadis, Su Kasidesi, Leyla İle Mecnun, Şikâyetname, Risale-i Muammeyat
Farsça Manzum Eserleri: Divan, Heft Cam, Sehhat o Ma’ruz, Enis-ül Kalb
Arapça Eserleri: Matlau’l-itikad, Divan
Fuzuli, gelmiş geçmiş en büyük Divan Edebiyatı şairlerinden birisidir. Irak’ın Kerbela kentinde doğduğu varsayılan Fuzuli, Bağdat’ta öğrenimini tamamladı. Safevi Türk İmparatorluğu’nın en parlak döneminde şairane ruhunu ortaya koymuştur. Kanuni Sultan Süleyman, Bağdat’ı 1543 yılında fethettiği sırada, Fuzuli ona bir kaside yazıp sunmuştur. Ayrıca Damat İbrahim Paşa, Nişancı Celâlzade Mustafa Çelebi gibi devlet büyüklerine de çeşitli kasideler yazmıştır. Sultan Süleyman’a yazdığı kaside nedeniyle, Kanuni günde 9 akçe ile ödüllendirdi. Bu ödülü kabul etmemesi üzerine Nişancı Celâlzade Çelebi’ye yazdığı bir mektup, tüm Türk halkı tarafından Şikâyetname olarak ün kazandı.
Divan edebiyatı üzerinde büyük bir etkisi olan Fuzuli, şiirlerinde Azeri şivesini tercih etti. Kullandığı üslûp ile çok sevilen ve halk tarafından benimsenen bir şair olmasını sağladı. Temaları ve edası gereği, klasik divan şairlerince, günümüze kadar tüm eserleri dilden dile dolaştırılmıştır. Arapça, Farsça ve Türkçe olmak üzere, üç çeşit divan türünü kullanmıştır.
Türk şiirlerinden Nevai ve Nesimi, İran şiirlerinden ise Hâfız çizgilerini çok başarılı bir şekilde kaleme almıştır. Fuzuli’den sonra gelen tüm şairler, onun etkisinde kalmış ve eserlerinin büyük bir çoğunluğunda Fuzuli’nin kalemi üzerinde çalışmalarına devam etmişlerdir. 1556 yılında Kerbela’da görülen salgın hastalığa yakalanır. Bu veba sonucunda hayatını kaybetmiştir.
Divan edebiyatının önde gelen şairlerinden birisi olan Fuzuli’ye göre şiir, insanı yüceltecek ilâhi bir hediyedir. Aşk, güzellik, ruh ve beden düşüncelerinin tümünü ‘’Sıhhat u Maraz’’ yazısında tasavvufi nitelikte aktarmayı başarmıştır. Tasavvuf felsefesi temeliyle hayat görüşünü ve dünya görüşünü, ‘’Leyla ile Mecnun’’ eserinde ortaya koymuştur. Istırabı, aşkı, dünyevi zevklerin boşluklarını ölüm düşüncesinin olağandışı lirizm ve sanat ifadeleriyle tecelli etmiştir. Her yönüyle aşk şairidir. Kasidelerinde ise söz sanatlarına yer vermiştir. İslam kültürünün vazgeçilmez unsurlarından birisi olmuştur.
YORUMLAR
Üçyüz sayfalık bir roman yazdım ve kitap olarak bastırdım.
Bu kitap bilim kurgu sınıflamasına girdi fakat ben öylesine içimden geldiği gibi yazmıştım.
Abartma olmazsa kitabı iki haftada yazdım,öylesine içine girdimki gece gündüz hep yazdım.
O zamanlar bilgisayarım yoktu ve elle yazmıştım.Daha sonra bilgisayara aktarıp kitap olarak yayımlattım.
Bunları neden yazıyorum üstad,kitabıma baş kahraman olarak bir isim bulmaya çalıştım ve o kadar isim arasından ortaya Fuzuli çıktı.
Bu Fuzulinin başından öylesine işler geçtiki emin olun kitabı yazmama rağmen bende şaşırıp kaldım.
Kendim yazdım ve yirmi kez okudum desem yalan olmaz.
Sonuçta kitabın kahramanının adının neden Fuzuli olduğunuda çözemedim hatta hayatı hakkında bilgim bile yoktu.
Yazınızı zevkle okudum ve böylece Fuzuliyi tanımış oldum teşekkür ederim.