yazı
iki ton koyulaştım. hepsi geçince “ry cooder” diye bağıracağım. buradan itibaren iskeletimi sıyırıp fraktal bir döngüye zemin hazırlıyorum. böyle etnik elemlerim var mikail. yani bir çığlığın altını dolduracak şekilsel bütünlükten lisan-ı ahvaldan- bak uyduruyorum- uzağım. eve dönünce taşlaşmayı bekliyorum sonra bunu sektirip fırlatmak tek temennim oluyor. bahsederken çoğunlukla uyuyan bir kedim var hiç bu kadar olmamıştım. balık gözleri atlıyor puldan tanrımızı buzdolabının kapağına asıyoruz. birileri happy birtdayle karanlık odaya giriyor. (öyle bir şey olmuyor)
burada ekmek dört lira mikail. düşünebiliyor musun son beş gün. sorun ne bilmiyorum.