- 302 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI / BÖLÜM 11
Salona girince Hafsanur’un gözleri şaşkınlıkla açıldı.
‘’ Bu masayı sen mi hazırladın Vladimir?’’
‘’ Ne sandın ya az bile yaptım.’’
‘’ Ben bekleyemeyeceğim çok açım. Hemen oturalım sofraya.’’
Karnımızı tıka basa doyurduk. Kahveleri ben yaptım. Sonrada televizyonun karşısına geçip dizi izlerken, saatin ne zaman 12 olduğunu anlayamadık. Bu sırada kapının zili çalınca, Vladimir,
‘’ Hah bizimkiler geldi.’’
‘’ Kimler geldi?
‘’ Ablamla kuzenim geldi. Ben kapıyı açmadan şu zarfı vereyim, çantana koy.’’
Benim Vladimir’e vermiş olduğum dosyayı bana iade etti. Kapıyı açarken, bende dosyayı çantama tıkıştırdım. Biraz sonra genç bir kızla, büfeye gelen kadın içeri girdi. Vladimir,
‘’ Ablam Olga, kuzenim Drohty.’’
‘’ Boşuna uğraşma Vladimir, ben bu gün hafsanur’la tanıştım.’’
Kendisine şaşkınlıkla bakan kıza, aynı şaşkınlıkla bakmaya başladı. Karşısındaki kız sanki ikiziydi. Vladimir gülmeye başladı. Bu sırada Hafsanur, Vladimirin gülüşünü keserek,
‘’ Bu gün oluşan tatsız durum için özür dilerim Olga.’’
‘’ Esas beni özür dilemem lazım galiba. Çizgiyi aştım. Yalnız burada benim sözüm geçer. Drothy, misafir odasını hazırla. Bu saatten sonra genç bir kızın tek başına sokaklarda işi olmaz.’’
‘’ Ama sizi rahatsız etmeyeyim.’’ Vladimir,
‘’ Ne rahatsızlığı ablam seni biraz erken kaldırır. Ben de seni büfeye bırakırım.’’
‘’ Bana da tamam demek kalıyor.’’
Biraz daha oturduktan sonra, herkes odasına çekildi. Sabah erkenden kalktık. Vladimir tam saatinde beni büfeye bıraktı. Ayrılmadan önce sormadan edemedim,
‘’ Dosyayı niye geri verdin?’’
‘’ Sevdiğim kızın ülkesine ihanet edemem. Üzgünüm Hafsanur. Bir daha beni göremeyeceksin.’’
‘’ Beni böyle ortada mı bırakacaksın?’’
‘’ Benim hayatım zaten bitti. Senin hayatını da tehlikeye atamam. Kendine iyi bak.’’
****
Güvenç Bey, sinirli sinirli Hürrem’in yanına geldi.
‘’İşler ters gitmeye başladı Hürrem. Gönderdiğimiz dosya Rus dostlarımızın eline geçmemiş. Biraz önce Andrev aradı çok sinirliydi. Böyle giderse Rus’larla başımız derde girecek.’’
‘’ Öncelikle rahatlayın Güvenç Bey. Sinirlenmekle bir şey elde edemeyiz.’’
İlayda, Güvenç Beyi yatıştırmaya uğraşırken, Hafsanur’da Büşra Amiri aradı. Bu sırada istemsiz olarak gözü duvar dibinde oturan boyacıya takıldı.
‘’ Bu adamda bir şeyler var ama anlamadım gitti. Bütün gün gözü benim üzerimde’’ diye düşünürken, Büşra Amirin sesini duydu.
‘’ Hafsanur, ters giden bir şey mi var?’’
‘’ Amirim ben anlatayım siz karar verin. Dün gece Vladimir’in evine gittik. Bir ara pencereden sokağa baktım. Bizim boyacı evi gözetliyordu. Bu normal bir şey mi? Neyse dosyayı Vladimir’e verdim.-‘’
‘’ Sen ne dediğinin farkında mısın? Rus ajanının evine gidiyorsun? Maazallah ya bir şey yapsaydı?’’
‘’ Bir şey yapmaya teşebbüs etseydi başımın çaresine bakardım. Amirim ters bir şey yapmadığı gibi, dosyayı bana iade etti.’’
‘’ Anlamadım?’’
‘’ Bende onu diyorum Amirim.’’
‘’ İade etmesinin sebebini de söyledi mi? Gerekçesi neymiş?’’
‘’ Sevdiği kızın ülkesine ihanet edemezmiş.’’
‘’ Ateşle oynuyorsun Hafsanur. Bu hiç iyi olmadı. Halil Beyle görüşmem lazım, bu çok önemli gelişme. Boyacıya gelince, o boyacı Kıdemli Başkomiser, İlhan Bolat. Sivas Asayişten bize tayini çıktı. Bende senin koruman olarak görevlendirdim.’’
‘’ Bu şimdi mi söylenir Amirim?’’
‘’ Takma kafana şimdilik dosya sende kalsın.
‘’ Emredersin Amirim.
****
‘’ Çok kötü oldu’’ diye söylendi Andrev, ‘’Vladimir’in yaptığı af edilir bir şey değil. Şimdi bir de Yunan’lı dostlarımıza hesap vermek zorunda kalacağız.’’ İgor,
‘’ Önce sen Başkonsolosa nasıl hesap vereceksin onu düşün.’’
‘’ Merak etme Başkonsolosu ikna ederim ben.’’
Daniel, sigarasını kül tablasına bastırıp söndürdükten sonra, doğrudan Andrev’e hitap ederek, konuşmaya başladı,
‘’ Türkiye, son dönemde, hava sahasında büyük atılımlara başladı. Bunun en iyi göstergesi silah sanayii. Yeni vurucu gücü, Çakır Seyir Füzesi. Bunun hakkında bildiklerini bizimle paylaşır mısın?’’
Andrev, biraz düşündükten sonra, ‘’ Anlatacaklarım şimdilik söylentilerden ibaret şeyler olacak. Eğer dosya elimize geçse idi, daha net konuşabilirdim. Daniel,
‘’ Sen yine de anlat. Kulaktan dolma da olsa bilgi sahibi olalım.’’
‘’ Bu seyir füzesinin menzili, 150 Km, ağırlığı, 275 kg. Füzenin çapı, 275 mm. Harp başlığı ağırlığı, 70 kg. Harp başlığı tipi ise, yüksek patlayıcı yarı delici parçacık etkili termobarik. Uçuş modu, Turba set motor.’’ Daniel,
‘’ Dur yeter buraya kadar anlattıklarını hazmedelim, daha sonra devam edersin.’’
Daniel, oturduğu sandalyeden kalkarak, arkadaşlarına çay servisi yaptı ve sigarasını tazeledikten sonra, yerine oturup,
‘’ Devam edebilirsin.’’
‘’ Kaldığım yerden devam ediyorum. Fırlatma motoru, Katı yakıt. Fırlatma motoru seyir hızı, yükses ses altı ( 0,75- 0,85 Mach). Kullanılacak platform, Sabit döner kanatlı var araçları SİA, SİDA, Taktik tekerlekli kara aracı, Su üstü platformlar. Benim size verebileceğim bilgi şimdilik bu kadar arkadaşlar.
İgor,
‘’ Benim anlayamadığım şey Andrev. Neden Yunan’lılar? Tamam, şunu anlayabilirim, bizim safımızda yer alan dost bir ülke. Yarın, öbür gün, ne malum bize karşı kullanmayacakları?’’
‘’ Bizim görevimiz bunları düşünmek değil, kaldı ki elimiz hala boş. O Türk kızı, bütün planımızı bozdu. Şimdi esas konuya dönelim. Vladimir ile Türk kızını ortadan kaldırma görevini ben üstleniyorum.’’ İgor,
‘’ Türk İstihbaratını karşımıza alacağız.’’ Andrev
‘’ Bırak şu uyuşukları, onların dünyadan haberi yok. Altlarından sandalyelerini çekip alsan haberleri olmaz.’’
Daniel,
‘’ Göreceğiz bakalım, haberleri var mı yok mu? Konuşacağımız başka bir şey kalmadı ise, ben çıkıyorum.’’ Andrev,
‘’ Dağılıyoruz arkadaşlar, benden haber bekleyin. Unutmadan söyleyeyim bu toplantıdan Başkonsolos Beyin haberi olmayacak.’’
Arkadaşları toplantı salonunu boşalttıktan sonra Andrev düşünmeye başladı. Acaba acele mi ediyordu? Vladimir bir şansı daha hak ediyor mu? Ama diğer taraftan adam davalarına düpedüz ihanet etmişti. Üstlerine Vladimir değil kendisi hesap verecekti. Masanın üzerindeki telefonuna uzanarak, Güvenç Beyin numarasını tuşladı. Karşı taraftan sekreterinin sesini duyunca, yüzünü ekşiterek,
‘’ Nasılsınız Hürrem Hanım? Güvenç Beyin telefonuna damı siz bakıyorsunuz?’’
‘’ Kendisi dışarı çıkarken telefonunu burada bırakırsa, not almak için ben bakıyorum. Güvenç Bey 10 dakikaya kadar burada olacak.’’
‘’ Lütfen aradığımı söylerseniz memnun olurum. Kendisiyle yüz yüze görüşmek istiyorum. Çok önemli.’’
‘’ Andrev Bey mesajınızı ileteceğim.’’
Telefonu kapatan Andrev, ‘’ Bu kız gerçekten çok akıllı. Adımı vermediğim halde sesimden beni tanıdı.’’
Toplantı salonunun kapısını kapattı. Kendine bir bardak çay doldururken vazgeçip büfeden votka şişesini alarak kadehe lüzum görmeden kafaya dikti. Masanın üzerindeki paketten bir sigara çıkartarak yaktı ama bir nefes çekmeye fırsat bulamadan telefonu çalmaya başladı. Arayan Güvenç Beydi.
Andrev, tereddüt etmeden telefonu açmasıyla beraber Güvenç Beyin sesini duydu.
‘’ Beni aramışsın Andrev bir terslik mi var?’’
‘’ Sizinle mutlaka buluşmamız lazım efendim. Çok önemli bir gelişme oldu.’’
‘’ Yarın saat 10 da Tarabya’da benim gittiğim lokalde buluşalım.’’
‘’ Bu gece buluşamaz mıyız efendim?’’
‘’ Demek o kadar önemli, ne yapalım bu geceki randevumu iptal edeceğim. Akşam saat 20 de lokalde buluşacağız. Aç gel yemekler benden.’’
‘’ nasıl isterseniz efendim.’’
Telefonu kapatan Güvenç Bey, Hürrem’e seslendi,
‘’ Hürrem yanıma gelir misin?’’
‘’ Buyurun Güvenç Bey.’’
‘’ Bu akşam Ferdi beyle olan randevumu bir şeyler uydurup iptal et. Benim çıktığım lokalden masa ayırt.’’
‘’ Baş üstüne efendim.’’
Hürrem odasına geçince, nasıl bir terslikle karşı karşıya kaldıkları konusunda kafa yormaya başladı. İşin içinden çıkamayınca, ofisten çıkıp, hava almak daha çok işine gelse de, Hürrem’in yanına uğradı.
‘’ Hürrem, kızım bu akşam önemli bir işin var mı? Akşamki yemekte bana eşlik eder misin?’’
‘’ Çok isterdim ama kıyafetim uygun değil efendim.’’
‘’ Kıyafeti boş ver, gelecek misin? Ama yorgunum dersen, söyleyecek sözüm yok. Malum torun.’’
‘’ Tabi ki gelirim efendim.’’
****
‘’ Karnımı doyurmadan iş konuşması yapmayı sevmiyorum Andrev. Sende bu arada menüye bir göz atıver. Hürrem’i tanıyorsun sekreterim. Daha da fazlası olduğunu söyleyebilirim, kızım sayılır.’’
‘’ Biliyorum efendim.’’
Yenilen güzel bir öğle yemeğinden sonra, Andrev daha fazla sabredemedi,
‘’ Hürrem Hanım izin verirse, konuşmamıza balkonda devam edebilir miyiz?’’
‘’ Hürrem, bize birkaç dakika izin verirsin değil mi?’’
‘’ Tabi efendim, bende bu arada tatlımı yiyebilirim.’’
Lokalin balkonuna çıkarken, yüzlerine hafif bir esinti çarpması Güvenç Beyin hoşuna gitmişti.
‘’ Beni buraya boşuna çıkarmadın Andrev? Seni dinliyorum.’’
‘’ Son işimiz elimizde patladı efendim.’’
‘’ Anlayamadım? Patladı derken, ne demek istedin?’’
‘’ Vladimir, dosyayı bize teslim etmedi.’’
‘’ Deli mi bu adam? Dosyayı nasıl teslim etmez?’’
‘’ Çok güvenilir bir kaynaktan aldığım habere göre dosyayı, Büfede çalışan kadına geri vermiş.’’
‘’ Emin misin? Bu çok kötü oldu. En kısa zamanda dosyayı geri almamız lazım. Yoksa iş daha da kötüye gider. Yine de sen merak etme. Kızdan dosyayı almanın bir yolunu bulacağım.’’
Masaya döndüklerinde, Hürrem’in can sıkıntısıyla kendilerini beklediğini gördüler,
‘’ Kusura bakma kızım, önemli bir konuydu. Bunu daha sonra telefi edeceğim. Önce seni eve bırakayım, oradan da benim eve geçerim. Kalkalım mı?’’
‘’ Siz nasıl isterseniz efendim.’’
****
Evden içeri girer girmez, Tarık Ahmet başına dikildi.
‘’ Bu saate kadar neredesin. Meraktan öldüm, seni dinliyorum.’’
‘’Yok, be Tarıkçığım, patronum beni iş yemeğine götüreceği tuttu.’’
‘’ Böyle durumlarda telefon denen bir şey var. Bir alo diyemedin mi?’’
‘’ Özür dilerim kocacığım bir daha tekerrür etmeyecek. Çok yorgunum. Hemen yatalım.
Sabah ofise gelen Güvenç Beyin ilk işi Adnan’ı aramak oldu. Kırk beş dakika sonra Adnan karşısında hazırolda bekliyordu.
‘’ Buyurun Güvenç Bey sizi dinliyorum.’’
‘’ Aferin Adnan, hep böyle ol. Seni çağırdım mı karşımda hazırolda olacaksın. Şimdi gelelim seni niçin aradığıma. Hani bir zamanlar karı koca tetikçi arkadaşların vardı. Onları görüyor musun?’’
‘’ Evet efendim sık sık görüşüyoruz.’’
‘’En kısa zamanda onlarla tanışmak istiyorum.’’
‘’ Emredersiniz Güvenç Bey, yarın uygun mu?’’
‘’ Yarın öğleden sonra saat üçte burada karşımda olsunlar.’’
‘’ Baş üstüne Güvenç Bey.’’
Adnan, çıktıktan sonra, keyfi iyice yerine gelen Güvenç Bey Hürrem’den sabah kahvesini istedi. Adeti olmadığı halde birde sigara yaktı. Sigaranın kokusunu duyan Hürrem,
‘’ Güvenç Bey görüyorum ki yine yaramazlık yapıyorsunuz. Sigara da neyin nesi şimdi?’’
‘’ Şu anda sen bile keyfimi bozamazsın kızım. Bir kahvede kendine al karşılıklı içelim.’’
‘’ Hadi öyle olsun efendim, ama bu son olsun.’’
‘’ Unutmadan söyleyeyim Hürrem, yarın öğleden sonra izinlisin. Bazı arkadaşlarım gelecek, biraz densizdirler. İleri geri konuşurlar rahatsız olmanı istemem.’’
‘’ Bende kontrole gidecektim bu izin iyi oldu Güvenç Bey.’’
‘’ Kontrollerini sakın atlama karışmam haberin olsun.’’
‘’ Baş üstüne efendim, sizi bir gün önceden haberdar ederim.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.