- 266 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
The Animals 11. Bölüm
11. Bölüm
Reli, yol boyunca her molada kasiyerlere, çalışanlara İras Lindovs’un resimlerini gösterdi. Hepsinden olumsuz cevaplar aldı. Lupus Husky ve Reli Hermanni, Blongbang limanına yorucu ve kötü bir yolculuğun ardından varabildiler.
Yorgunluktan bitap düşmüş bir halde kalabilecekleri bir otel buldular. Otelin adı Renkli Düşler Oteliydi. Lobide görkemli bir geyik çalışıyordu. Boynuzları devasa büyüklükteydi. Bu boynuzlarla etrafı dağıtmadan, bir şeyler düşürmeden nasıl çalıştığını düşündü Husky.
Reli, artık bir kâğıt rütieli haline gelen resimleri lobi çalışanına gösterdi. Yine olumsuz yanıt aldı fakat, geyiğin bir şeyler sakladığını hissetmişti.
‘Bana yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum.’
Geyik bu durumdan pek memnun kalmamıştı.
Boynuzlarını dikkatlice çevirerek ‘Pek sanmıyorum.’ Dedi.
Reli, avını köşeye sıkıştırmıştı. Yabani bir hayvan gibi sert sert geyiğe baktı. Gözlerinden ‘Beni kandıramazsın.’ İfadesi akıyordu. Cebinden artık eskimeye başlayan resimleri tekrar çıkardı. Geyiğin bakışlarından İras Lindovs’u gördüğünü şimdi daha iyi anlıyordu.
‘Bu işe bulaşmak istemiyorum ama yol sorana yol göstermek adetimizdir. Gösterdiğin bu kazı gördüm. Bu kaz ilk gördüğüm andan beri beni tedirgin ediyor.’
‘Hala buralarda olabilir mi?’
‘Büyük bir ihtimalle burada. Kaçak olarak limanda çalışmış olabilir. Blongbang Limanı, Tivalas şehrinde yer alan oldukça işlek bir liman. Liman, gemilerin yanaşabileceği kadar derinliğe sahip değil. Bu nedenle gemiler limana iplerle belirlenen sınıra kadar yanaşabiliyor. Bu noktadan sonra taşıma işlemi hayvanların kendi beden gücüyle yapılıyor. Bundan dolayı bu limanda iş bulmak ve hamallık yapmak çok kolay.’
Reli, dinlediklerinden hareketle İras Lindovs’a bir adım daha yaklaştığını düşündü. ‘Adım Reli Hermanni bu da yol arkadaşım Lupus Husky. Eğer bir haber alırsan bize ilet lütfen.’ Cebinden hatırı sayılır bir bahşiş çıkardı ve geyiğe uzattı.
‘Memnuniyetle efendim. Benim adım da Sığın. Başka bir haber alırsam mutlaka iletirim.’
Reli ve Husky o geceyi dinlenerek geçirdiler. Dışarıdan gelen eğlence ve müzik seslerini dahi duymadılar.
Ertesi gün ilk iş olarak limana gittiler. Arabayı park ettiler. Limanı görebilecekleri bir yerden İras Lindovs’u görmeyi umdular. Orada durarak yük taşıyan hayvanlara tek tek baktılar. Çeşit çeşit hayvan limandan ya yük indiriyor ya yük taşıyor ya da limana ulaştırılan malları istifliyordu.
İras Lindovs uzaktan tuhaf kaplumbağa kıyafetiyle ve tümüyle farklı olan Reli Hermanni’yi gördü. Gördüğü manzara karşısında çok şaşırmıştı. Bakışlarından şaşkınlık hakimdi. Reli’yi o halde görünce ona acıdığını hissetti. Arkasını döndü ve bir anda ortadan kayboldu.
Husky ‘Hemen harekete geçmemiz lazım dedi. Paydos zili çalmadan ya da yemek molası verilmeden orada çalışanlara İras’ı sormalıyız.’
Kalabalığa doğru yaklaştılar. Çalışanlar Reli ve Husky’i bir anda yanı başlarında görünce mola zili çalmış gibi durdular. Artık sadece balıkçıl kuşların sesleri vardı. Tüm gürültü ve karmaşa bitmişti.
İhtiyar bir at tüm işi bırakarak yüksekçe bir yerden onları karşısına aldı.
‘İş isteyecek gibi bir haliniz yok. Mesele nedir?’
Husky birkaç adım öne çıktı. ‘Biz bir kazı arıyoruz.’
Gırtlaktan gelen sessiyle ‘Burada sadece yükleme yapan günü birlik işçiler çalışır. Aradığınız kazın burada olduğunu nereden bilelim.’
Diğer hayvanlarda işi gücü bırakıp olup bitenleri izlemeye gelmişti. Reli ve Husky farkında değillerdi ama bir hayvan çemberinin içerisine girmişlerdi.
‘Biz de emin değiliz vaktiniz olursa birkaç resim göstermek istiyoruz.’
Sesi de yüzü kadar ciddi olan yaşlı at birkaç adım daha öne geldi. Sanki iki düşman askeri az sonra çarpışacak gibiydi.
‘Eşini öldüren Domuz Suso Barbatusin’a 2. Derece cinayetten ömür boyu hapse tıktırmışsın. Bu çok adil bir karar. Bunu kabullenmesi yetmiyormuş gibi bir de İras’ın peşine mi düşüyorsun?’
İhtiyar atın hemen arkasından Kaz İras Lindovs göründü.
Reli’nin kalbi yerinden çıkmış gibi kan pompalamaya başlamıştı. Günlerdir aradığı, laneti kaldırması için aklında bin bir çeşit konuşma planı yaptığı kaz tam karşısındaydı. Burnundan nefesler almaya ve heyecanını bastırmaya çalışıyordu. Avuç içleri terlemeye başlamıştı.
Husky’nin hemen ardında duran Reli kendilerini çevrelemiş hayvan kalabalığına dönerek ‘Bakın, bunu anlamanızı beklemiyorum ama sadece adaleti sağladım.’
İras Lindovs kanatları açık bir vaziyette kalabalığın ortasına gelmiş olan Reli’nin tam karşısına geçti. Asıl dövüşü yapacak olan onlar gibiydi. ‘Sen aşağılık bir yaratıksın. Verdiğin karar yüzünden neler çektiğimi bilemezsin. Şimdi seni ve arkadaşını burada gebertmemizi istemiyorsan arkanı dön ve çek git. Ne senin benden alacağın bir şey var ne de benim senden alacağım bir şey var.’
Reli, hipnotize olmuş gibiydi. Onca yolu bu lafları duymak için gelmemişti. Kendisine bir lanet daha yapılmış gibi hareketsiz ve ifadesiz bir şekilde öylece kaldı. Bu durumu zincirini koparan bir hayvan gibi üzerinden bir anda attı.
Bunca kötü zamanı, yolu, mücadeleyi, gördüğü rüyaları, aklında biriken onca soruyu, uykusuz ve tedirgin geçirdiği onca geceyi bu lafları duymak için miydi? Derin bir nefes aldı ve kendisini kontrol etmeye çalıştı.
‘Asla, bunca yolu bu lafları duymak için gelmedim.’ Diye çıkıştı.
İras Lindovs açık kanatlarıyla Reli Hermanni’nin etrafında dönmeye başladı. Onu tepeden tırnağa kadar süzüyordu. ‘Demek bu lafları duymak için gelmedin. Ben neyi ve neden yaptığımı gayet iyi biliyorum. Normal şartlarda göçmen hayvanlar gibi geldiğimiz, gezdiğimiz yerlerden çeker gideriz. Her zaman böyle yaparız. Bu defa kendi adaletimizi kendimiz sağladık.’
Sol gözü kör olan İras sağ kanadını kaldırdı. Reli’nin göz hizasına kadar. Olabildiğince yumruk yaptı. Sinirli olduğu bariz şekilde belliydi. Az daha zorlasa kanatlarındaki tüyleri rahatlıkla kırabilirdi.
‘Gömen hayvanlar adaleti böyle sağlar. Söylediklerin umurumda bile değil. Arkadaşını ve seni beter yaparım.’
Hayvanlardan homurtular çıkmaya, gürültü ve karmaşa kaldığı yerden devam etmeye başladı.
‘Ne yapacaksan yap.’ Diye çıkıştı Reli. Ondan korkmuyordu. ‘Bana yapabileceğin başka ne olabilir ki?’ İrası boynunda yakaladı. Diğer Hayvanlar Reli’yi ve Husky’i altlarına alıp ezmek için harekete geçmişti ki ihtiyar at sert bir şekilde kişnedi. Adı Equas Cılkı’ydı. Herkes olduğu yerde kalmıştı. Hepsinin yüzünde aynı öfkeli ifade vardı. Reli sadece İras’a ve kör olan sol gözüne bakıyordu. Artık gözü tamamen kararmıştı. Hiçbir şeyi düşünmüyordu.
‘Senin adalet anlayışına tüküreyim.’ Diğer hayvanlara da hitaben ‘Siz adaletten ne anlarsınız?’
Herkes Equas’ın bir hareketine bakıyordu. Yol verseydi Reli’yi ve Husky’i oracıkta öldürürlerdi.
‘O pis elini boynumdan çekmezsen seni daha beter yaparım. Sonra bu ucube haline dönmek için beni tekrar ararsın.’
Reli gerçekten kopmuştu. Sadece gülmeye başladı. Kahkahası limanda yankıladı.
‘Dene de bir gör.’ Artık ölüm dahil hiçbir şeyi düşünmüyordu. ‘Adaletle ilgili değişmeyen yargılarınızı kıramayacağımı biliyorum. Sizleri ve düşüncelerinizi de değiştiremeyeceğimin farkındayım. Bu lanet kazın bana yatığı lanetin bir çeşit adalet sayıldığının da farkındayım. Herkes kendince haklı. Netice itibari ile olan oldu. Bunu değiştiremem. Eski yaşantıma ve bedenime geri dönemiyorum. Cezamı çektim ben. Hayatım altüst oldu. Hayvanlar aleminde bir insan olarak yaşayamam. Adalet bence yerini buldu. Yine de üzerimdeki laneti bozmayacaksan İras Lindovs bitir işimi.’
Reli, şimdi daha sakindi. İçinde hafif bir huzur ve rahatlama vardı. Ne olacaksa olsun diye düşünüyordu.
İras, boynunu ‘Reli’nin elinden kurtardıktan sonra, başını sağa sola sallamaya başladı. ‘İşim olmaz. O lanet benimle birlikte mezara girecek Sayın Hermanni.’
‘Madem öyle beni daha beter yap. Bu ucube halim için sana yalvarayım.’ Kafasını İras’ın şapşal kafasına kadar eğdi.
Diğer hayvanlar arasında itişmeler oldu. Equas onları dizginlemese her şey bitebilirdi.
‘Senin alnına yazılmış bir kadar bu. Beni anlıyor musun? Diğer hayvanlar aralarına girdi ve onları birbirlerinden uzaklaştırdı.
‘Emin ol bu benim kaderim olmayacak.’
‘Bir insan olarak devam edeceksin ve öylece geberip yok olacaksın.’
Reli nefessiz kaldığını hissediyordu. İras’a ne derse desin bir tesiri olmuyordu.
Reli, titrek bir sesle ‘Ben bu kaderi yaşayamam.’
Equas ‘Bu kadar yeter. Ayrılın. Atın onları buradan.’
Diğer hayvanlar Reli ve Husky’i karga tulumba çekiştire çekiştire çemberin dışına kadar çıkarmaya başladılar. İras tüm bu olup bitenleri kinle ve nefretle izledi.
‘Benim lanetim de seni üzerinde olacak İras Lindovs. Bunu o kuş beynine sok.’
İras’ın sağ gözü alabildiğince kısıldı. İstemsiz ce kanat tüylerini parmak bozma hareketindeki gibi üstüste getirdikten sonra bozdu.
Reli’yi ve Husky’i sürükleyenler bir anda durakladılar. İras Lindovs bu ucubenin ona lanet yaptığı ile ilgili sözlerine istemsizce gülüyordu. Fakat içten içe bir korku tüm benliğini kaplamıştı. Gözü dönmüş bu ucubenin kendisini lanetleyeceği düşüncesi tepeden tırnağa ürpermesine sebep oldu.
‘Başka hayvanların büyü ve lanet işlerinden anlamadığını mı sanıyorsun? Beni buna zorlama. Buraya boş gelmedim. Bir sürü göçebe büyüsü öğrendim. Beni zorlama.’
Equas kişneyerek tüm bu olup bitenlerin son bulması için talimat verdi. Diğer hayvanlar kaldıkları yerden Reli ve Husky’i uzaklaştırmaya başladılar. İtişmeler arasında Reli’nin ayağı burkuldu. Can havliyle bağırdı ama itiş kakış arasında sesi duyulmadı.
‘Hadi gidin buradan. Defolun.’ Diye bağrışmalar oldu.
Reli ve Husky’i fırlatıp sahile attılar.
Reli topallayarak İras Lindovs’a döndü ve ‘Lanetim üzerinizde Sayın Lindovs. Lanetim seni bulacak.’
İras ağzında biriktirdiği onca tükürüğü yere boşalttı. Reli’den nefret ettiğinin net bir ifadesiydi.
İras, içindeki korkunun tekrar harekete geçtiğini hissediyordu. Elinde olmadan Reli’nin gerçekten bir lanetle onu lanetlemiş olabileceğini düşünüyordu.
Daha fazla zarar görmekten korkuyordular. Reli, sadık dostu Husky’nin yardımıyla arabaya kadar zor bela yürüyebildi. Arabayı park ettikleri yere gelene kadar Reli, birkaç kere düştü. Ayağının ağrısından gözleri yaşarıyordu. Eşini ve oğlunu düşünerek kendinde güç bulmayı denedi. Ayağındaki ağrı kalp atışı hisseder gibiydi ve yavaş yavaş bileğinden yukarıya doğru yayılıyordu.
Husky’ zorlanarak Reli’yi yan koltuğa oturtmayı başardı. Arabayı kullanmak için sol tarafa geçti. Reli ayağının ağrısından ve tüm yaşananlardan ötürü gözlerini kapatmış öylece, ölü gibi duruyordu.
Husky hızlıca kaldıkları Renkli Düşler Oteline doğru sürmeye başladı. Reli yan koltukta ölü gibi duruyordu. Başını cama dayamıştı. Artık bir beklentisi kalmamış gibiydi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.