- 817 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
İKİNCİ NİKAH
İKİNCİ NİKÂH
Kadim dostlardı. Şimdilerde ayrı şehirlerde yaşıyor olsalar da, neredeyse her gün telefonla konuşur, evinli sohbetler ederlerdi. Son bir yıldır bir konu vardı gündemlerinde. Eşi vefat eden arkadaşın şikâyetleri:
“Duvarlar üzerime üzerime geliyor. Yemek yapmasını, bulaşık, çamaşır yıkamasını bilmem. Evet, artık birçok işi makinalar yapıyor. Ama onları da çalıştırmayı beceremiyorum. Rahmetlinin zamanında merak edip sormadım da. Ama şimdi zorlanıyorum. En önemlisi bir nefes, bir ses arıyor insan. Yalnızlık çok zor be arkadaşım dayanamıyorum.”
Ne kadar teselli etmeye çalışsa da yeterli olamadığını görüyor, arkadaşının durumunu tahmin edebiliyor, ona üzülüyordu. Bir gün yine arkadaşı aradı:
“ On seneyi aşkın bu sitede oturuyorum. Bahçede, merdivenlerde karşılaştığımız olur. Bir –Merhaba- bile demezlerdi. Üst kattaki komşular beni yemeğe çağırıyorlar. Bu davette nereden çıktı? Merak ediyorum.”
“Merakını gidermenin yolu davete icabet etmektir arkadaşım. Korkma seni yemezler. Ama sen onların ikramlarını yersin.”
Güldü.
İki gün sonra aradı. Sesi gürdü, neşesi yerindeydi.
“ Gittim.” Dedi.
“Gittim. Çay kahve, çeşitli yemekler, ikramlar, bana verilen değer ayyukta. Yemekte bir bayanla tanıştırdılar beni. O bayan o aile efradından mı, yoksa benim gibi misafir mi bilmiyorum. Evin bayanı:
“Teyzem; emekli öğretmen. Beyi öleli bir sene oldu. Yalnız yaşıyor. Onu çağırdık sağ olsun kırmadı bizi geldi.”
“Memnun oldum. Benim de eşim öldü. Bilirim yalnız yaşamanın zorluklarını.”
Yemekten sonra salona geçtik. Ev sahibinin teyzesi kahve getirdi. Kahve ikram ederken gözlerime bir bakışı var ki yüreğimin ritmi şaştı. Hafif makyajlı, gözleri yeşil. Etkileyici bir ses tonu var. Kültürlü biri. Memleket gündemini de takip ediyor. Derin sohbetlere daldık, sanattan, siyasetten dem vurduk. Sohbetten bulduğu bir boşlukta bana dönerek:
“Siz dolu dolu bir insansınız sakıncası yoksa telefon numaranızı alabilir miyim?”
Verdim telefon numaramı. Çaldırdık kaydettik falan. Arkadaşım yürüyeceğim ben bu işe. Şartlar uygun olursa da evlenmek için talip olacağım.”
Çok uzun süren telefon konuşmaları, eşinin dikkatini çekti:
“Seni anlıyorum, arkadaşınla iyi bir aile dostuyduk. Rahmetli eşi de benim iyi bir arkadaşımdı. Bu aralar konuşmalarınız fazla şıklaştı. Siz bir şeylerin peşindesiniz gibi geliyor bana. Telefonla konuşmanın da bir adabı, bir kuralı var. Bu kadar uzun konuşmak normal değil. Neler çeviriyorsunuz?”
Arkadaşıyla konuştuklarını olduğu gibi anlattı eşine. Şaşırdı, sinirlendi eşi:
“Evlenecek yani o öğretmenle öyle mi? Geçmişini bir kalemde silecek, yok sayacak öyle mi? Siz erkekler bencilsiniz, nankörsünüz. Kadınları kendinizin hizmetçisi gibi görüyorsunuz. Biz suyu sıkılıp kabuğu atılan limon değiliz. Biz peçete değiliz, ağız silinip çöpe atılan. Anı diye bir şey var. Sonu ölüm olsa da sadakat diye bir şey var.
Ayağa kalktı. Mutfak dolaplarının kapaklarını hırsla açtı:
“Ben seninle evlendiğimde evimize gelen misafirlerime verecek bir sandalyemiz yoktu. Şimdi her şeyimiz var. Parasını sen ödesen de, dört duvarı ev yapan benim. Demek ben ölürsem sen de evleneceksin öyle mi? Benim kurduğum evi ne idüğü belirsiz biri kullanacak öyle mi? Kırayım mı şimdi bütün tabakları? Keseyim mi bütün aletlerin kablolarını? Utanmaz adamlar. Nankörler…”
Her evde olduğu gibi ufak tefek tartışmalar olurdu. Ama eşini hiç böyle görmemişti. Sesini çıkarmadı.
Aslında ölüm de yoktu, evlenende. Niye böyle sinirlenmişti ki?
Eşi kapıyı çarpıp odasına gitti. O da perdeyi açıp camdan dışarı bakarken atasözlerini düşündü:
“Yalnızlık Allaha mahsus.”
“İlk eş evim der, ikinci eş avım”
İkisi de uyuyamadı. Sabah kahvaltıyı beyi hazırladı. Eşini öperek kaldırdı.
“Sabaha kadar Allaha dua ettim. Önce sen öleceksen bekletmeden alsın canımı, peşinden geleyim. Eğer önce ben öleceksem, sen çok yaşa. Bir kadın evlatlarının yanına sığar. Ama erkekler öyle değildir işte…
Barıştılar…
YORUMLAR
Allah kimseyi kimsenin ardına bırakmasın. Çevremdekilerden biliyorum. Zor bir durum!
Emeklerinize gönlünüze sağlık
Bedri Tokul
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla...
Onur BİLGE
Nasıl olacak o? İkisi aynı anda mı ölecek! İkiliden biri çekecek o çekilenleri. :)
Sevgiler...
Gülümsettin Bedri ağabeyim. Yaş ilerledikçe insanın aklına elbet ölüm de geliyor. İki taraf da zamanla birbirini tamamlayanlar. Bir taraf yıkılınca öbür tarafın nefesi dahi çok aranıyor.
Babamı üç yıl oldu kaybedeli. Annem kızım kavga etmek için bile evde birine ihtiyaç var diyor. Demek ki kavga da bir deşarj yöntemi.
Yine de Allah sevenleri kaç yaşında olursa olsun ayırmasın.
Sonu güzel bitti.
Kalemine sağlık sevgili ağabeyim.
Saygılarımla.
Bedri Tokul
Anneniz ne kadar doğru söylemiş. Allah uzun sağlıklı ömürler versin.
Teşekkürler Kıymetli Kardeşim.
Selam ve Saygıyla...
Bundan bir kaç yıl önce komşumuz kocasını, iki çocuğunun babasını kansere kaybetti. Bir süre yalnız yaşadıktan sonra kendine bir hayat arkadaşı buldu. Çevresindekileri tanıştırmadan önce de uyardı: ''Birincisi, benden epeyce genç, görünce şaşırmayın. İkincisi o da benim gibi bir kadın.'' Çok tatlı bir hukukçuydu yeni gelinimiz. O dönemlerde burada yasalar da değişmişti, evlendiler. İki tane daha çocuk yaptılar (Genç anneden). Geçen haftasonu yeni çocukların doğumgünü vardı. Doğumgününe yeni gelinin anne babası da geldiler. Onlar da boşanmışlar, başkalarıyla evlenmişler, şimdi kızlarının başka bir kadından olma çocuklarının doğumgününde bulunuyorlardı.
Şimdi yazınca bundan bir hikaye çıkabileceğini farkettim. Bedri Bey, zamanınızı almayayım, bir şeyler karalayayım. Saygılarımla.
Bedri Tokul
Dedim ki kendi kendime:
"Bundan sonra toplumun gözünden kaçan olayları yaz."
Öyle de yapmaya çalışıyorum. Başarılı olup olmadığım sizlerin takdiri.
Bu yazdığım konu da yaşanıyor. Bazıları normal karşılasa da, bazıları ayıplıyor.
İlginize, değerli yorumunuza çok teşekkür ederim.
Sizin okumuş, yorumlamış, yaşanmış bir olayı da paylaşmış olmanız benim
için çok önemli ve değerli.
Selam, saygılar gönderiyorum Memleketimizin Isparta'sından.
Sağ olun...
Hayatın gerçekleri..İnsan öbür yanı bu dünyanın devamı gibi gördüğünde hayatının planlarının dışına çıkmasından hoşlanmaz.Hele bir de hayatında yer edenleri önemsemiş ve özümsemiş ise..Bir arkadaşım var eşiyle her gün aynı yemini tekrarlayan..Öbür dünyada da kendisinden başkasıyla olmaması.Hele huriler karşı resmi durması.İlginç bir konu ve ilginç bir yaklaşım.Ne diyelim her şeyin başı sağlık.Rabb'im sevenleri ayırmasın..Kaleminiz daim olsun Üstad..Sağlıcakla..Saygıyla..
Bedri Tokul
Eşler birbirinin dayanağı oluyor.
Hele bu ilerleyen yaşlarda daha da önem kazanıyor.
Biri hakkın rahmetine kavuşunca çöküyor geride kalan.
Yeni bir destek araması şart mı?
Yaşamadığım için bilmiyorum.
Yaşayanları ne ayıplıyor, ne de tasvip ediyorum.
ALLAH kimseyi yalnız bırakmasın. Zordur herhalde.
Değerli yorumun için teşekkür ediyor selam ve Saygılarımı gönderiyorum.